ABD ve Sovyetler Birliği’nin 50’li ve 60’lı yıllardaki uzay mücadelesi, uzaya çıkışı her ne kadar hızlandırmış olsa da birinci olma kaygısı …
ABD ve Sovyetler Birliği’nin 50’li ve 60’lı yıllardaki uzay mücadelesi, uzaya çıkışı her ne kadar hızlandırmış olsa da birinci olma kaygısı nedeniyle her şey aceleye getiriliyordu. Bu yüzden test roketleri çoğu zaman patlıyordu.
Bu amansız yarışa dünya da şahit oluyordu. İtalya’daki Achille ve Giovanni Judica-Cordiglia kardeşler ise bu kıyasıya rekabeti çok daha yakından incelemeyi başardı. Bu yıllarda yapılan uçuşların ses kayıtlarını tuttular ve kimseye açıklanmayan çarpıcı olaylara tanıklık ettiler.
Önemli not: İtalyan kardeşlerin birazdan detaylıca bahsedeceğimiz iddialarına çok sayıda itirazda bulunuldu.
Dolandırıcı oldukları bile söylendi. İddiaları şimdilik komplo teorisi olarak görülüyor çünkü Sovyetler tarafından resmî bir açıklama yapılmadı.
4 Ekim 1957’de Sovyetler Birliği, dünyanın ilk yapay uydusu olan ve uzay yarışını başlatan Sputnik I’i uzaya gönderirken bütün dünyayla bir radyo frekansı paylaştı.
Uzay aracıyla yapılan iletişimin, telsizi olan herkes tarafından dinlenebilmesi sağlandı.
Yaklaşık bir ay sonra Sputnik II kalkarken Sovyetler bu kez radyo frekansı paylaşmadı.
20’li yaşlarında olan İtalyan kardeşler, radyo sinyallerinin çalışma prensibini iyi biliyordu. Yaptıkları hesaplamalar sayesinde, yörüngeden gönderilen sinyallerin nasıl tespit edilebileceğini buldular. Ayrıca o yıllarda konuşmalar şifrelenemiyordu.
Duydukları şeye inanamadılar, bu bir kalp atışıydı. Daha sonra bu seslerin Laika adındaki bir köpeğe ait olduğu ortaya çıktı.
Ne yazık ki bu uçuş tek yönlüydü, geri dönüş yoktu. Böylece uzaya çıkan ilk canlı Laika oldu.
Üç ay sonra ABD’nin ilk uydusu Explorer I uzaya gönderildi ve bunun da radyo frekansı paylaşıldı.
Achille ve Giovanni bu uçuşu da kaydetti. Böylece yavaş yavaş ünlenmeye başladılar. Daha sonra Torino yakınlarında, II. Dünya Savaşı’ndan kalma bir Alman sığınağındaki dinleme istasyonuna taşınarak burada ses kaydı yapmaya başladılar. Ekipmanlarını yenilediler ve Torre Bert adını verdikleri bu yeni yere daha büyük antenler taktılar.
Dinlemeleri Mayıs 1960’ta daha da ilginçleşmeye başladı.
İnsanlı bir uzay aracının rota dışına gidişini kaydettiler. Kasım 1960’ta ise bir Sovyet uzay aracından bir yardım mesajı geldiğini fark ettiler. Üstelik Mors alfabesiyle gönderilen bir mesajdı ve elle gönderildiği anlaşılabiliyordu.
Kardeşlerin yaptıkları hesaplamalarda, kozmonotun bulunduğu uzay aracının yörüngeden çok uzakta olduğu görülüyordu. Daha sonra bu sinyaller giderek azaldı ve yok oldu. Uzay aracı muhtemelen yörüngeden çıkarak uzayın derinliklerine doğru sürükleniyordu. Sonrasında bu ses kaydını dinleyen bazı uzmanlar, kayıttaki seslerin ölmek üzere olan bir insanın nefes alış sesleri olduğunu belirtti.
