Norşin Medresesi Müderrisi Ahmet Sayın, tarihi medresede talebelere Arapçanın yanı sıra hafızlık da verildiğini söyledi. Talebelerin medreseye …
Norşin Medresesi Müderrisi Ahmet Sayın, tarihi medresede talebelere Arapçanın yanı sıra hafızlık da verildiğini söyledi. Talebelerin medreseye geldiklerinde 8 aylık temel Kur’an kursu eğitimine alındıklarını anlatan Sayın, “Talim, tecvit ve kıraat eğitimi verildikten sonra Arapça eğitimine başlıyoruz. Hafızlık yapmak isteyenlere hafızlık bölümümüzde hocalarımıza teslim ediyoruz. Arapça eğitimi, yaklaşık 7 yılı tamamladıktan sonra oluşturulan komisyon tarafından icazet veriliyor. Talebelerimizi hafızlık denemesine geçiriyoruz. Müftülükçe oluşturulan komisyon tarafından yılsonunda talebeler mülakata tabi tutulur, başarılı olanlar hafızlığa ayrılır. Çocuklarımız burada 3 ay ve 1 yıl arasında hafızlığı tamamlıyor. Geriye kalan dönemde ise sağlamasını yaparlar. 1 yılın sonunda gerçek manada hafız olurlar” dedi.
Ahmet Sayın, Şeyh Abdurrahman-i Taği’nin 1831’de Siirt’in Şirvan ilçesi Pirinçli köyünde doğduğunu belirterek, “Babası Molla Mahmud, annesi Molla Muhammed Efendi’nin kızı Meyasin Hanım’dır. Molla Abdüssamed, Molla Ziyaeddin Arvasi, Molla Resul Sipiki, Molla Abdurrahman Melekendi gibi alimlerden ders okuyup icazet aldı ve Ispahart’taki medresede ders vermeye başladı. Şeyh Abdurrahman-i Taği, Güroymak ilçesinde 1886’da vefat edip kendisine ait mezarlıkta defnedilmiştir. Şeyh Abdurrahman-i Taği’den sonra medrese ve irşad hizmetleri oğlu Muhammed Ziyaeddin vasıtasıyla devam ettirilmiş.
Muhammed Ziyaeddin talebeleriyle beraber Ruslara ve Ermenilere karşı cihat etmiş ve Sultan Reşat tarafından madalya ile ödüllendirilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, 1919’da bir mektup yazarak bu aileden yardım istemiş. Milli mücadele yıllarında gösterdikleri fedakarlık sebebiyle kendilerinden övgüyle söz etmiştir. Norşin Medresesinin özelliği şudur, bütün doğu medreselerinde olduğu gibi Norşin Medresesinde de ilim ile beraber irfan, yani tasavvuf beraberinde yürütülüyor. Norşin’in diğer bir özelliği de şudur. Norşin Medresesinde okuyan bir talebe genellikle sosyal alanda da büyük mesafeler kat ediyor. Herhangi bir yerde rahat bir şekilde lider olabiliyor, önder olabiliyor.
Medresenin tekke ile beraber olması münasebetiyle gelen giden misafirlerin çok olmasından her çeşit insan ile muhatap olmaları itibariyle talebeler büyük deneyim, tecrübe kazanmaktadırlar. Mesela bir dönem kadılar, müftüler yetiştirirlerdi, fetva verecek iyi derecede alimler yetişiyordu. Şimdi de halen medresede bir özellik var. İyi derecede fıkıh, tefsir, hadis, siyer okunuyor diyebiliriz. Tabi bu diğer medreselerde de aynı derecede mevcuttur ama bir kalite var diye biliyoruz” ifadelerini kullandı.
“Şeyh Abdurrahman-i Taği Güroymak’a geleli yaklaşık 160 yıl oldu” diyen Sayın, “Bu 160 yıl içerisinde medrese hiç inkitaya uğramamış, ancak 5-6 yıl ara verilmiş olabilir. Oonun dışında Norşin Medresesi bugüne kadar devam etmiş ve halen bütün hızıyla devam ediyor.
Rabbim kıyamete kadar hakka ve halka ilime ve tasavvufa hizmet etmeyi daim ve kaim eylesin” diye konuştu.