Haber7 / Abdurrahman Koç Tarihi Kabasakal Camii ve arazisinin tescilini kanıtlayan 70’ten fazla belgeye ulaşıldı. Mahkeme, camiyi tescil …
Haber7 / Abdurrahman Koç
Osmanlı İmparatorluğu’nun Türkiye’deki Müslümanlara bıraktığı paha biçilemez miraslardan biri daha engellemelerle karşı karşıya kaldı. Sultanahmet’teki 400 yıllık Kabasakal Sinan Ağa Camii, mahkeme tarafından üç bilirkişi raporu ve onlarca tarihi belgeyle tescil edilmesine rağmen, yapılan itiraz sonucu İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdare Dava Dairesi tarafından, “eldeki verilerin yetersiz olduğu” gerekçesiyle tescili kaldırdı. 1917’de yangında hasar gördükten sonra yıkılan cami, avlusundaki çeşme ve şadırvan kalıntılarıyla var olma mücadelesi veriyor.
1917’DE YANGINDA HASAR GÖRDÜ
İstanbul Fatih’te Sultanahmet Camii’nin yanı başındaki Arasta Çarşısı’nda bulunan Kabasakal Sinan Ağa Camii, 1600’lü yıllarda Müteferrikbaşı Sinan Ağa tarafından inşa ettirildi.
4000 yıl boyunca Müslümanların ibadet ettiği cami, 1917 yılında çıkan yangında hasar gördü. Onarımı yapılmayan cami uzun bir süre kullanılmadı ve arazi kendi haline terk edildi. 1937’de “Yanmış Kabasakal Sinan Ağa Camii Arsası” olarak tescil ettirilip, yıkılan caminin yeri Vakıflar Müdürlüğü’ne bırakıldı.
CAMİNİN TESCİLİNİ KANITLAYAN ONLARCA BELGE VAR
İstanbul Çevre Kültür ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği (İSTED), camiyle ilgili 70’ten fazla belgeye ulaştı. Hüseyin Ayvansarayi’nin Hadikatü’l-Cevami ve Alman Mavileri adlı eserler başta olmak üzere birçok Osmanlı, Fransız ve Alman tarihi belgelerinde caminin yangından önceki ve sonraki hallerine ilişkin fotoğraf, harita ve imar planı elde edildi. İSTED, 2017’de bu belgelerle İstanbul 4 no’lu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na başvurdu.
MAHKEME “BELGELER YETERLİ” DEYİP CAMİYİ TESCİL ETTİ
İSTED’in başvurusunun ardından İstanbul 4 no’lu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, 23.11.2017 tarih, 5939 sayılı kararla cami ve arazisinin tescil edilmesine karar verdi. Karara göre caminin Fatih Cankurtaran Mahallesi, 65 ada, 2, 3, 14, 15, 16 sayılı parsellerde tescilinin mevzuat kapsamında mümkün olduğu belirlendi. Kurul kararında, elde edilen görsel verilerin ihya için yeterli olduğuna vurgu yapılırken, cami temellerinin tespiti amacıyla ilgili müze denetiminde kazı yapılması talimatı da yer aldı.
VAKIFLAR İTİRAZ ETTİ, KONU MAHKEMEYE TAŞINDI
Ancak sonraki süreçte Vakıflar Genel Müdürlüğü, bu karara itiraz ederek konuyu Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’na taşıdı. Kurul, 26.12.2018 tarihli 1153 sayılı kararında, tescil kaydını iptal ettirdi. Bunun üzerine konu yargıya taşındı.
Açılan davada İstanbul 5. İdare Mahkemesi; Anayasanın “Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması” maddesi ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na atıfla, Vakıflar Müdürlüğü’nün iptal kararının hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle 30.10.2020 tarih, 2020/1508 sayılı kararla kaldırdı. Kurul kararında mimar, sanat tarihçisi ve şehir planlayıcısı olmak üzere 3 kişilik bilirkişi raporu da göz önünde bulunduruldu.
İSTİNAF “BELGELER YETERSİZ” DEYİP TESCİLİ KALDIRDI!
Kurulun kararı, sonraki süreçte Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından istinafa taşındı. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. İdare Dava Dairesi, Vakıflar’ın itirazını kabul ederek yerel mahkemenin hükmünü 15.09.2021 tarih, 2021/2199 sayılı kararıyla iptal etti.
Camiyle ilgili onlarca fotoğraf, harita ve kaynağa rağmen iptal kararında “caminin mevcudiyetine dair cephe tespitine ilişkin eldeki verilerin yetersiz olduğunun“ öne sürülmesi şaşkınlıkla karşılandı.
İSTED ise bu karar karşısında “Tarihi eserlerin yaşamasına ve yeni eserlerin ortaya çıkmasına katkıda bulunmak; çevrenin geçmişten miras değil, geleceğe emanet olduğu şuurunun oluşması” için hukuki girişimlerini devam ettirdiğini söylüyor.