15 Temmuz Derneği’nin düzenlediği Hafızanda Ne Var? programının Mart ayı konuğu Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran oldu. Gazeteci-Yazar …
15 Temmuz Derneği’nin düzenlediği Hafızanda Ne Var? programının Mart ayı konuğu Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran oldu. Gazeteci-Yazar Halime Kökce’nin moderatörlüğünü yaptığı programda Bakan Yardımcısı Kıran, Türk vatandaşların Ukrayna’dan tahliye süreci başta olmak üzere Rusya-Ukrayna savaşının geldiği noktayı ve Türkiye’nin diplomatik atağını değerlendirdi. Hafızanda Ne Var? 15 Temmuz Derneği’nin YouTube kanalından yayınlandı.
21 FARKLI ÜLKE TAHLİYELER İÇİN TÜRKİYE’DEN DESTEK İSTEDİ
Rusya-Ukrayna savaşının tüm dünyada yansımaları olduğuna dikkat çeken Yavuz Selim Kıran, Dışişleri Bakanlığı olarak savaş başladıktan sonra Türk vatandaşlarının Ukrayna’dan tahliye sürecini anlattı. Bakanlığın güçlü bir kurumsal kapasitesi olduğunu ifade eden Kıran “Ukrayna’da özellikle hava sahasının kapatılması, deniz trafiğinin durması ve sahada savaşın devam etmesi burada yapılacak operasyonu bizim için zorlu kılmıştı ama ülkemizin gücü, Cumhurbaşkanımızın liderliği, Sayın Bakanımızın bütün bakanlığımızı ve Ukrayna’daki misyonlarımızı derhal seferber eden yaklaşımı böylesine zorlu ve kapsayıcı bir süreci başarıyla geride bırakıp vatandaşlarımızın zarar görmeden buradan tahliye edilmesini sağladı. Sadece vatandaşlarımız değil Ukrayna’daki soydaşlarımızın tahliyesi konusunda da örnek bir çalışma yürüttük. Yine bu süreçte Afrika’dan, Amerika’dan ve Avrupa’dan 21 ülke bizden bu konuda yardım talebinde bulundu. Biz de imkanlarımız dahilinde bu ülke vatandaşlarına da ayrım gözetmeksizin yardım ettik. 24 Şubat’tan itibaren orada neredeyse sadece Türk bayraklı otobüsler sefer yapabildi” dedi.
SAVAŞ BAŞLAMADAN VATANDAŞLARIMIZI UYARDIK
İstatistiklerden öteye sahada tahliye sürecinin bir hikayesi olduğunu belirten Kıran “Bu hikaye tek başına ülkemizin ortaya koyduğu bir başarı hikayesidir. Ukrayna’da yaklaşık 25 bin vatandaşımızın yaşadığını tespit etmiştik. 24 Şubat’ta Rusya’nın saldırısı başlamadan önce biz bu vatandaşlarımızın hemen hemen hepsine Bakanlığımız ve konsolosluğumuz aracılığıyla zaten ulaşmış ve kendilerini savaşın ortaya çıkma ihtimaline karşı uyarmıştık. Kendi güvenliklerini öne almaları gerektiğini ve saldırı ihtimali güçlendikçe 22 Şubat tarihi itibariyle de çok güçlü bir duyuruyla vatandaşlarımızın bulundukları yeri terk etmelerini telkin etmiştik. Bu telkinlerimiz sonucunda yaklaşık 5 bin vatandaşımız savaş başlamadan Ukrayna’dan ayrılmıştı. Savaş başladıktan sonra ise geride kalan 20 bin vatandaşımız tahliye talebiyle bizlere ulaştı” şeklinde konuştu.
TREN İSTASYONLARINDA YAŞANANLAR FİLM SENARYOSU GİBİYDİ
Hava sahası ve deniz trafiğinin kapalı olduğu bir ortamda tren ve otobüs seferlerini devreye sorarak Türk vatandaşların güvenli bölgelere taşındığını anlatan Yavuz Selim Kıran, tren istasyonlarında yaşanan kaosu yönetmenin de oldukça zor olduğunu belirtti. “Tüm ülke vatandaşları oraya kümelenmiş güvenli liman olarak görmüştü. Kendilerini buldukları vagona atıp güvenli bölgeye geçmek istiyorlardı. Bunu yönetmek kolay olmadı. İstasyonlardaki operasyonlar bile tek başına gerçekten üzerine film senaryosu yazılabilecek hikayeleri içerisinde barındırıyor. Zorlu bir operasyondu ancak bugün itibariyle 16 bin 637 vatandaşımızı Ukrayna’dan tahliye etmiş bulunuyoruz” diyen Yavuz Selim Kıran 60 binin üzerinde Ukrayna vatandaşının da Türkiye’ye geldiğini, kardeş ülke vatandaşlarından 10 bin civarında kişinin Türkiye üzerinden kendi ülkelerine döndüklerini belirtti.
