Dünyadaki yaşamın evrimi, bilimin en büyük gizemlerinden birisi diyebiliriz. Ancak bu gizemi için bir adım daha atmış olabiliriz ve …
Dünyadaki yaşamın evrimi, bilimin en büyük gizemlerinden birisi diyebiliriz. Ancak bu gizemi için bir adım daha atmış olabiliriz ve Supermountains adı verilen ‘süper dağlar’, yaşamın en önemli biyolojik bükülme noktalarından ikisi sırasında kritik bir rol oynamış olabilir.
Bu ay Earth and Planetary Science Letters dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmada, Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden (ANU) araştırmacılar, ilkel Nuna ve Transgondwana süper dağlarının, gezegenin yüzeyinde temel mineral ve atmosferik kaynaklarını etkilediğini ve bu sayede dünyayı başlattığını ortaya koyuyor.
Supermountains dağları Himalaya’dan 3 kat daha büyük
Yerkabuğundaki tektonik plakalar çarpıştığında, kabuk bir enkaz sırasında bir arabanın kaportası gibi buruştukça dağlar oluşur. Süreç on milyonlarca yıl sürebilir ancak sonuç, Himalaya dağları gibi bu süper dağlar da gezegenin en yüksek dağlarından bazılarıdır.
Yaklaşık 2 milyar yıl önce, süper kıta Nuna’nın oluşumu, Nuna süper dağı adı verilen devasa bir sıradağ gibi görünüyor. Aynı şey, yaklaşık 600 milyon yıl önce süper kıta Gondwana’nın oluşumu sırasında da oldu. Haricinde de Transgondwana süper dağı oluştu.
Ph.D. Ziyi Zhu, “Bugün bu iki süper dağ gibisi yok.” ANU’da aday ve çalışmanın baş yazarı, bir üniversite açıklamasında şu şekilde açıklama yaptı; “Bu sadece yükseklikleri değil 2.400 km uzunluğundaki Himalayala Dağları’nın üç veya dört katı olduğunu hayal edebiliyorsanız, ölçek hakkında bir fikir edinirsiniz.” dedi.
Transgondwanan süper dağı olarak bilinen ikinci dağ, 575 milyon yıl önce ilk büyük hayvanların ortaya çıkışı ve 45 milyon yıl sonra, çoğu hayvan grubunun fosil kayıtlarında göründüğü Kambriyen patlamasıyla çakışıyor. ANU araştırmacıları, Dünya’nın atmosferini ve okyanuslarını oksijenlendirme sürecinin sabit olmadığına dikkat çekiyor. Bunun yerine, patlamalar halinde geldi ve bu süreçteki en büyük iki akın, bu iki süper dağın oluşması ve erozyona uğramasıyla çakıştı.
Bu olay bir tesadüf olabilir mi?
Jeolojik kayıtlarda bir süper dağın varlığının ve aynı dönemdeki büyük evrimsel ilerlemelerin elbette alakasız olması mümkün denilebilir. Yine de kanıtlar ikna edici yani etkilemesikuvvetle muhtemel vegezegenimizin geçmişinde şimdiye kadar ki zamansal durumlar olmasına rağmen, kanıtların olması bile büyük bir mesele.
Ayrıca halihazırda bildiklerimizi temel alarak gördüğümüz biyolojik çeşitlilik için mantıklı bir açıklama sağlar. Yüzde 100 kesinlik ile asla bilinmez. Fakat durum böyleyse ve süper dağlar yaşamın evriminde önemli bir faktörse, bu yalnızca buraya nasıl geldiğimizi açıklamaya yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda evrenin başka yerlerinde yaşam arayışımızda da bizeyardımcı olabilir.