Benzin istasyonlarında “kurşunsuz” vurgusunu sıkça duyduk ama üzerinde hiç durmadık. Normalde benzinin kurşunlu olduğunu ve benzin …
Benzin istasyonlarında “kurşunsuz” vurgusunu sıkça duyduk ama üzerinde hiç durmadık. Normalde benzinin kurşunlu olduğunu ve benzin tedarikçilerinin bizim iyiliğimiz için benzini kurşundan arındırdıklarını düşünebiliriz. Oysa gerçek tam tersi.
Benzinde kurşun yok ve 100 yıl önce bazı şirketler son derece zararlı olan bu maddeyi benzine kattılar. Otomobil egzozundan çıkan kurşun parçacıkları rüzgarla, yağmurla taşınarak sadece yerel nüfusa değil on binlerce kilometre ötedeki canlılara da zarar verdi. İşte şirketlerin halk sağlığını nasıl hiçe saydıklarının öyküsü:
1920’lerden bu yana atmosfere salınan kurşunun %90’ı benzin yakılmasından kaynaklanıyor.
20. yüzyılın en tehlikeli kirletici yakıtı olarak adlandırılan tetraetilkurşun katılmış benzin, ilk defa 1920’lerde motorun performansını arttırmak amacıyla kullanılmaya başlandı.
Kurşunun zehirlediğine dair ilk olay 1924’te ABD’deki bir rafineride yaşandı. Rafineride çalışan 5 işçi hayatını kaybetti ancak halk sağlığı yetkilileri ve çevrecilerin uyarılarına rağmen kurşunlu benzin kullanımı 100 yıldır çevre ve insan sağlığını tehdit etmeyi sürdürdü.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bu benzin türü, kurşun içeren diğer bütün maddelerden daha fazla zehir saçıyor. Havayı, tozu, toprağı, içme suyunu ve gıda ürünlerini kirletiyor.
Bilim insanları yaptıkları araştırmalarda, düşük seviyelerde kurşun maruziyetinin bile zeka gelişimini olumsuz etkilediğini ve refleksleri yavaşlattığını tespit etti. Bununla birlikte kurşunlu benzinin kalp hastalığı, felç ve belirli kanser türleri ile bağlantılı olduğu bulunmuştu.
Kurşunlu benzine maruz kalmanın en çok çocukları etkilediği belirtiliyor. Ürün kandaki kurşun seviyesini çok tehlikeli düzeylere çıkarıyor ve bu durum çocukların zeka gelişimini olumsuz etkilediğinden akademik başarılarını düşürüyor.
Zengin ülkeler 1970’lerden itibaren kurşunlu benzin kullanımını azaltmaya, 1980’lerden itibarense yasaklamaya başladı. Ancak kullanımı 2000’li yılların başında 80’den fazla ülkede devam etti.
1970’lerde dünyanın her yerinde aktif olarak kullanılan ve otomobillerin daha yüksek sıkıştırma oranları kullanmasına izin vererek onları daha güçlü hale getiren kurşunlu benzinin kullanılması ancak ilk kez 1986’da yasaklanabildi.
Aslında 1926, 1943, 1954, 1970 yıllarında zararlarından dolayı yasaklanması gündeme geldi ama asbest, tütün, tarım ilaçları, nükleer ve biyoteknoloji sektörlerinin de kullandıkları strateji ve taktikler yüzünden kurşunun benzinde hükmü sürdü.
Bilimsel belirsizliğin arkasına saklanmak, kanıtları manipüle etmek, bağımsız araştırmaları ve araştırmacıları baskılamak, düzenleme ve denetleme mekanizmalarından kaçmak, inkarcı lobilere ve medyaya kaynak aktarmak kurşunun zararlarını örtmek içindi.
Temmuz 2021’de Cezayir’in de kurşunlu benzin satışını durdurmasının ardından, 99 yıldır kullanımda olan bu zehirli maddenin kullanımı sona erdi.
Kurşunlu benzin kullanımının sona ermesi bir milyon kişinin ecelinden önce kalp hastalığı, felç, kanser gibi sebeplerle ölmesini engelleyecek ve çocukların zekaları kurşun nedeniyle zarar görmeyecek.
Dünyada kurşunlu benzin dönemi sona erdi, ancak havayı kirletmeye devam ediyor.
Uzmanlar yıllardır toprakta biriken kirliliğin kurşunlu benzin kullanımının bitmesiyle hemen temizlenemeyeceği uyarısında bulunuyor. Son yapılan bir çalışma bu durumun olumsuz sonuçları konusunda önemli fikir veriyor. Çalışma, Londra’da 20. yüzyıl boyunca araçlardan havaya salınan kurşunun toprakta biriktiğini ve kentin bugünkü hava kirliliğine katkıda bulunduğunu güçlü kanıtlarla ispatlıyor.
20. yüzyılda yakılan milyonlarca ton kurşunun büyük kısmı hâlâ havada, toprakta, suda ve canlı organizmaların bedeninde. Yeryüzünde insan üretimi kurşundan etkilenmeyen tek bir toprak parçası veya canlı türü kalmadığı düşünülüyor.
Türkiye’de 1996 yılında kurşunsuz benzin kullanma oranı %86’ydı ve ancak 2004’te yasaklandı. Bu yüzden bu yıl ve öncesinde doğan herkesin zeka seviyesini düşürdü. Oysa daha erken adım atılsaydı sadece 30 yaş üstünü etkileyecekti.
Dönemin Çevre ve Orman Bakanlığının 2004 yılındaki “Kurşunlu Benzin Tüketimi ve Kurşunun Etkileri Raporu”na göre Türkiye genelinde 2003 yılı verilerine göre benzinli araçlardan atmosfere atılan kurşun miktarı yaklaşık olarak 230.000 kg/yıl olarak veriliyor.
Kaynaklar: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8