MARIUPOL’DE GÜVENLİ KORİDOR AÇILMASI İÇİN TEMASLAR SÜRÜYOR
Çatışmaların devam ettiği Mariupol’de 30’a yakın Türk vatandaşının tahliye için beklediğini söyleyen Bakan Yardımcısı Kıran “Geride kalan vatandaşlarımızın büyük kısmı Mariupol’de yaşayan vatandaşlarımız. Bölgede bir insani koridor oluşturulması için Sayın Bakanımız, Milli Savunma Bakanımız ve Cumhurbaşkanımız her temasında Mariupol ekseninde bu insani koridorun açılması için girişimlerini sürdürüyorlar” dedi.
Tahliye sürecinde yaşanan hikayelerden de örnekler veren Yavuz Selim Kıran, Ukrayna’dan kendi aracıyla ayrılan bir Türk vatandaşının çok ağır trafik kazası geçirdiğini, bu kişinin Moldova’dan ambulans uçakla Türkiye’ye getirildiğini ve tedavisinin devam ettiğini anlattı. Kıran aynı zamanda Ukrayna’da faaliyet gösteren AGİT Gözlem Misyonu’nda çalışan 141 görevlinin Türkiye’nin desteğiyle tahliye edildiğini de belirtti.
DİPLOMASİMİZİ BAŞARILI KILAN ŞEY İLKELERİMİZ
Türkiye’nin diplomasisini ilkeler üzerine inşa ettiğini ifade eden Yavuz Selim Kıran “Biz 24 Şubat’ta Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısında dünyada en güçlü ve net tepkiyi ortaya koyan ülkelerin başında geliyoruz. O gün yayınladığımız Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü, Rusya’nın saldırılarının uluslararası hukukun ihlali olduğunu vurgulayan çok net ve sert bir açıklama yaptık. Ama bununla birlikte uluslararası topluma Rusya ile diyaloğu ve diplomasiyi asla dışlamaması gerektiğini de vurguladık. Ülkemizi Rusya ve Ukrayna için güvenilir bir ortak haline getiren unsur Türkiye’nin ilkeleri üzerine bütün siyasetini inşa etmesidir” dedi.
TÜRKİYE’NİN BARIŞ GÖRÜŞMELERİNDEKİ BAŞARISI TESADÜF DEĞİL
“Rusya ve Ukrayna heyetlerinin başından beri sürdürdükleri müzakerelerde en anlamlı ilerlemeyi İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’nda Sayın Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde hayata geçirmeleri asla tesadüf değil. Başından beri Bakanımız onlarca telefon görüşmesi, yüz yüze görüşme yaptı. Sayın Cumhurbaşkanımız mesaisinin büyük bir bölümünü Sayın Zelenskiy ve Putin başta olmak üzere bütün muhataplarıyla bu savaşı beraber sona erdirip barışın egemen olması için çabaladı. Önce Antalya’da iki ülke Dışişleri bakanlarının görüşmesi, arkasından Sayın Bakanımızın Moskova ve Ukrayna ziyaretleri, sonrasında heyetlerin Cumhurbaşkanımızın girişimleri sayesinde İstanbul’da bir araya gelip savaşın bitmesi noktasındaki ümit kıvılcımını İstanbul’dan vermeleri asla tesadüfü bir sonuç değil” diyen Yavuz Selim Kıran, bundan sonraki sürece ilişkin beklentileri de anlattı:
TÜRKİYE BARIŞA EV SAHİPLİĞİ YAPMAYA HAZIR
“Bundan sonra iki ülke Dışişleri Bakanlarının bir araya gelip metinleri onaylamaları, arkasından da liderlerin bir araya gelip anlaşarak ilan etmeleri süreci önümüzde duruyor. Devam görüşmelerinin İstanbul’da olmasından memnuniyet duyarız. Başından beri Sayın Cumhurbaşkanımız iki lidere de bu çağrısını yineledi ama bizim için önemli olan tarafların bir araya gelip barışın egemen olması. Barışın egemen olduğu bir mekanizmada yerin önemi yok dedi Sayın Bakanımız. Biz Türkiye olarak her zaman memnuniyetle bu görüşmelere ve bu sürece ev sahipliği yapabileceğimizi ifade ettik. Bundan sonraki görüşmelerle ilgili de hem bakanlar hem liderler düzeyinde Sayın Cumhurbaşkanımız davetini iki lidere de yaptı. İki lider de koşullar oluştuğunda bundan memnuniyet duyacağını belirttiler.”