Türkiye İnsan Hakları Ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), tatil için gittiği sitede haşema ile havuza girmesine izin verilmeyen kişinin din ve inanç …
Türkiye İnsan Hakları Ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), tatil için gittiği sitede haşema ile havuza girmesine izin verilmeyen kişinin din ve inanç temelinde ayrımcılığa uğradığına karar verdi ve ilgili site yönetimine 5 bin lira idari para cezası uygulanmasına hükmetti.
Kurumun kararına göre, bir kişi, 2021’de ailesiyle tatil yapmak için bir sitede ev kiraladı. Site sakinlerinin kullanıma sunulan havuza haşema olarak bilinen tesettüre uygun giysi ile girmek istediğinde ise site yönetimi tarafından engellendi. Site yönetimince, haşemanın kıyafet gibi olması, kumaşın insan bedeni gibi kolay temizlenmemesi, hijyen ve sağlık hakkı gibi nedenlerle kat maliklerinin bu yönde karar aldığı bildirilen kişi, duruma itiraz etmesine rağmen sonuç alamadı.
Bunun üzerine inanç temelinde ayrımcılığa maruz kaldığını ileri süren kişi, TİHEK’e başvuru yaptı.
Başvuruyu inceleyen TİHEK, din ve inanç temelinde ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine ve ilgiliye 5 bin lira idari para cezası uygulanmasına karar verdi.
Kararın gerekçesinden
TİHEK’in kararında, Anayasa’nın 10’uncu maddesine göre herkesin kanun önünde dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu vurgulandı.
6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nda da din ve inanç temelinde ayrımcılığın yasak olduğunun hüküm altına alındığı aktarılan kararda, uluslararası sözleşmelerde de ayrımcılığın yasaklandığının yer aldığı bildirildi.
Haşema giymenin din ve inanç hürriyeti kapsamında bir dışa vurum şekli olduğunun kabul edilmesi gerektiğine işaret edilen kararda, Sağlık Bakanlığından alınan görüşe göre, haşema ile havuza girmenin hijyen açısından olumsuz bir durum oluşturduğuna dair bilgiye rastlanmadığını belirtildi.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu 3’üncü maddesinde, “Herkes, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada eşittir.” ifadelerinin yer aldığı anımsatılan kararda, başvurucunun kullanmak istediği haktan mahrum kaldığı kaydedildi.
Kararda, “6701 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinde ayrımcılık türleri arasında sayılan doğrudan ayrımcılığın gerçekleştiği ve başvuranın inancı nedeniyle bir haktan diğer site sakinlerine kıyasla eşit bir şekilde yararlanmasının engellenerek ayrımcılık yasağının ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.” denildi.