enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
33,9762
EURO
37,6709
ALTIN
2.725,36
BIST
9.771,16
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
25°C
İstanbul
25°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Hafif Yağmurlu
27°C
Pazartesi Çok Bulutlu
28°C
Salı Çok Bulutlu
29°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
28°C

Toksik Ebeveynlik Çocukları Olumsuz Etkiliyor

Toksik ebeveynlik resmi kabul edilmiş bir tanım olmamakla birlikte ebeveynlerin bilinçdışı olarak, farkına varmadan veya istemeden çocuklarıyla iletişimde onları ruhsal ve/veya bedensel olarak olumsuz etkileyecek davranış kalıplarını tekrarlı şekilde göstermeleri olarak tanımlanabilir.

Toksik Ebeveynlik Çocukları Olumsuz Etkiliyor
10.07.2024
4
A+
A-

Hangi Ebeveyn Tutumlarını Bu Tanım İçerisinde Ele Alabiliriz? Bu Tarz Ebeveyn Tutumları Çocukları Nasıl Etkiler?

 

  • Katı, reddedici, eleştirel ebeveyn tutumları: Bu tutumlara sahip ebeveynler aşırı kuralcı ve disiplinlidir.  Koyduğu sınırlarda esneklik göstermezler, çocuğu ile ilgili karar verilmesi gereken bir konuda en doğru kararın kendi kuralları ve sınırları çizgisinde verilen karar olduğuna inanırlar ve bu kararın dışındaki tüm fikir ve önerileri reddederler. Çocuklarının görüşlerini dinleseler dahi onların bakış açısından konuyu ele alamazlar, çocuklarının duygularını anlama, empati becerileri yeterli değildir, ani öfke içerikli davranışlar gösterebilirler. Bu tarz ebeveyn tutumlarının baskın olduğu ailelerde yaşayan çocuklar kendilerini değersiz, önemsiz hissedebilirler. Aile dışındaki okul gibi sosyal ortamlarda, akran ortamlarında kendi görüşlerini beyan etmekten çekinirler, farklı çevrelerde de görüşlerine önem verilmeyeceği, eleştirileceği, dalga geçileceği hissi yaşayabilirler. Kendileriyle ilgili kendisinin tek başına seçim yapabileceği, karar verebileceği konularda dahi ebeveynlerine veya arkadaşlarına bağımlı kalabilirler, kendi başlarına inisiyatif almaktan çekinebilirler.  Veya zıttı olarak kendileri de katı, kuralcı olup ebeveynlerini rol model olarak alıp farklı insanlarla ilişkilerinde benzer şeklide kendi fikirlerinin dışına çıkmakta zorlanan, esneklik gösteremeyen, bu nedenle arkadaş ortamlarında sevilmeyen, dışlanan çocuklar olabilirler.  Bu davranışlarını bilinçdışı gerçekleştirdikleri için neden dışlandıklarını anlayamazlar. Ergenlik ve genç yetişkinlik döneminde özgüven problemleri, değersizlik, yetersizlik hisleri, depresyon, kaygı bozuklukları yaşama riskleri artar.

 

  • Aşırı müdahaleci, koruyucu, kollayıcı ebeveynlik tutumları: Bu tarz ebeveynlik tutumlarının baskın olduğu ebeveynler genel olarak aşırı kaygılı bir yapıya sahiptirler, kaygı bozuklukları tanıları olabilir. En olumsuzunu düşünme, karamsarlık ve felaketleştirmeye yatkınlıkları vardır. Erken çocukluk çağından itibaren çocuklarının başına onları duygusal ve fiziksel olarak olumsuz etkileyecek olayların gelebileceğine dair aşırı kaygı ile onları yalnız bırakmama çabası içine girerler. Her davranışlarını kontrol ederler. Yalnız uyumalarına izin vermezleri park gibi oyun alanlarında sürekli gözetim altında tutarlar, kendi başına yapabileceği işleri başına zarar gelir düşüncesi ile tek başına yapmasına izin vermezler. Kendini sözel olarak savunabileceği, ifade edebileceği ortamlarda çocuğunun yerine konuşurlar ve onu savunmaya çalışırlar. Çocuklar da küçüklük çağlarından itibaren kaygılı, kaçıngan bir yapıya sahip olurlar. Arkadaşları ona zarar verebilir diye düşünebilirler, ‘ya ödevimi eksik yaptıysam, ya öğretmen kızarsa’ gibi düşüncelerle okula gitmeyi reddedebilirler. ‘Ya top kafama gelirse, kafam kanarsa’ gibi düşüncelerle arkadaşlarıyla toplu oyunlara katılmaktan kaçınabilirler. Ergenlik çağlarına gelseler dahi karanlık korkusu, hırsız korkusu, canavarlar, yaratıklar gibi daha çocukluk çağına özgü korkularından sıyrılmakta güçlük yaşarlar. Üniversite çağlarına geldiklerinde ailelerinden ayrı yaşamayı istemezler. Bağımlı, kaygılı ve kaçıngan bir kişilik yapılanması geliştirebilirler. Kaygı bozuklukları, takıntı bozuklukları, depresyon, strese karşı aşırı duyarlılık, karar verme ve eylem geçirme güçlüğü genç yetişkinlik dönemde yaşayabilecekleri sorunlardır.

