Telekomünikasyon sektörü için son 12 ay oldukça ilginç geçti. Üretken yapay zekanın (AI) yükselişi ve devam eden makroekonomik istikrarsızlık gibi etkenler nedeniyle telekomünikasyon şirketleri iş modellerini sıkı bir şekilde gözden geçirmek ve stratejilerini değiştirmek zorunda kaldılar.
Telekomünikasyon sektörü için son 12 ay oldukça ilginç geçti. Üretken yapay zekanın (AI) yükselişi ve devam eden makroekonomik istikrarsızlık gibi etkenler nedeniyle telekomünikasyon şirketleri iş modellerini sıkı bir şekilde gözden geçirmek ve stratejilerini değiştirmek zorunda kaldılar.
Geleneksel olarak en önemli öncelik gelir artışıydı, ancak finansmana erişimin daha pahalı olması nedeniyle artık verimliliği en üst düzeye çıkarmaya odaklanıldığını görüyoruz. Omdia’nın yaptığı bir araştırma, her 10 telekomünikasyon şirketinden yalnızca birinin son on yılda operasyonel harcamalarını (opex) gelirlerine oranla azalttığını gösteriyor. Dünya çapında dijital dönüşüm harcamalarının 2027 yılında yaklaşık 3,9 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor ve telekomünikasyon sektöründe sermaye harcamalarının (capex) nasıl kullanılacağı konusunda derin eğriler olacak.
Günümüzün ağlarını kurmak ve çalıştırmak giderek daha pahalı hale geliyor, bu da telekomünikasyon şirketlerinin harcamalarını kullanımla nasıl uyumlu hale getirecekleri konusunda değişikliklere neden olacak. AWS Küresel Telekomünikasyon İş Birimi Genel Müdürü Chivas Nambiar, 2024 için telekomünikasyon sektörüne yönelik 4 trendi açıkladı.
Üretken yapay zekanın sonraki aşamalarını benimsemek
Son zamanlarda üretken yapay zeka kadar ses getiren başka bir teknolojiyle karşılaşmadık. Altman Solon tarafından yapılan bir anket, telekomünikasyon şirketlerinin yapay zeka harcamalarının mevcut miktarın altı katına kadar artabileceğini ve üretken yapay zeka kullanan iletişim hizmeti sağlayıcılarının (CSP) önümüzdeki yıl içinde ortalama yüzde 34’e, önümüzdeki iki yıl içinde ise yüzde 48’e ulaşmasının beklendiğini gösteriyor.
Telekomünikasyon şirketleri, mevcut sistemleri güçlendiren çağrı özetlemeleri veya sohbet robotları gibi çözümlerin hızlı bir şekilde uygulanmasına ve benimsenmesine olanak tanıyan üretken yapay zeka kullanımının ilk aşamasında bulunuyor. CSP’lerin yüze 92’sinin sohbet robotlarını kullanma olasılığının yüksek olduğu ve yüzde 63’ünün halihazırda üretimde bir sohbet robotları olduğunu belirttikleri göz önüne alınırsa, müşteriye yönelik sohbet robotları, telekomünikasyon sektöründe üretken yapay zekanın en yaygın olarak benimsenen kullanım örneği olarak karşımıza çıkıyor.
2024 yılında, telekomünikasyon şirketlerinin üretken yapay zeka destekli araç ve deneyimlerini olgunlaştıracağı ve ölçeklendireceği bir sonraki benimseme aşamasını göreceğiz. Telekomünikasyon şirketleri, yeni değer fırsatları yaratmak amacıyla kişiselleştirilmiş ürün teklifleri ve pazarlama gibi alanlarda kullanılan üretken yapay zekayı müşteri deneyiminin bir parçası haline getirmeye odaklanacak. One New Zealand, çağrı merkezi temsilcilerinin müşterilerin neden aradığını ve çağrı çözümünü proaktif olarak nasıl destekleyeceklerini daha iyi anlamalarına yardımcı olan, böylece müşteri güveninde yüzde 10’luk bir artış sağlayan üretken bir yapay zeka çözümü sundu. Amdocs’un sekiz uzman müşteri ve kullanıcı deneyimi şirketini tek bir marka altında birleştirmek için Stellar Elements’i piyasaya sürmesiyle yaptığı ilk çalışmalar, bu kullanım örneklerinden bazılarının iş değerini artırmak için kurumsal kullanıma hazır üretken yapay zeka araçlarının üzerine ne kadar hızlı inşa edilebileceğini gösterdi. Cox Communications da inovasyonu teşvik etmek ve müşteri hizmetlerini geliştirmek için üretken yapay zekadan faydalanıyor ve bu sayede manuel belge aramaları için harcanan süreyi 2-3 saatten sadece saniyelere indiriyor.
