İYİ Parti lideri Meral Akşener, “Türk Telekom’u Varlık Fonu’na 1 milyar 650 milyon dolara çaktılar. Cumhuriyet tarihinin en büyük soygununa …
İYİ Parti lideri Meral Akşener, “Türk Telekom’u Varlık Fonu’na 1 milyar 650 milyon dolara çaktılar. Cumhuriyet tarihinin en büyük soygununa bilerek ve isteyerek göz yumdular” açıklamasından sonra Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Arda Ermut, “Blok satış gibi bir plan yok. Halka arzla yabancı yatırımcının ilgisini çekeceğini düşünüyoruz” dedi. Sabah’tan Dilek Güngör’e konuşan Ermut, eleştirilen nokta 2026’da bir kuruş ödenmeden devlete geçeceği söylenen şirkete 1.6 milyar dolar verilmesi konusunda şu açıklamayı yaptı: “İmtiyaz sona erdiğinde şirketin bedavaya devrolacağı algısı doğru değil. 2026’da bedava kamuya geçecek şirket yok, biten bir imtiyaz var. Şirket ile o dönem Türk Telekomünikasyon Kurumu (14 Kasım 2005) bir imtiyaz sözleşmesi imzaladı. Bu sözleşmeyle, 28 Şubat 2001 tarihinden itibaren 25 yıllığına, her türlü telekomünikasyon hizmetinin sağlanması, gerekli tesislerin kurulması, bunların diğer lisanslı operatörler tarafından kullanılması, telekomünikasyon hizmetlerinin pazarlanması ve tedariki hakları sunuldu. İmtiyaz sözleşmesi 28 Şubat 2026’da bitiyor. Şirketin sözleşme dolmasından 1 yıl önce BTK’ya başvurup, uzatma talep etme hakkı var. Şirketin şu anda birçok alanda iştirakleri, mobilde yüzde 30 pazar payı, 52 milyon müşterisi bulunuyor. Bunlar kötü senaryoda imtiyaz uzamazsa bile şirkette kalmaya devam edecek. İmtiyaz bittiğinde teknoloji değiştiği için tam olarak neyin kapsama girdiği belli değildi. Yani altyapının parçası nedir?
Teknolojik altyapının yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Artık santral dediğiniz şey kutuya dönüştü. O kutu mu imtiyaza giriyor, yoksa onun bulunduğu bina mı? Bankalar hisselerini satmak için uluslararası kuruluşlara yetki vermişti. Orada satış olsa başka birisi bu altyapının tamamını kullanmak isteyecek, diğer operatörlerde mağduriyetler oluşacaktı. Dolayısıyla kamu malının korunması adına kamu sorumluluğuyla hareket etmek gerekiyordu. TVF’nin satın almasıyla yatırımlar hızlanacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında yönetim kurulumuzun bu konuda vizyon ve iradesini ortaya koyması bu önemli adımın atılmasını mümkün kıldı. Benim görüşüm hiç beklemeden şirketin önünün açılması. İmtiyazın uzatılması Hazine’ye de şirketin değerine de katkı sağlar.
Bir adım atılacaksa en doğru zamandayız. Değerleme belirlenirken, kendi stratejik planlarımız çerçevesinde yaptığımız çalışmanın yanı sıra uluslararası firmaların değerleme çalışmalarından da yararlandık. En kötü senaryoda yani imtiyazın devam etmediği durumda bile aldığımız varlığın değeri ödediğimiz fiyatın çok daha üstünde. Şirket zaten halka açık, imtiyazı uzatıp ikincil halka arz planlanıyor, blok satış gibi bir plan yok. İkincil halka arzla yabancı yatırımcının ilgisini çekeceğini düşünüyoruz. İki sene içinde yatırımları hızlandırıp, şirkette katma değeri oluşturduğumuz bir senaryodan baktığınızda hiçbir şekilde en ufak bir endişemiz olmayan bir satın almaydı. Ben bugün bir işadamı olsam, ‘1.6 milyar dolara bu şirketi alır mıydınız’ diye sorsanız, cevabım ‘korkmadan alırdım’ olurdu. Kamu olarak artık Türk Telekom’un yüzde 86.68’ine sahibiz. Önümüzde halka arz için önemli bir marjımız var. Bu değeri halkımızla paylaşmak istiyoruz.”
TÜRK TELEKOM’UN ORTAKLIK YAPISI
Türk Telekom 2005’te özelleştirildi, 2008 yılında da halka arz edildi. TVF’in yüzde 55’lik pay alımından önce, Türk Telekom’un hisselerinin yüzde 55’i LYY (LYY Telekomünikasyon A.Ş.), %25’i Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ve %5’i Türkiye Varlık Fonu’na, geriye kalan yüzde 15’lik hissesi ise halka açık durumda bulunuyordu. LYY’deki en büyük pay yüzde 35.5598 ile Akbank’ın olurken, Akbank’ı yüzde 22.1265 pay ile Garanti Bankası, yüzde 11.5972 payla İş Bankası, yüzde 4.9150’lik hisse oranıyla Yapı Kredi, yüzde 4.2559’lik payla Vakıfbank, yüzde 3.6562 payla Halkbank, yüzde 2.5913 payla Denizbank ve yüzde 1.6172’lik payla TSKB izledi.