İsmail Demir, katıldığı canlı yayın programında önemli açıklamalarda bulundu. Pençe-Kılıç Harekatı’nda kullanılan mühimmatların büyük oranda …
İsmail Demir, katıldığı canlı yayın programında önemli açıklamalarda bulundu. Pençe-Kılıç Harekatı’nda kullanılan mühimmatların büyük oranda yerli ve milli imkanlarla geliştirildiğini belirterek, bu konuda dışa bağımlılık olmadığını söyledi.
“YAPAMAYACAĞIMIZ BİR ŞEY YOK”
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, “Geçmişte kullandıklarımızın haricinde, ‘şu anda şu silaha ihtiyacımız var veya şu platformda şunu yapmak istiyoruz’ dediğimizde yapamayacağımız bir şey yok. Pratik olarak veya teknoloji gerekiyorsa hemen kolları sıvayıp onları da bir an önce envantere eklemek veya geliştirmekle ilgili de bir sıkıntımız yok.” ifadelerini kullandı.
Demir, SİPER hava savunma füzesinin 100 km’yi geçen bir menzile ulaştığını da açıklayarak konuıyla ilgili şu ifadeleri kullandı;
Kademeli hava savunma yapımızı kurmak durumundayız. Kademeli hava savunmada biz çeşitli kademeleri basamak basamak inşa ediyoruz.
Savunma Sanayii’nin Türkiye açısından özelliği; Sayın Cumhurbaşkanı’mızın gerçekten çok net koyduğu irade ile biz bu konuda dışa bağımlılığı bitireceğiz ve gücümüzü buraya konsantre edeceğiz.
MENZİLİ 100 KM’Yİ GEÇTİ
HİSAR A+ ve SİPER projemizle beraber birkaç gün önce yaptığımız testle 100 km’yi geçen bir menzile ulaştık. Ancak, tabii giderek daha yüksek irtifa daha uzun menzil ve daha uzak mesafeden atılan balistik füzeleri korumayla ilgili sürekli kabiliyet geliştirmek gerekiyor. Çünkü daha uzak mesafeden atılmak demek uzaydan sizin hava sahanıza gelen çok daha hızlı durdurulması zor olan sistemlerden bahsediyoruz.
Hem EUROSAM hem de bizlerin böyle bir sisteme ihtiyacımız var. Onlar da 2015’ten beri çalıştılar ve belirli bir ilerleme kaydettiler. Şu an konuştuğumuz konu SAMP-T dediğimiz sistemin daha iyileştirilmiş, daha uzun menzili ve irtifası olan yüksek irtifa balistik füze karşılama kabiliyeti olan bir sistemin hayata geçirilmesi konusu.
Onların attıkları bizden daha iyi olabildikleri yerler var, bizim de katılabileceğimiz konular var. Böylece bir araya gelir isek yine daha ileri iyi sistemleri geliştirmekle ilgili bir çalışma yapabiliriz. Belki S-400 veya Patriot’un daha ilerisine versiyonlarına erişecek bir sistemi beraber yapmak üzere konuşuyoruz.
Onlar da 2015’ten bu yana belirli bir ilerleme kat ettiler. Bu yolculuğa beraber çıkabiliriz mümkün bu. Biz açık çek veriyoruz. Oturduğumuz zaman bunları rahatlıkla konuşabiliriz. Bunlar teknik konular, bir araya gelindiğinde nasıl bir yol haritası konulacak onu görüşeceğiz. Bununla ilgili çalışmalar yapılır.
Şöyle tanımlayalım. Hava savunma sistemi kademeli bir yapıdır. Kademe kademe hava savunma sisteminiz olması lazım. Çeşitli irtifa ve menzillerde, değişik tehditlere cevap verebilen katmanlı bir hava savunma sistemi diyoruz biz buna. Mesela balistik füzeyi karşılamaya göre tasarlanmış bir hava savunma sistemiyle bir drone vurmanız zor olabilir.
Uzun menzilli yüksek irtifalı bir hava savunma sistemi koyduğunuzda yanına bir de alçak irtifa ve düşük menzil hava savunma sistemiyle o hava savunma sistemini korunabiliyor. Hatırlarsınız Körfez’de drone saldırılarıyla yapılan bazı olayları… O halde diyoruz ki kademeli hava savunma sistemimizi kurmak zorundayız. Biz şu anda basamak basamak inşa ediyoruz. Şu anda erişmemiz gereken daha uzun menzil ve daha yüksek irtifa diye bir kavram var. Bu da ta uzayda vurmaya kadar giden bir süreci kapsıyor. Bu bir yolculuk ve basamak basamak giden bir yolculuk.
Eurosam’ın da çalışmaları durdurmayıp devam ettiği konu bu. Onlar da daha yüksek irtifa daha uzun menzille atılan uzayda daha dünyaya girmeden vurabileceği kabiliyetlere sahip sistemleri geliştirmekle ilgili çalışıyorlar. Bunun radarla ilgili çeşitli kabiliyetleri olur, attığınız roketlerin arayıcı başlıkları, motorları bunların kabiliyetleri manevra kabiliyetleri vuruş kabiliyetleri hassasiyetleri vs. Bu bir yarış siz savunma sistemini geliştirdikçe karşıdan saldıran sistemde de kabiliyetler oluyor. Bu sürekli bir teknoloji yarışı.