Bu fotoğraf bir ilk değil. Taraflar, işbirliğinin ileri biçimine ilişkin pozisyonlarında değişikliklere gitmeden her yıl birbirlerini eleştiren kararlar almaya mı devam edecekler?
Moskova Devlet Dışişleri Üniversitesi (MGIMO) İktisat Teorisi Bölümü öğretim görevlisi, Avrupa-Atlantik Güvenliği uzmanı Doç. Yuliya Kudryaşova, Sputnik’e açıklamasında, tarafların birbirleriyle işbirliği biçimine ilişkin geleneksel duruşlarını değiştirme niyetinde olmadığını ve bu nedenle bu fotoğrafın yıldan yıla tekrarlanmaya devam edeceğini belirtti.
“AP’nin kararları, doğası gereği tavsiye niteliğinde ve Avrupa Komisyonu raporlarının aksine bağlayıcı değil. AP geleneksel olarak AB’nin tüm ulus ötesi kurumları arasında Türkiye’ye karşı en kritik duruşa sahip kurum. AP’nin bazı temsilcileri, uzun süredir Türkiye ile ilişkilerin biçimini değiştirmeyi, açıkça Avrupa Birliği kavramına uymadığını ona söylemeyi, Türk politikacıları kandırmayı bırakmayı, Türkiye’nin tam üyeliğinin hiçbir zaman gerçekleşemeyeceğinden özellikle Türkiye için bireysel bir ortaklık biçimini geliştirmeyi teklif ediyor. Fakat AB bunu kabul etmiyor. Türkiye de sarsılmaz duruşa sahip. AB ile ilişkiler bağlamındaki amacı, nihayet birliğe katılmak. Ankara, başka hiçbir ortaklık biçimini de kabul etmiyor. Halihazırda Türkiye müzakere maddelerinin devamında, yeniden açılmasında ve göç anlaşması kapsamında söz verilen vize muafiyetinin sunulmasında ısrarcı. Bana öyle geliyor ki taraflar birbirini eleştirmeye devam edecek ve yıldan yıla, birbirlerine yönelik artan iddialarda bulunacak. Geçmişten gelen deneyim, ilişkilerin tam olarak böyle gelişeceğini gösteriyor.”
Kudryaşova, AP’nin son raporundaki yeni taleplere de dikkat çekti.
“AP’nin kararının içeriğine gelince, bu belgede, Kürt sorunundan başta Yunanistan ve Kıbrıs bazı AB ülkeleriyle sorunlara kadar Türkiye’nin tüm iç ve dış siyaset sorunları toplandı. Genel olarak tüm bunlar eskiden de ifade edilmişti. Ama son raporda yeni talepler de var. AP raporunda, Türkiye’nin Rusya yaptırımlarına katılmak istemediği kaydediliyor ve Ukrayna’ya destek vererek Rusya karşıtı yaptırımlara katılma talebi yer alıyor. Ama bunun Türk ekonomisi için çok ağır darbe olacağı ve aslında imkansız olduğu gerçeği Avrupalı parlamenterlerin umurunda değil. Böylece, AP üyeleri aslında Türkiye ile daha fazla diyalog kurmaya ilgi duymadıklarını gösteriyor. AP’nin Türkiye’ye karşı tutumu en başından beri kritikti. Bu duruş çoktandır geleneksel hale geldi ve bu duruşta hiçbir temel değişiklik olmayacak. Büyük ihtimalle Türkiye yönetimi AP’den böyle bir karar bekliyordu ve buna hazırdı.”