ABD’nin ırklar ve halklar mozaiği olmasına rağmen Hollywood’un orijinal eserde siyah, Latin, Asyalı karakterleri beyazlara oynatması, erkek …
ABD’nin ırklar ve halklar mozaiği olmasına rağmen Hollywood’un orijinal eserde siyah, Latin, Asyalı karakterleri beyazlara oynatması, erkek rollere kıyasla kadın ve LGBT rollere çok az yer ayırması üzerinden başlayan ayrımcılık eleştirisi, giderek otantiklik tartışmasına dönüştü. Karakterin ırkı, etnisitesi, cinsiyeti, cinsel eğilimi vbg neyse o meşrepten oyuncu tarafından canlandırılmasının gündemde olduğu dönemde, Tom Hanks’tan kendisiyle özdeşleşen iki rolü bugün için oynamasına imkan olmadığı saptaması geldi.
Hanks, 1993’te AIDS’e yakalanan eşcinsel bir avukatın kendisini işten atan şirkete ayrımcılık davası açarak girdiği mücadeleyi anlatan Philadelphia ve 1994’te IQ’su ortalama 75’in altında olmasına rağmen 1960’lardan itibaren dünya tarihine damga vuran her olayda anahtar rol oynayan kurmaca karakterle aynı ismi taşıyan Forrest Gump filmiyle üst üste iki kez En İyi Erkek Oyuncu Oscarı’nı alma başarısını göstermişti. Ancak ünlü aktör, “Bugün olsa yapamazdım” dedi.
Tom Hanks says he couldn’t play gay role today ‘and rightly so’ https://t.co/IVnJhwIgUp
— The Guardian (@guardian) June 16, 2022
Elvis Presley’in hayatıyla ilgili yeni filminin tanıtımı vesilesiyle The New York Times’ın dergisine konuşan Hanks, “Philadelphia ve Forrest Gump o zamanın şartlarına özgü filmlerdi. O zaman yaptıklarınızı şimdi yapamayabilirsiniz” uyarısında bulundu.
Oscarlı oyuncu, “Hadi şuna yanıt arayalım: Benim Philadelphia’da yaptığımı bugün heteroseksüel bir erkek yapabilir mi” sorusunu yöneltip kendi yanıt verdi: “Hayır ve haklı olarak öyle.”
Hanks, gelinen noktayı şöyle izah etti:
“Philadelphia’nın nirengi noktası korkmamaktı. İnsanların o filmden korkmamasının nedenlerinden biri de benim eşcinsel bir erkeği oynamamdı. Artık bunun ötesine geçtik ve insanların heteroseksüel bir erkeğin eşcinsel bir erkeği oynamasındaki yapaylığı kabul edeceğini sanmıyorum.”
“Biri çıkıp modern özgünlük alanında ‘bir filmden daha fazlasını talep ediyoruz’ diyebilir. Bu bir suç değil, hayıflanacak bir şey değil. Vaaz veriyor gibi mi geliyorum? Öyle bir niyetim yok.”
Ancak ünlü oyuncunun sözleri sosyal medyada şüpheyle karşılandı. Zira şu sıra heteroseksüel aktör Bradley Cooper, biseksüel orkestra şefi Leonard Bernstein’ın hayatını filme çekip bizzat canlandırmakla meşgul. ABD’li eşcinsel moda tasarımcısı Halston’un hayatını konu alan ve geçen yıl yayımlanan mini dizide başrolde heteroseksüel aktör Ewan McGregor vardı.
19. yüzyılın ilk yarısında Britanya’da biri paleontolog diğeri jeolog iki kadın arasındaki romantik ilişkiyi konu alan 2020 tarihli Ammonite filminin başrollerini paylaşan Kate Winslet ile Saoirse Ronan da heteroseksüel. 2017 tarihli Call Me by Your Name filminde birbirine aşık iki delikanlıyı canlandıran Timothée Chalamet ve Armie Hammer gibi.
Diğer taraftan, aktör Eddie Redmayne, Tom Hooper’ın 2015 tarihli A Danish Girl filminde trans kadın rolünü kabul etmekten duyduğu üzüntüyü dile getirerek, “Hata ettim, şimdi olsa o rolü üstlenmezdim” dedi.
1981-91 döneminde Britanya’daki AIDS krizi sırasında bir grup eşcinsel erkeğin yaşamlarını konu alan ve 2021’de yayımlanan It’s a Sin isimli mini dizinin yaratıcısı Russell T Davies de eşcinsel karakterleri eşcinsel oyuncuların canlandırmasında ısrarcıydı.