 

  • İhmalkar ebeveyn tutumları: Çocuklarının duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarından ziyade kendi hayatını ön plana alan ebeveynlerdir. İş hayatları ile uzun süre meşgul olurlar, çocuklarının onlardan kendisine vakit ayırma taleplerinin çoğunu karşılıksız bırakırlar. Çocuklarının kendi işlerinin ve hayatlarının ne kadar yoğun olduğunu anlamasını, görmesini isterler. Bazen kendi duygusal yüklerini, sorunlarını çocuklarına anlatıp onlardan destek beklerler. Daha yalnız büyüyen, ebeveynleriyle erken çocukluk çağlarından itibaren duygusal birlikteliği yeterince deneyimlememiş gençler olurlar. Büyükanneleri ile veya bakıcılarla büyüler. Erken çocukluk dönemlerinde sık bakıcı değişikliği durumlarında farklı farklı tutumlara maruz kalabilirler, bu da onlarda kafa karışıklığı ve insanlara güvenli bağlanma güçlüğü doğurabilir. Çocuklar kendilerini daha yalnız hissedebilirler, ebeveynlerinin desteği birlikte karar verilmesi gerek konularda dahi tek başına karar verme ve eyleme geçme zorunda kalabilirler, yaşlarına göre çok da istemediğimiz erken olgunlaşma, büyüme belirtileri gösterebilirler. Ergenlik döneminde arkadaş çevresine daha çok yönelebilirler, gece çıkmaları, alkol kullanımı gibi durumlarla yaşlarına göre daha erken başlayabilirler. Geç yetişkin dönemde insanların onu bırakabileceği endişesi ile yakın ilişkilerde bağlanma sorunları yaşayabilirler. 

 

  • Aşırı müsamahakar ebeveyn tutumları: Ebeveynler çocuklarının her istediğini yapma, hiçbir isteğini reddetmeme, aşırı izin verici olma, uygunsuz davranışlarına sınır koymama eğilimi içinde olurlar. Çocuklarının yaptığı yanlışları görmezden gelirler. Çocuklarını gereğinden fazla över ve tebrik ederler. Bu tarz ebeveyn tutumuyla yetişen çocuklar farklı ortamlarda da kendi davranışlarına sınır koymada güçlük yaşarlar, rahat hareket ederler, sınır tanımamayı ‘doğal, normal’ olarak kabul ederler, çocukluk çağlarında arkadaş ortamlarından dışlanma yaşayabilirler. Okul gibi kurallı ortamlarda otorite tanımama, öğretmenlerle iletişim sorunu yaşayabilirler. Eleştirilere açık olmazlar ve bu hallerde saldırgan tutumlar sergileyebilirler.

 

Danışmanlık ve Destek Almak Önemli 

Tüm olumsuz ebeveyn tutumlarının çocukluktan erişkinliğe kadar kimlik ve kişilik gelişiminde, gelişebilecek ruhsal ve bedensel sorunlarda katkısı olabileceğinden bireylerin erken farkındalıkları, değişime açık olmaları ve gereğinde bu alanda danışmanlık ve destek almaları  daha sağlıklı nesiller için önem arz etmektedir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.