Katar merkezli yayın kuruluşu Al Jazeera, Türkiye’nin Libya’daki askeri varlığını ve bunun uluslararası diplomaside yarattığı sonuçları ele alan …
Katar merkezli yayın kuruluşu Al Jazeera, Türkiye’nin Libya’daki askeri varlığını ve bunun uluslararası diplomaside yarattığı sonuçları ele alan bir analiz yazısı yayımladı. Yazıda, Türkiye’nin Libya’daki varlığının ABD’yi rahatlatırken, AB ülkeleri arasında huzursuzluğa neden olduğu vurgulandı.
Arap Baharı sırasında devrilen Muammer Kaddafi sonrasında Libya’da 10 yılı aşkın süredir kaos ve şiddetin hakimiyetini sürdürüyor.
2021’in son günlerinde 30 ülke ve temsilci Libya’daki durumu görüşmek için Paris’te bir araya gelmişti. Bu yılın başında da Fransız yetkililer, yabancı paralı askerlerin doğu Libya’dan çekilmesinin tamamlandığını duyurdu.
Haber, kuşatılmış Kuzey Afrika ülkesini 2021 sonlarında seçimlere götürmek için BM destekli çabaların arka planında geldi ve sonuçsuz kaldı.
TÜRK VE RUS GÜÇLERİ BÖLGEDE KALMAYA DEVAM EDECEK
Libya’nın seçim komisyonu, çeşitli nedenlerle böyle bir oylamanın yapılamayacağına karar verdi. Libya topraklarında yabancı güçlerin varlığı, şüphesiz, 24 Aralık’ta yapılması planlanan ve ertelenen seçimlere tartışma katan faktörlerden biriydi.
Katar merkezli Al Jazeera, bazı ülkelerin askerlerinin Libya’dan ayrılmaya başladığını vurgularken, yine de Türk ve Rus ordularının bölgeden ayrılacağına dair bir emare bulunmadığını vurguladı.
Al Jazeera, Türkiye ve Rusya’nın Libya’da asker bulundurmasıyla ilgili; “Birincisi, Türkiye ve Rusya’nın Libya’da kalması onların çıkarlarına… İkincisi mevcut koşullar altında ayrılmak için çok az teşvikleri var. Potansiyel olarak iki ülkenin güçlerini ayırabilecek tek kuvvet ABD’dir” ifadelerinde bulundu.
Ancak Katar merkezli yayın kuruluşuna göre, ABD’nin kartlarını bu şekilde oynaması pek olası değil.
‘ABD LİBYA’YA İLGİSİNİ KAYBETTİ’
ABD merkezli Brookings Enstitüsü Dış Politika programında Güvenlik, Strateji ve Teknoloji Merkezi Danışmanı Federica Saini Fasanotti, “Washington, özellikle Donbas’tan Kuzey Kore’ye, Çin’e ve hepsinden önemlisi Biden yönetiminin karşı karşıya olduğu devasa iç sorunlara kadar çok daha acil sorunların olduğu bu zamanda, Libya ile ilgilenmiyor” dedi.
Al Jazeera’ya, “Bu yüzden şimdiye kadar beklenen taahhüt olmadı ve Brüksel için üzgünüm, yarın da olmayacak” dedi.
Diğer uzmanlar da bu durumu onaylarken, benzer ifadelerde bulundu.
Uluslararası Örgütlü Suçlara Karşı Küresel Girişim’in kıdemli üyelerinden Jalel Harchaoui, “Biden’ın Libya için bir stratejisi yok” dedi. “Biden yönetimi bir strateji oluşturacak kadar ciddi değil. Dolayısıyla, Libya’daki yabancı aktörlerin varlığı konusunu ele almaktan bahsederken, ciddiye alınmamalı. Çünkü hiç bir adım atılmıyor.” dedi.
