enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
32,5097
EURO
34,7796
ALTIN
2.424,13
BIST
9.687,60
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Perşembe Parçalı Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Az Bulutlu
19°C

Yargıtay’dan nafaka kararı: Sözleşme tarihindeki kurun altına düşülemez

2015’te olan oğlu için 10 yıl süreyle aylık 19 bin dolar yardım nafakası ile eğitim hayatı boyunca 80 bin dolar okul masrafı ödemeyi kabul eden …

Yargıtay’dan nafaka kararı: Sözleşme tarihindeki kurun altına düşülemez
12.12.2021
134
A+
A-

2015’te olan oğlu için 10 yıl süreyle aylık 19 bin dolar yardım nafakası ile eğitim hayatı boyunca 80 bin dolar okul masrafı ödemeyi kabul eden kişi, 2018’de dava açarak bu hükümlerin ortadan kaldırılmasını veya uyarlanmasını istedi.

Davacı baba dilekçesinde sözleşmenin ekonomik durumuna göre ağır şartlar içerdiğini, bunları yerine getirmek için borç almak zorunda kaldığını, kirada oturduğunu, emekli maaşıyla geçindiğini belirtti ve nafakayı ödeyemediğini kaydetti.

Yerel mahkeme yargılama sonucunda davayı reddetti. Mahkemenin kararında, uzlaşma tutanağını tarafların avukatları eşliğinde, hür iradeleriyle imzaladıkları, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında, protokolden sonra önemli bir değişiklik olmadığı aktarıldı.

19 BİN DOLAR NAFAKA 20 BİN LİRA OLDU

Davacı babanın bu karar üzerine başvurduğu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi ise yerel mahkemenin hükmünü baba lehine değiştirdi. Aylık 19 bin dolar olan nafaka 20 bin liraya çevrildi.

KUR FARKI VE HAKKANİYET İLKESİNE VURGU

Kararda, tarafların dava konusu tutarı serbest iradeleriyle belirlediklerine, bununla birlikte bedeli döviz cinsinden tayin ettiklerine dikkat çekildi ve şu tespitlerde bulunuldu:

“Bedellerin ilk tayini üzerinden geçen sürede ülkenin ekonomik koşullarına göre döviz ve Türk lirası endeksinde fahiş, öngörülemeyen ve umulmadık artış yaşandığı gibi bu gelişmeler nedeniyle uzlaşma tutanağı ile edimler arasındaki dengenin davacı aleyhine olumsuz yönde bozulduğunun kabulü gerekmektedir. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun ihtiyaçları, paranın satın alma gücü, uzlaşma tarihinden itibaren geçen sürede değişen kur farkı ve hakkaniyet ilkesi gereğince davacının uzlaşma tutanağı ile belirlenen ödeme yükümlüğünün uyarlanması talebinin kabulüyle davalıya ödenecek nafaka ve okul ücretinin Türk lirasına dönüştürülmesi suretiyle aylık yardım nafakasına hükmedilerek isteğin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalıdır.”

KARAR YARGITAY’DAN DÖNDÜ

Bu defa davalı taraf istinaf mahkemesi kararını Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, istinaf mahkemesi kararını bozdu.

“SÖZLEŞMENİN YAPILDIĞI TARİHTEKİ KUR MİKTARININ ALTINDA BİR MİKTARA HÜKMEDİLMESİ DOĞRU OLMAMIŞTIR”

Bozma ilamında, yerel ve bölge adliye mahkemelerinin de kabul ettiği gibi dava konusu sözleşmeyi tarafların avukatları eşliğinde hür iradeleriyle imzaladıkları, sözleşmenin şartlarının da yardım nafakasını aşacak özel koşullar içerdiği belirtildi ve şöyle denildi:

“Sözleşmenin imzalandığı tarih ile dava tarihi arasında çok zaman olmaması ve kurda meydana gelecek artışların da olabileceğinin taraflarca öngörülebilir olduğunun kabulü gerekmektedir. O halde sözleşmenin uyarlanması talebinin kabulünde, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun ihtiyaçları, paranın satın alma gücü, uzlaşma tarihinden itibaren değişen kur farkı ve hakkaniyet ilkesinin dikkate alınması doğruysa da sözleşmenin yapıldığı tarihteki kur miktarının altında bir miktara hükmedilmesi doğru olmamıştır. Yine bölge adliye mahkemesinin uyarlama gerekçesinde belirlediği miktarı hangi esas ve kriterlere göre hesapladığı konusunda gerekçe belirtmemiş olması da doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.