Konyalı iş insanı Muammer Deveci, küçük yaşlardan itibaren başlayan tutkusuyla, yıllar içinde 13 klasik otomobilden oluşan bir koleksiyona sahip …
Konyalı iş insanı Muammer Deveci, küçük yaşlardan itibaren başlayan tutkusuyla, yıllar içinde 13 klasik otomobilden oluşan bir koleksiyona sahip oldu.
İş yerinin garaja dönüştürdüğü hangarında otomobillerini özenle muhafaza eden Deveci’nin koleksiyonunu, döneminde sınırlı sayıda üretilen özel seriler oluşturuyor.
Deveci, el yapımı Cadillac Eldorado Seville, Chevrolet İmpala Sport Coupe, Chrysler Newport Custom, Oldsmobile Ninety-Eight Regency gibi ender modellerin yer aldığı koleksiyonunun değerini maddiyatla ölçemiyor.
Tutkuyla bağlı olduğu otomobillerinin bakımlarıyla ve temizlikleriyle sık sık ilgilenen Deveci, zaman zaman da seçtiği araçlarından birine binerek kentin caddelerinde tur atıyor.
“Üretimlerindeki gayrete ve emeklere hayran oluyorum”
Deveci, AA muhabirine, en eskisi 1956 model olan otomobillerin hepsinin orijinal, az kilometreli, restorasyon görmemiş, 8 silindirli, otomatik vites, klimalı ve hidrolik direksiyonlu olduğunu söyledi.
Otomobillerinin hepsinin üretildiği ilk günkü gibi çalıştığına değinen Deveci, tüm aksamlarının ve özelliklerinin de eksiksiz işler durumda olduğunu dile getirdi.
Deveci, bazen bir otomobiline bakarken dalıp gittiğinin çok olduğunu belirterek, “Teknolojinin kısıtlı olduğu dönemlerde, bilgisayarlar, CNC tezgahlar yokken, ellerindeki eğelerle bu otomobilleri yapmışlar. Buna rağmen inanılmaz estetik detaylar görüyoruz. Bir otomobil ortalama 30 bin parçadan oluyor. Bu gayrete ve emeklere hayran oluyorum. Doğadan, uzaydan, uçaktan, kuşlardan, balıklardan etkilenmişler. Çok ilginç konseptte arabalar var. Mesela Cadillac Eldorado Seville köpek balığına, Chevrolet İmpala Sport Coupe de kırlangıca benzer.” ifadesini kullandı.
Araçlar konforlu
Otomobillerine karşı çok özel bir ilgisi ve sevgisi olduğun vurgulayan Deveci, “Bunlar benim çocuklarım gibi. Onlarla yaşıyorum. Bakıyorum, seviyorum, bakımını yapıyorum, çalıştırıp sesini dinliyorum. Kullanırken büyük bir haz duyuyorum. Hepsinin dizaynı, sanatsal değeri çok ayrı. O zamanların arabalarının kendine özel bir tarzı ve kimliği var. Uzaktan birini gördüğünüzde çok rahat, ‘Bu şu modelin şu serisi’ diyebilirsiniz.” diye konuştu.
Deveci, klasik otomobillerin günümüzün aksine sonsuz ömür hesabıyla üretildiğine dikkati çekek şöyle konuştu:
“Şimdiki otomobillerde esas olan arabanın çok satılması ve çok kar etmesidir. Klasik otomobillerin içi çok geniş ve rahat. Konfora çok dönük. Tabi o zaman yakıt problemi de çok yok. Günümüzdeki arabalar yakıt, park, seri üretim kaygılarıyla üretiliyor. Bu arabalara bindinizde bir ev ferahlığı hissediyorsunuz. Onun yumuşaklığını ve sıcaklığını hissediyorsunuz. Sanki arabayla konuşuyorsunuz ve o da sizinle konuşuyor.”