Türkiye’nin uzun zamandır gergin ilişkiler yürüttüğü ülkelerle olan normalleşme adımları devam ediyor. Dış politikada bir değişikliğe giden …
Türkiye’nin uzun zamandır gergin ilişkiler yürüttüğü ülkelerle olan normalleşme adımları devam ediyor. Dış politikada bir değişikliğe giden Türkiye, Körfez bölgesi ve komşu devletler gibi örneklerde de görüldüğü üzere, ikili temaslarda yeniden inşa sürecine girmişti. İsrail de bu ülkelerden biri oldu. Filistin’e insani yardım götürülürken İsrail askerlerince 2010 yılında saldırıya uğrayan ‘Mavi Marmara’ gemisinden bu yana iki ülkenin arasında ipler gergindi.
İlişkilerin tekrar inşası nasıl gelişti?
Türkiye, uzun süredir diplomatik ilişkilerinin neredeyse hiç bulunmadığı İsrail ile yumuşama sinyallerini vermeye, Körfez ülkeleri ile temaslarına paralel olarak başladı. Öncelikle İsrail basınında çıkan ve ‘üst yetkili bir Türk siyasetçinin’ açıkladığı iddia edilen bilgiye göre, ‘Türkiye İsrail’e yeni büyükelçi atmak istiyordu ancak Tel Aviv’in de eş zamanlı olarak Ankara’ya büyükelçi ataması halinde bunun mümkün olduğu’ söyleniyordu. 2021’in ilk aylarında uzmanların ‘ısınma’ olarak adlandırdığı bu söylentiler, yılın ilerleyen zamanlarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın Üsküdar’daki konutunun görsellerini çektikleri gerekçesiyle tutuklanan İsrailli Mody ve Natali Oknin’in serbest bırakılmasının ardından daha da yumuşadı.
Bu olayın ardından iki ülke ilk olarak temsilciler eşliğinde görüşmeler gerçekleştirirken, Erdoğan’ın, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve İsrail Başbakanı Naftali Bennett ile yaptığı telefon görüşmeleriyle tarafların olumlu trafiği de başlamış oldu. 8 yıllık aradan sonra iki ülkenin liderleri arasında gerçekleşen bu ilk temasın ardından, Mart 2022’de Antalya Diplomasi Forumu‘na katılan İsrail Parlamentosu (Knesset) Başkan Yardımcısı ve Meretz Milletvekili Ghaida Rinawie Zoabi ile diyaloğun devamının da sinyalleri verilmişti.
15 yıl aradan sonra ilk defa bir dışişleri bakanı İsrail’e gidiyor
İkili diyalogların geliştirilmeye devam ettiği İsrail ve Türkiye cephesinde yeni bir adım daha atıldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 25 Mayıs günü İsrail’e gideceği açıklandı. Bu, dışişleri bakanı düzeyinde 15 yıl sonra yapılacak ilk ziyaret olarak önem taşıyor. En son 2008’de dönemin Dışişleri Bakanı Ali Babacan tarafından 3 gün süren İsrail-Filistin gezisi gerçekleştirilmişti.
Bir diğer ayrıntı ise, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in de görüşmelerde olacağı yönünde. Konu ile alakalı olarak daha önce İsrail doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması konusu taraflar arasından ilk görüşmenin Mayıs ayında gerçekleşmesi planlanmıştı. İsrail basınına göre, enerji alanında dahil olmak üzere yaşanan bu gelişmeler, taraflar arasında ‘giderek gelişen ilişkileri pratik bir yola’ sokacak.
Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal, Türk heyetin tarihi önemdeki İsrail ziyareti ile masada neler konuşulabileceğini beklenen sonuçlarıyla birlikte Sputnik’e değerlendirdi.
‘Bu ziyaret, iki devletin de doğrudan her manada normal ilişkiler kurmak istiyor oluşunu gösteriyor’
İlk olarak bu görüşmenin bir sembolik tarafı olduğunu dile getiren Ünal, “Uzunca bir süre sonra bir Türk dışişleri bakanı İsrail’e gidiyor. Bu beraberinde şunu da getiriyor: Türkiye ve İsrail’in ilişkilerinin normalleşmesi, İsrail cumhurbaşkanının meslektaşıyla yani Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birçok konuda uyumlu olması ve anlaşmasıyla sınırlı değil. İki devletin de doğrudan her manada normal ilişkiler kurmak istiyor oluşunu gösteriyor. Bu yönüyle de sembolik ama aynı zamanda yapısal tarafları da olan bir ziyaret olacak” dedi.
‘Şu anda Türkiye ve İsrail arasındaki en önemli konulardan biri doğalgaz’
Ünal, ziyarette muhtemelen doğalgaz konusunun görüşüleceğine vurgu yaparak şunları aktardı:
‘İlişkilerin iyi olması isteniyorsa İsrail’in Rumlar ve Yunanistan ile askeri ilişkiler sürdürmesi doğru olmaz’
İsrail’in, özellikle Rumlar ve Yunanistan ile askeri ilişki ‘kurmaması’ konusunun da masada olacağı görüşünde olan Ünal, “Bu konuyla ilgili karşınızdaki devlete ‘Şunu yapmayın’ demeniz doğru değildir ama bunlar zaten karşı tarafın anlaması gereken mesajlardır. İlişkilerinin 2009’da bozulmaya başlamasından önceki dönemdeki gibi iyi olmasını istiyorsak, o zaman zaten İsrail’in Rumlar ve Yunanistan ile askeri ilişkiler sürdürmesi doğru olmaz. Ticari ilişkiler ya da başka konular söz konusu olabilir ama Rumların ve Yunanistan’ın askeri ilişkilerden anladığı şey Türkiye karşıtı bir şeyler yapabilmektir. Ona zaten Türkiye izin vermez. İsrail de bu konuları gayet iyi anlayan bir devlet. Mesela Yunanistan’a SİHA’lar satarak dronelar vermek gibi mevzular daha önceki döneme aitti. Yani iki devletin arasının oldukça bozuk olduğu hatta düşmanca olduğu bir döneme aitti” şeklinde konuştu.
‘Hamas liderlerinden bazılarının Türkiye’de olması konusu, istihbarat ile çözüldü ya da çözülmesi yönünde adımlar atıldı’
Bir başka konunun da Hamas liderlerinden bazılarının Türkiye’de olmasıyla alakalı olabileceğine dikkat çeken Ünal, “Bu yönde İsrail’in şikayetleri vardı. Nasıl çözüldü bilmem ama sanırım bu konu istihbaratın dehlizlerinde görüşülerek çözüldü ya da çözülmesi yönünde adımlar atıldı. Herhalde görüş birliği oluşturuldu diye düşünüyorum. Bunların dışında da her iki devletin de görüşeceği baş konular var. Azerbaycan hakkında bir işbirliği, ABD’deki İsrail lobisinin Türkiye’ye yardımcı olması yönünde gibi pek çok ortak noktada ellerinde dosyalar olabileceğini düşünüyorum” dedi.
‘Bu temasların önünü açık’
İki ülkenin arasındaki ilişkilerin iyiye gideceği görüşünde olan Ünal şunları ifade etti: