enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,5343
EURO
36,1633
ALTIN
2.964,30
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
11°C
İstanbul
11°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
11°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
13°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
14°C
Cuma Çok Bulutlu
14°C

Sömürgecilik Evrimleşerek Devam Ediyor…

11. Uluslararası İletişim Günleri’nde veri sömürgeciliği konuşuldu!

Sömürgecilik Evrimleşerek Devam Ediyor…
23.05.2024
1
A+
A-

Üsküdar Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 11. Uluslararası İletişim Günleri dünyaca ünlü akademisyenleri ağırladı. İkinci günde “Dijital Eşitsizlik ve Veri Sömürgeciliği” konusu alanında uzman isimlerin katılımıyla her yönüyle ele alındı.

Moskova Devlet Üniversitesi’nden Prof. Dr. Elena Vartanova: “Sosyal medya, medya sınıflandırmasına yeni bir fonksiyon olarak ekleniyor.”

Londra Ekonomi Okulu’ndan Prof. Dr. Nick Couldry: “Tarihi sömürgecilik bitmedi ve daha sofistike bir hal aldı. Sömürgecilik evrimleşerek devam ediyor…”

New York Eyalet Üniversitesi Prof. Dr. Ulises A. Mejias: “İyimseriz. Çabaların veri sömürgeciliğini tersine çevirebileceği kanaatindeyiz.”

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Prof. Dr. Tuğba Asrak Hasdemir: “Kişisel veriler analiz ediliyor. Bu veriler hem hükümetler hem şirketler tarafından kullanılıyor.”

Üsküdar Üniversitesi 11. Uluslararası İletişim Günleri kapsamında sunumlarını gerçekleştiren konuk konuşmacılar “Dijital Eşitsizlik ve Veri Sömürgeciliği” konusundaki tespitlerini dile getirdi. 

Sempozyumun ikinci gününde Üsküdar Üniversitesi’nden Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan’ın başkanlığındaki oturumda Moskova Devlet Üniversitesi’nden Prof. Dr. Elena Vartanova Moskova’dan canlı bağlantıyla sunumunu gerçekleştirdi. 

İnternet erişiminde eşitlik yok…

Prof. Dr. Elena Vartanova, dijital medyanın ve teknolojinin ülkelerin ve toplumun farklı bir boyuta evrilmesine katkı sağladığını ifade ederek, dünyada toplumlar arasında yoksulluk, eşitsizlik, eğitime eşit düzeyde erişememenin yanı sıra internete erişimde de eşitliğin olmadığını, hala internete erişimin olmadığı bölgelerin bulunduğunu anlattı.

Geleneksel medyanın dijital değişimden ve dönüşümden etkilendiğini, medya terminolojisinde de değişimlerin başladığını dile getiren Prof. Dr. Elena Vartanova, dijital platformların geleneksek medyaya yeni bir alt yapı sunduğunu da söyledi.

Yeni medya ile reklam modelleri de değişip dönüştü

Prof. Dr. Elena Vartanova, dijital platformların yeni medya sistemlerinin nüvesini oluşturduğunu da kaydederek, yeni medya ile reklam modellerinin de değişip dönüştüğünü, pek çok ekonomik faaliyetin de bu platformlar üzerinden gerçekleştiğini anlattı.

Medya alanında yeni verilerin üretildiğini dile getiren Prof. Dr. Elena Vartanova, “Çok farklı medya kanallarında içeriklerin dolaşımı söz konusu. Podcastler, kısa videolar ile pek çok içerik yeni verilerin oluşumuna katkı sağlıyor. Geleneksel medya yaklaşımları medya endüstrisinde çağın ihtiyaçlarına göre hizmet veremiyor. Sosyal medya da medya sınıflandırmasına yeni bir fonksiyon olarak ekleniyor.” dedi.

Veri ekonomisine katkı sağlanıyor

Tüm bu gelişmelerin geleneksel medyaya yeni sınamalar getirdiğini de kaydeden Prof. Dr. Elena Vartanova, fikir liderleri, bloggerlar, influencerların yeni medya kanallarında çalışarak topluma yönelik görevlerini yerine getirdiklerini de söyledi.

Dijital medyanın geleneksel medyadan farklı olarak yeni bir sosyal gerçeklik sunduğunu da dile getiren Prof. Dr. Elena Vartanova, “Dijital medya ile medeniyetin gelişimine önemli bir etki sunuluyor. İzleyiciler ve bu medya kanallarını kullananlar da veri ekonomisine katkı sağlıyor.” dedi.

Medya okur yazarlığının önemine de vurgu yapan Prof. Dr. Elena Vartanova, devletlerin okullarda ve üniversitelerde medya okur yazarlığı dersi vermesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Prof. Dr. Nick Couldry ile Prof. Dr. Ulises A. Mejias’tan ortak sunum

Londra Ekonomi Okulu’ndan Prof. Dr. Nick Couldry ile New York Eyalet Üniversitesi Prof. Dr. Ulises A. Mejias ortak sunum gerçekleştirdi. 

