Şen bebek, 11 Şubat 2002 günü prematüre doğdu. 1400 gram ve 34 santimdi. 17 gün hastanede kaldı. Taburcu edildi. Küçük bedeni ancak 4 gün …
Şen bebek, 11 Şubat 2002 günü prematüre doğdu. 1400 gram ve 34 santimdi. 17 gün hastanede kaldı. Taburcu edildi. Küçük bedeni ancak 4 gün dayanabildi. Anne, doğumdan sonra diyaliz hastası oldu. Ailenin yanlış tedavi ve müdahale edildiği iddiasıyla başlattığı hukuk mücadelesi tam 20 yıl sonra sonuçlandı.
Tam 20 yıl önce 10 Şubat 2002 günüydü. Zeynep Şen, 32 haftalık hamileydi. O gün kendini iyi hissetmiyordu. Baş ağrısı, ödem, yüksek tansiyon ve görme bulanıklığı şikayetleriyle Ankara Etlik Doğumevi’ne gitti.
Gebelik zehirlenmesi ön tanısı ile hastaneye yatışı yapıldı. Tahliller yapıldı, ilaç tedavisine başlandı. Erken doğum ihtimaline karşı bebeğin akciğerlerinin gelişmesi için kortizon tedavisi uygulandı.
Zehirlenme en ileri aşamasına doğru seyredince sezaryen ameliyatı ile doğum gerçekleşti. 11 Şubat günü 1400 gram ağırlığında 34 santimetre boyunda bir erkek bebek dünyaya geldi. Anne ve bebek yoğun bakıma alındı.
TABURCU EDİLDİLER
17 gün hastanede kaldılar 28 Şubat günü bebeğin annesi tarafından beslenebildiğinin anlaşılması üzerine taburcu edildi. Ancak dört gün sonra bebek vefat etti.
Anneye doğumdan sonra farklı hastanelerde kronik böbrek yetmezliği tanısı konuldu ve diyaliz detavisi uygulanması gerektiği yönünde raporlar verildi.
Anne ve baba hatalı tıbbi uygulama nedeniyle bebeklerini kaybettiklerini ve annenin böbrek hastalığına yakalandığını ileri sürerek hastaneye dava açtı.
“ADLİ TIP RAPORU AÇIK DEĞİL”
İdare mahkemesi Adli Tıp raporuna dayanarak davayı reddetti. Ancak Danıştay bu kararı bozdu. Gerekçesinde şu tespitler vardı:
“Adli Tıp raporu yeterli açıklıkta değildir. Şu hususlar açıklığa kavuşturulmamıştır:
Raporda, annenin böbrek hastalığının gebelikten önce de mevcut olması gerektiği şeklinde varsayımsal ifadeden hareketle açıklamalarda bulunulmuştur.
Anne önceki doğumunu aynı hastanede yapmıştır. Buna rağmen gebelik öncesine ait kayıtlar temin edilmemiştir.”
İkinci rapor da aynı yönde gelince mahkeme bir kez daha davayı reddetti. Karar Danıştay tarafından da onanınca aile Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
“MAKUL SÜRE İHLAL EDİLDİ”
Yüksek Mahkeme yaptığı incelemede şu değerlendirmelerde bulundu:
HÜKÜM
OYBİRLİĞİYLE karar verildi.