POTANSİYEL RUS GENİŞLEMESİ
Bu bağlamda, silahlı Türk ve Rus personelin, koşullar önemli ölçüde farklılaşmadıkça Libya’nın güvenlik mimarisinin bir parçası olarak kalmasını beklemek için çok fazla neden olduğu vurgulanan yazıda, “Washington’un bakış açısına göre, Rusya’nın askeri gücü Wagner Group’un Libya’daki varlığını genişletme ihtimaline karşı Türkiye’nin orada olması işlerine geliyor” ifadeleri kullanıldı.
Harchaoui, “ABD, Rusya’nın kalacağını bildiği için Rusya’yı ayrılmaya zorlama çabalarında kendi kararlılık eksikliğinin farkında olduğundan, Rus varlığının potansiyel genişlemesini kontrol altına alacak bir mekanizmaya ihtiyacınız var” dedi.
Harchaoui, “ABD’nin sahip olduğu tek mekanizma Türk varlığıdır. ABD Türkiye’ye baktığında bir NATO üyesi görüyor. ABD’nin perspektifinden ‘fena olmayan bir varlık biçimi’ Aynı zamanda, ABD’nin Rusya’nın varlığını genişletmesini önlemek için bir tür araca ihtiyacı var. Sonuç olarak, Washington Türkiye’nin varlığının devam etmesinden yana duruyor.” dedi.
AVRUPA ÜLKELERİNİ RAHATSIZ EDİYOR
Al Jazeera, “Avrupa Birliği üye devletleri, özellikle de Akdeniz ülkeleri, Libya’nın geleceğinde büyük paya sahip olduklarını düşünüyor. Kuzey Afrika ülkesinde hem Türk hem de Rus güçlerinin varlığı, Ankara’nın Libya’daki rolüne karşı çok daha olumlu bir duruş sergileyen Washington’un aksine, Avrupalı güçleri derinden rahatsız ediyor.” ifadelerini kullandı.
Özellikle Fransa’nın bölgedeki Türk varlığından rahatsız olduğu vurgulanan yazıda, “Fransa, özellikle ABD’nin Libya’daki Türk ve Rus kuvvetlerine bakış açısıyla çelişiyor. Paris, Türkiye’nin buradaki rolünü Rus Wagner Group’un varlığından daha sorunlu görüyor.” ifadeleri kullanıldı.
Ancak Fransa, Türk ordusunun Libya’daki rolüne önemli ölçüde itiraz eden tek Avrupa ülkesi değil.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nde yardımcı araştırmacı ve NATO’da analist olan Umberto Profazio’ya göre, “Türkiye’nin Libya’daki varlığına yönelik kızgınlık son dönemde İtalya’da da arttı. Özellikle, Libya’yı İtalya’nın arka bahçesi olarak gören aşırı sağ siyasi hareketler bu duruma karşı çıkıyor” ifadelerinde bulundu.
AVRUPA’NIN ÇIKARLARIYLA ÇAKIŞIYOR
Fasanotti, bu tür ekonomik rekabetin bu denklemde kritik bir değişken olduğunu belirtirken, “[Türkiye ve Wagner Group’un] [Libya’daki] varlığı, çeşitli nedenlerle Avrupa’nın çıkarlarıyla çatışıyor… Libya’da Rusya veya Türkiye’nin imzaladığı her belge, Avrupalı ortaklar için bir eksi ekonomik anlaşmadır.” ifadelerinde bulundu.
Yazıda, ekonomik sorunların ötesinde, AB üyelerinin Libya’daki Türk ve Rus gücünü Avrupalı güçlerin ulusal çıkarlarını tehdit edici olarak algılamalarına neden olan güvenlik sorunları da olduğu vurgulandı. Fasanotti, “Son olarak, Libya kıyılarını kim kontrol ediyorsa, göç akımlarını da kontrol ediyor ve bu, Brüksel’in hafife almaması gereken stratejik bir konu” dedi.
“ABD, ağırlığını Libya’ya vermek konusunda isteksiz olmaya devam ederse ve Washington’un Ankara’nın Libya dış politikasına ABD’nin yakın Avrupalı müttefiklerinden daha fazla uyum sağlamasına yol açan bakış açısını sürdürürse, bu bölünmeleri derinleştirebilir” ifadeleri kullanıldı.