2003 yılında şarkıcı Rafet El Roman’dan boşanan Tuğba Altıntop konuk olarak katıldığı bir programın canlı yayınına çarpıcı açıklamalarda bulundu …
2003 yılında şarkıcı Rafet El Roman’dan boşanan Tuğba Altıntop konuk olarak katıldığı bir programın canlı yayınına çarpıcı açıklamalarda bulundu. Boşanma süreci anlatan Altıntop, o dönem hakkında çıkan “Çocuklarını bırakıp gitti” söylentilerine de açıklık getirdi.
1996 yılında Rafet El Roman ile nikah masasına oturup 2003 yılında yollarını ayıran Tuğba Altıntop geçtiğimiz günlerde TV 8 ekranlarındaki 2. Sayfa programının canlı yayınında yaptığı çarpıcı açıklamalarla sosyal medyada gündem oldu. Altıntop’un Rafet El Roman ile evliliğinden Su Elnur ve Şevval Su adında iki kızı dünyaya geldi. Ünlü isim boşanma sürecindeki yaşadıklarına değindi.
“YARIN NE OLACAĞIMIZ BELLİ DEĞİL”
Altıntop, “Dünya üç günlük; dün, bugün ve yarın. Bu herkes için geçerli. Dünü yaşadık, yarın ne olacağı belli değil, bugün buradayım” ifadelerini kullandı.
Programın sunucularından gelen, “1996 yılında evlendiğin Rafet El Roman, ayrıldığında kızların Su ve Şevval’i Almanya’ya götürdü. 2003 yılında havalimanında bağırarak ve ağlayarak ‘Beni kızlarımdan koparma’ demen gözlerimizin önünden gitmiyor. Velayeti kaybetmiştin” şeklindeki yorumuna Altıntop şu şekilde yanıt verdi:
“Boşanabilmek için velayeti vermiştim çünkü o dönem boşanamama sorunumuz vardı. Acısı ve yarası… Her şey geçti. Yaklaşık dört yıl kızlarımı göremedim. Bunların hepsinin üzerine filizlendirdiğimiz gonca güllere bakmak lazım. Yaşamayan bilmez.”
Öte yandan çocuklarının bu süreç için ne düşündüğü hakkında da konuşan Altıntop sözlerini şu ifadelerle noktaladı:
“Bu tatsızlık uzarsa tabii ki psikolojiler bozuluyor. O süreçte ‘Anne neden bizi bırakıp gittin?’ dediler. ‘Türkiye’nin adaletine güvendiğim için kızım’ dedim. Almanya’da kendimi yalnız hissedecektim. Şu anda beni çok iyi anlıyorlar. ‘Anne evet haklısın’ diyorlar. Babalarıyla da kendi aralarında konuşmuşlardır. Ben, kızlar ve Rafet aile olarak yan yana geldiğimiz zamanlarda sadece güzel şeyleri konuşuyoruz. Artık o kadar geçti ki ben sadece gülüyorum. Yapılacak olan işlere, kızlarımınız hedeflerine bakıyoruz. Sadece biraz sükunet.”