Hizmet Olarak Yazılım (SaaS) kullanımını artırmak
Birçok büyük telekomünikasyon şirketi geleneksel olarak hizmet geliştirmek için çeşitli teknolojilerin parçalarını bir araya getiren kurucular olmuştur. Telekomünikasyon şirketleri, eski teknolojilerin borcu gibi sorunları çözmek için SaaS çözümlerinden yararlanıyor ve bu da genel müşteri deneyiminin iyileşmesini sağlıyor. T-Mobile gibi operatörler, karmaşık sistem geçişi işlerini yürütürken bir yandan dijital öncelikli vizyonlarının bir parçası olarak müşteri deneyimlerini hızla dönüştürmek için Salesforce, Adobe ve Amdocs gibi şirketlerin SaaS çözümlerinden faydalanıyor.
2024 yılında telekomünikasyon şirketleri, yeni ürünlerin piyasaya sürülme süresini iyileştirmenin yanı sıra daha iyi finansal performans ve iş çevikliği elde etmek için SaaS kullanmaya odaklanmaya devam edecek.
API’ler aracılığıyla yeni ağ özelliklerinin kilidini açmak
Telekomünikasyon şirketleri, 5G ağlarındaki bilgilerin kilidini açarak Uygulama Programlama Arayüzleri (API’ler) aracılığıyla ağ yeteneklerini ortaya çıkarmaya odaklanacak, böylece hizmet kalitesi ve bant genişliği gibi alanları yönetmek için ağ programlanabilirliği üzerinde daha fazla kontrol sağlayacak.
Sektör, operatörler genelinde API’leri standartlaştırdığından, telekomünikasyon şirketlerinin kendi API ağlarını mı barındıracaklarını yoksa bulut sağlayıcılarıyla mı çalışacaklarını değerlendirmeleri gerekecek. Bu değerlendirmede, bilgi işlem gücü, depolama, veritabanları ve geliştiricilere destek için gelişmiş bir deneyim sunmak için gereken makine öğrenimi yetenekleri gibi bir ağ API’si için gerekli olan bileşenleri göz önünde bulundurmak da önem taşıyor.
Çekirdek ağ özelliklerini dönüştürmek için bulutu kullanarak operatör değerini artırmak
Birçok telekomünikasyon şirketi, operasyonel harcamalar/gelir oranlarını yüzde 10’dan fazla azaltabilen daha uygun maliyetli ağlar oluşturmak için bulutu kullanıyor.
Bulut RAN’a (Radyo Erişim Ağı) odaklanma 2024 yılında da devam edecek ve telekomünikasyon şirketleri bu teknolojinin daha yüksek verimlilik, maliyet azaltma ve daha düşük güç tüketimi gibi tüm avantajlarından yararlanacak. Örneğin, NTT DOCOMO ve NEC Corp gibi CSP’ler, bulut RAN kullanarak güç tüketimini yüzde 70’in üzerinde azaltabileceklerini gösterdi.
Bulut, maliyet optimizasyonunun yanı sıra, CSP’ler için ürün hatlarını ve yeteneklerini yeniden tasarlamak gibi yeni gelir fırsatları da sunuyor. Ayrıca, Deutsche Telekom’un bağlantı hizmetlerini üçüncü taraf bağlantı, bilgisayar ve depolama kaynaklarıyla birleştirmesi örneğinde olduğu gibi, küresel olarak dağıtılmış bir kurumsal ağ oluşturma fırsatı da bulunuyor. TELUS, 2023 yılında birden fazla akıllı ev uygulamasına olan ihtiyacı azaltan ve yeni cihazlar için kurulum sürecini basitleştiren bir akıllı ev çözümü piyasaya sürdü.
Özetlemek gerekirse, telekomünikasyon şirketlerinin değerlendirme yapması ve doğru bulut sağlayıcısını seçmesi önem taşıyor çünkü iş ortağı seçimleri, kurumsal kullanıma hazır ve güvenli üretken yapay zeka yeteneklerini, bulut tabanlı SaaS sağlayıcılarının genişliğini, API’leri için mevcut olan geliştirici topluluklarını ve yeni nesil teknolojilerin de uygulanabilmesi için yeteneklerin geliştirilebilmesi konusunda sektörün derinliğini belirleyecek. Telekomünikasyon şirketlerinin bir adım önde olmak için çevik kalmaları ve bu yeni trendlerin ve teknolojilerin iş hedeflerini nasıl hızlandırabileceğini ve onları 2024’ün de ilerisinde uzun vadeli başarıya nasıl ulaştırabileceğini değerlendirmeleri gerekiyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı