BMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, KKTC’nin 39. kuruluş yıl dönümünde, Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda gerçekleştirilen geçit töreninde önemli …
BMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, KKTC’nin 39. kuruluş yıl dönümünde, Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda gerçekleştirilen geçit töreninde önemli değerlendirmelerde bulundu.
“BAŞKA ÜLKELERİN KUCAĞINDAN PARMAK SALLADIĞINI GÖRÜYORUZ”
Doğu Akdeniz ve Adalar Denizi’nde uluslararası hukuka ve Türkiye’ye karşı düşmanca tavırlar içerisinde bulunan bazı Yunanistanlı yöneticilere tepki gösteren Şentop, “adalar üzerindeki hukuki durumlarının zayıflığının farkında olmaksızın başka ülkelerin kucağından parmak salladığını görüyoruz. Türkiye, hak ve menfaatlerini hem kara vatanımızda hem Mavi Vatan’da her zaman ve her türlü vasıta ile korumaya, düşmanca ve uluslararası hukuka aykırı tutum içinde olanlara haddini bildirmeye muktedirdir” dedi.
TBMM Başkanı Şentop’un açıklamalarından satır başları:
“TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI DA GEÇMİŞİYLE VE GELECEĞİYLE ESASEN KENDİ PARÇASI OLAN AİLESİNİN BİR FERDİNE KUCAK AÇMIŞTIR”
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması, Kıbrıs meselesindeki kör düğümü çözecektir” diyen Şentop, “Bu doğrultuda Dışişleri Bakanlığımız başta olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlarımızda gece gündüz demeden çalışıyoruz. Haklı davamızı var gücümüzle savunuyoruz. Her parlamenter platformda, Cumhuriyet Meclisi’yle eş güdüm halinde Kıbrıs meselesini ve Kıbrıs Türkü’nün haklı davasını yılmadan, usanmadan anlatıyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 4 gün önce Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olarak kabul edilmesi bu çabalarımızın somut bir ilk adımıdır. Bu karar bu başarı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için olduğu kadar Türk dünyası için de bir milattır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti böylelikle ilk kez anayasal adıyla uluslararası bir teşkilatta bu statüyü elde etmiştir. Türk Devletleri Teşkilatı da geçmişiyle ve geleceğiyle esasen kendi parçası olan ailesinin bir ferdine kucak açmıştır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatımızda kazandığı gözlemci üyelik statüsünün hayırlı bir başlangıç olmasını temenni ediyorum.”
“TÜRKİYE AYKIRI TUTUM İÇERİSİNDE OLANLARA HADDİNİ BİLDİRMEYE MUKTEDİRDİR”
Şentop, “Doğu Akdeniz’de ve Adalar Denizi’nde uluslararası hukuka, Türkiye’ye karşı düşmanca tutum içinde hareket eden bazı Yunanistanlı yöneticilerin de adalarla üzerindeki hukuki durumlarının zayıflığının farkında olmaksızın başka ülkelerin kucağından parmak salladığını görüyoruz. Türkiye hak ve menfaatlerini hem kara vatanımızda hem Mavi Vatan’da her zaman ve her türlü vasıta ile korumaya düşmanca ve uluslararası hukuka aykırı tutum içinde olanlara haddini bildirmeye muktedirdir. Bu, Türkiye açısından sadece bir zamanlama meselesidir. Üzerinde bulunduğumuz bu vatan toprakları, söylediklerimin en güzel ve en somut örneğidir” dedi.
Maraş açılımına değinen Şentop, “Son dönemde ezber bozan adımlardan bir tanesi de Maraş açılımı kararıdır. Bu karar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin eli kolu bağlı bekleyeceğini zanneden Rum yönetiminin huzurunu kaçırmıştır. Ancak bu kararın Rum mülk sahipleri dahil bölgede mülkü bulunan herkesi memnun edeceğini hesaba katamamışlardı. Nitekim açılan bölgeyi ziyaret edenlerin sayısının 750 bini geçmiş olması bu memnuniyetin somut bir göstergesidir. Şüphesiz ki Kıbrıs Türk Cumhuriyeti baraj açılımı kararını alırken çok dirayetli bir duruş sergilemiştir.
Türkiye olarak biz de destek ve gayretlerimizi seferber ettik. Bu yöndeki güçlü irademizden geri adım atmadık, atmayacağız. Uluslararası topluma, Maraş açılımının uluslararası hukuka uygun olduğunu mülkiyet haklarına saygı gösterildiğini izah etmeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.
“ARTIK ÇÜRÜK İPE HÜLYA DİZMENİN MAZERETİ YOK”
TBMM Başkanı Şentop, Ukrayna-Rusya Savaşı’na ilişkin, bu süreçte dünya barışını sağlamak üzere oluşturulan uluslararası kuruluşların sıfırlanan etki ve gücünün, Avrupa’nın güçlü devletlerinin gerek uluslararası ilişkilerde gerekse halklarına karşı çaresizliklerinin, çözüm üretmedeki zayıflıklarının gözler önüne serildiğini kaydederek, “İnsan hakları, hukuk, adalet, barış gibi parlak kavramların Akdeniz’de ölüme itilen göçmen çocuk ve kadınların cesetlerinde, kapısında ‘Ukraynalı giremez’ yazan marketlerin yıldızlarını söndüğünü gördük. Hukukun, barışın, insan haklarının yani dünyanın uluslararası kuruluşların ve Avrupalı ülkelerin ikiyüzlü politikalarına ve insafına bırakılamayacağını müşahede ettik. Artık çürük ipe hülya dizmenin mazereti yok. Batılı ülkelerin emperyalist iştihalarını örten maskeler olarak ortaya attığı içeriği boşaltılmış politik kavramlara günümüzü ve geleceğimizi bağlamanın mazereti yok. Doğu’nun İslam dünyasının, Türkiye’nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin öteki olarak tanımlandığı, gözümüzün içine sokularak yapılan haksızlık ve adaletsizliklerin çifte standartların artık gözümüzü açması lazım” açıklamasını yaptı.