Prof. Dr. Ulises A. Mejias, internetin artık daha fazla veri topladığını dile getirerek, “Biz verilerin ele geçirilmesinden ve kişisel verilerin kullanılmasından bahsediyoruz. Tarihi sömürgecilikle veri sömürgeciliği arasında benzerlikler ve farklar var. Tüm bu sömürgeciliklerde ortak olan da mülksüzleştirme.” dedi.

Yapay zekanın insan kültürünün her yerinden veri aradığını ve topladığını kaydeden Prof. Dr. Ulises A. Mejias, üretken bir yapay zekanın söz konusu olmadığını dünyada üretilen bilgilerin kullanıldığını söyledi.

“Geleneksel sömürgeciliğin mağdurları günümüzde veri sömürgeciliği nedeniyle daha da büyük bedeller ödeyecekler”

Prof. Dr. Ulises A. Mejias, “Sosyal medya platformlarında ve youtube’daki içerikleri filitreleyebiliyoruz. Çocuklarımızın veya bizlerin izlemek istemediğimiz bazı içerikler var ve bunları tüm insanlığın da görmemesi gerekiyor.” dedi.

Siber zorbalık nedeniyle insanların ruh sağlığının bozulabildiğini dile getiren Prof. Dr. Ulises A. Mejias, “Geleneksel sömürgeciliğin mağdurları günümüzde veri sömürgeciliği nedeniyle daha da büyük bedeller ödeyecekler.” diye konuştu.

Prof. Dr. Ulises A. Mejias, dijital mecralarda sistemin sakıncalarına işaret ederek, “Verinin sömürgeciliğin dışına itilmesi kültürel ve kamusal bir projedir diye düşünüyoruz. Veri sömürgeciliğine karşı durabilirsek adalet tesis edebileceğiz kanaatindeyiz. İyimseriz. Çabaların veri sömürgeciliğini tersine çevirebileceği kanaatindeyiz.” dedi.

Prof. Dr. Nick Couldry: “Sömürgecilik evrimleşerek devam ediyor”

Prof. Dr. Nick Couldry ise yapay zekanın bir bilgi bölgesi yarattığını ve bu bilgileri insanlığın ortak ürettiklerinden elde ettiğini ifade ederek, “Tarihi sömürgecilik bitmedi ve daha sofistike bir hal aldı. Sömürgecilik evrimleşerek devam ediyor ve şu anda da veri sömürgeciliği söz konusu.” diye konuştu.

Veri sömürgeciliğinin dünyada devletlerle büyük şirketler arasında işbirlikçi bir girişim olduğunu da belirten Prof. Dr. Nick Couldry, devletlerin akıllı sağlık sistemi ve akıllı sınırlar gibi hizmetleri büyük şirketlerle gerçekleştirdiğini de anlattı.

Büyük şirketlerin dünyadan sürekli veri topladığını hatta traktörlerin bile tarlada çalışırken arazilerin verilerini bildirir hala geldiğini ifade eden Prof. Dr. Nick Couldry, toplanan verilerle insan hayatının kapitalist düzenin faktörü haline geldiğini kaydetti.

Prof. Dr. Tuğba Asrak Hasdemir: “Coğrafya önemli. Filistin’e selam vermek istiyorum”

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Prof. Dr. Tuğba Asrak Hasdemir de sunumunda “Coğrafya önemli. Bizim coğrafyamızda bir savaş var. Filistin’e selam vermek istiyorum. Dünyada farklı gösteriler oldu. Avrupa’nın merkez şehirlerinde, Amsterdam’da da bir gösteri oldu. Orada Filistin bayrağıyla merkezde toplandık ve barış için çağrıda bulunduk” dedi.

“Çok fazla veri toplanıyor, işleniyor karar alma süreçlerine etki edebilsin diye kullanılıyor”

Prof. Dr. Tuğba Asrak Hasdemir, son zamanlarda verinin öneminden bahsedildiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

“Son yüzyılda toplumlar bir dönüşüm içerisine girdi ve özellikle dijital teknolojilerin kullanılmasıyla beraber bu dönüşüm içerisinde, bu dönüşümün merkezinde veri alanının toplandığını görüyoruz. Çok fazla veri toplanıyor, işleniyor karar alma süreçlerine etki edebilsin diye kullanılıyor. Bu farklı alanlarda ve sektörlerde kullanılıyor. Özellikle politika yapıcılar, akademisyenler, toplum liderleri ve farklı kişiler tarafından kullanılıyor. 

“Kişisel mahremiyet endişesi var”

Eğer eleştirel bakış açısıyla bakarsak bu sürece farklı endişeleri görebiliyoruz. Özellikle kişisel mahremiyet endişesi var. Çünkü bütün veriler toplanıyor. Kişisel veriler de analiz ediliyor. Bu da kişilerin bireysel mülkiyet haklarının ihlali anlamına geliyor. Veriler hem hükümetler hem şirketler tarafından kullanılıyor. Bu da kitlesel bir gözetim anlamına geliyor.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.