Şubat 1961’de ise başka bir kozmonotun ölüm anlarını kaydettiler. Kardeşler bu sesleri duyduğunda, uzaya ilk çıkan insan olan Yuri Gagarin’i kimse tanımıyordu bile.
Nisan 1961’de ise bu kez başarılı bir görevi kaydettiler: Yuri Gagarin’in yaptığı tarihî uçuş.
Sonraki ses kayıtlarına bakılırsa Sovyetler’in başarısız uzay uçuşları devam etti. Mayıs 1961’de bir uzay aracı yörüngeden çıktı, Ekim 1961’de bir kozmonot derin uzayda aracın kontolünü kaybetti, Kasım 1962’de atmosfere bir uzay kapsülü kontrolsüz girdi.
1963 Kasım’ında bu kez daha çarpıcı bir ses kaydı yakaladılar.
İki kardeş bu konuşmaları İtalyancaya tercüme ettiğinde kozmonotun yürek burkan dramı da ortaya çıktı. Yeryüzüne dönmekte olan bir uzay aracından telaş içindeki bir kadının konuşmaları geliyordu.
Kadın, bulunduğu yerin çok sıcak olduğunu söylüyordu. Belli ki ciddi bir arıza vardı. Atmosfere girdiğinde oluşan yüksek sıcaklığın uzay aracının içine etki yaptığı ve kadının yanarak öldüğü düşünülüyor. Bu kadın kozmonotun kim olduğu, yaşı, rütbesi belli değil.
Kardeşler son olarak Nisan 1964’te başka bir kozmonotun atmosfere girişte yanarak öldüğünü kaydetti.
Sovyetler, hükûmete zarar vereceği düşüncesiyle olumsuz gelişmeleri kendi halkından ve dünyadan gizliyordu. Soğuk Savaş’ın da etkisiyle buna daha da dikkat ediliyordu. Bu olaylar hakkında bir açıklama yapılmadı. Kayıtları öğrenen Sovyetler’in, kardeşlerin kapısına bir KGB ajanı gönderdiği ancak İtalyan gizli servisi tarafından korumaya alındıkları söyleniyor.
Bu kayıtlardan bağımsız olarak, uzay yarışı esnasında fakat uzayda yaşanmayan bir başarısızlığın Sovyetler tarafından yıllarca gizlendiğinin ortaya çıktığından bahsetmek gerekiyor.
Kozmonot eğitimi için seçilen bir Sovyet savaş pilotu olan 24 yaşındaki Valentin Bondarenko; 23 Mart 1961’de, Moskova’da 15 günlük düşük basınç dayanımı deneyi sırasında çıkan yangın sonucu oluşan yanıklar sebebiyle feci şekilde öldü.
Basınç farkından dolayı, odanın kapısını açabilmesi yarım saat sürdü. Bondarenko, odanın içindeki oksijen tükeninceye kadar yandı. Hükûmet, Bondarenko’nun ölümünü 1980 yılına kadar gizledi. Daha sonra ise Ay’ın karanlık yüzündeki bir kratere adı verildi.
Ayrıca gazeteci James Oberg, “Yörünge’deki Kızıl Yıldız” adlı kitabında, Sovyet hükûmetinin 1961 yılında kozmonot eğitimi için seçilen bazı kozmonotların resimlerden nasıl yok edildiğini yazdı.
Bu sırada İngiliz araştırmacı Rex Hall, 16 kozmonotun yer aldığı daha önceki bir grup fotoğrafından bazı kozmonotların silindiğini gösterdi.
Daha sonra, grubun orijinal üyelerinin yokluğu nedeniyle yaratıcı ancak var olmayan fotoğraf ayrıntılarının eklenmesi ile tarihsel fotoğrafları gerçekçi gösterme çalışmaları yapıldı ancak başarılı olmadı.
Bütün bu iddialar doğru ya da gerçek, bilinmez fakat bu çarpıcı iddiaların 60 yılı aşkın bir süredir kamuoyunun ilgisini çektiği kesin.
Fotoğraf: İtalyan kardeşler
Kaynaklar: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12