Abdestsiz tesbih çekilir mi sorusunun yanıtı merak edilen konular arasında yer alıyor. Kuranı Kerim içerisinde Allah’ın emirleri ve yasakları …
Abdestsiz tesbih çekilir mi sorusunun yanıtı merak edilen konular arasında yer alıyor. Kuranı Kerim içerisinde Allah’ın emirleri ve yasakları bulunan kullarına gönderilmiş kutsal bir kitap olduğu için okuma adaplarına da uyulması şarttır. Peki, abdest neden alınır? Abdest almanın önemi nedir? Abdestsiz dua okunur mu?
ABDESTSİZ TESBİH ÇEKİLİR Mİ?
Tıpkı namaz kılarken olduğu gibi abdest almanın zorunluluk olduğu durumların haricinde yani dua ederken ya da tesbih çekerken abdestli olunmak zorunlu değildir. Daha faziletli bir ibadet gerçekleştirmek istiyor ve edebe uygun davranmak istiyorsanız abdestli olarak tesbih çekmek daha uygundur.
ABDESTSİZ DUA OKUNUR MU?
Namazdan sonra abdest gitmişse tesbihat yaparken yeniden abdest almak daha iyi olabilir ancak, abdestsiz tesbih çekilmesinde de bir sakınca yoktur. Kişinin abdesti yoksa yine aynı şekilde dualar okuyabilir, salavat-ı şerifler çekebilir. Ezbere bildiğiniz bir sureyi abdestiniz olmadan boş vaktinizi değerlendirirken okuyabilirsiniz.
ABDESTSİZ KURAN OKUNUR MU?
Abdestsiz Kuranı Kerim okuma konusunda en mühim nokta kişinin gusül abdesti bulunup bulunmamasıdır. Gusül abdesti bulunmayan kişi Kuranı kerimi ezberden dahi okuması caiz görülmemiştir. Gusül abdesti bulunmayan kişinin Kuranı kerime dokunması okuması caiz değildir.
Kişinin gusül abdesti bulunuyor ise normal abdesti yok ise belli durumlarda Kuranı kerimi okuması mümkündür. Ezberden okuması da normal abdest hali olmadığında mümkündür. İki abdest ayrımı iyi yapılmalıdır. En güzel olanı kişinin abdest alarak Kuranı kerimi yüzünden okumasıdır.
YATARKEN KURAN OKUNUR MU?
Yatarak Kur’an ve meal okumak caizdir. Yatarak Kuranı Kerim okumak veya dinlemek caizdir. Yatakta yatarken Kuranı Kerim okumak caizdir. Bu durumda yatmadan okumak mümkün olduğu gibi, yattıktan sonra da okumak câizdir.
ABDEST ALMANIN ÖNEMİ
Abdest, Arapça’da “güzellik ve temizlik” mânasına gelen vudû’ (????) kelimesiyle ifade edilir. Konuyla ilgili birçok hadiste zikredilen vudû’ Kur’ân-ı Kerîm’de geçmez. Kur’an’da temizlenme ve arınmayı genel olarak ifade eden kelimeler zekâ (???) ve tuhr (???) köklerinden türemiştir. İkinci kökten türemiş olan kelimeler bazı yerlerde maddî temizlik mânasına gelirse de her iki kökün müştakları daha çok mânevî bir arınmayı ifade eder. Bu dinî temizliği anlatmak için Türkçe’de kullanılan abdest kelimesi ise Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu” mânasına gelen birleşik bir kelimedir. Fıkıhta, abdeste tahâret-i suğrâ (küçük temizlik), gusüle de tahâret-i kübrâ (büyük temizlik) denir. Abdest almayı gerektiren hallere hades-i asgar (küçük kirlilik), gusül yapmayı gerektiren hallere de hades-i ekber (büyük kirlilik) adı verilir.
Kur’ân-ı Kerîm’de abdestle ilgili hükmü açıklayan, “Ey inananlar! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar kollarınızı yıkayın, başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın” (el-Mâide 5/6) meâlindeki âyet, Medine döneminde nâzil olmuştur. Namazın ise Mekke döneminde Mi’rac gecesi farz kılındığı, Cebrâil’in Hz. Peygamber’e namaz ve abdesti öğreterek birlikte abdest alıp namaz kıldıkları ve söz konusu âyetin nüzûlünden önce asla abdestsiz namaz kılınmadığı, siyer âlimlerinin üzerinde ittifak ettikleri bir husustur. Abdestin ilgili âyetle farz kılındığı, daha önceleri ise namaz için abdest almanın mendub olduğu yolundaki münferit görüşler bir yana, bütün müslüman âlimler abdestin Cebrâil’in öğretmesiyle Mekke’de namazla birlikte farz kılındığını, zikredilen âyetin de mevcut bir hükmün ehemmiyetine binaen teyit ve takriri mahiyetinde olduğunu kabul ederler. Böylece abdest, üzerinde ihtilâf söz konusu olamayacak kesin ve müstakil bir nassa dayandırılmış olup, namaza bağlı tâli bir hüküm mülâhazasıyla zamanla önemsenmeyerek ihmal edilmesi ihtimali ortadan kaldırılmıştır. Bunun yanında, ilgili âyet nâzil oluncaya kadar Resûlullah’ın abdest almadan hiçbir iş yapmadığı ve hatta konuşmadığı rivayet edilmektedir (Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, II, 1583). Âyet, abdestin her amel için değil, namaz için farz kılındığını açıklamakla aynı zamanda Resûlullah için de bir ruhsat getirmiş olmaktadır. Nitekim daha sonraları, abdestin yalnız namaz vb. ibadetler için gerekli olduğu çeşitli münasebetlerle Hz. Peygamber tarafından dile getirilmiştir.
Abdest, sure, dua, Dini, Gündem, Yaşam, Haber