Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu düzenledikleri basın toplantısında İBB’ye …
Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu düzenledikleri basın toplantısında İBB’ye başlatılan teftişi yorumladı.
Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, beraberindeki heyetle birlikte Gelecek Partisi Genel Merkezini ziyaret etti. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Mustafa Sarıgül görüşmelerinin ardından ortak basın açıklaması düzenledi.
Mustafa Sarıgül, bu ziyaretle ilgili şunları söyledi:
‘‘Yaptığımız bu ziyaret bir nezaket ziyaretidir. İki siyasi parti genel başkanı olarak ülke sorunlarına ilişkin görüşlerimizi paylaştık.
2021 yılı nasıl geçti? 2022 yılında ülkemizin önünde hangi sorunlar var?
Geçtiğimiz hafta dövizde neler oldu? Bunları konuştuk.
Demokrasinin ve ülkemizin gelişmesi için partilerin fikir alış verişinde bulunması demokrasinin erdemidir.
Biz Türkiye Değişim Partisi olarak, Cumhuriyetimizin değiştirilemez niteliklerine bağlı olan, ülkede refah ve huzur isteyen her siyasi partiyle diyalog içinde olmak istiyoruz.
SARIGÜL: PARLAMENTER SİSTEMDEN YANAYIZ
Parti olarak Parlamenter sistemden yanayız. Bir kişinin tek başına ülkemizi yönetmesine karşıyız. Kuvvetler ayrılığı ilkesini demokrasinin temeli olarak görüyoruz.
Tarafsız bir cumhurbaşkanı istiyoruz. Güçlü meclis ve bağımsız bir yargı istiyoruz. Hukukun üstünlüğüne dayalı, adil ve vicdanlı devlet düzeni kuralım. Siyaseti müzakereci, katılımcı, çoğulcu hale getirelim.
Milletvekili sayısını 450’ye indirelim. 100 üyeli Türkiye milletvekilliği kuralım. Partiler aldıkları oy oranında burada temsil edilsin. Belediye başkanlığı seçimlerini iki turlu yapalım. Yerel yönetimleri güçlendirelim.”
DAVUTOĞLU: BENZER TESPİTLERİMİZ VAR
Davutoğlu ise, “Yeni kurulan siyasi partiler, Türk siyasetine cesaretin, Türk siyasetinde yenilenmenin adresi olarak çok önemli bir fonksiyon icra ediyorlar. Türkiye Değişim Partisi de bu anlamda siyasetimize yepyeni bir soluk getirmiştir” dedi.
Türkiye’de bir siyasi değişimin gerekli olduğu konusunda, Türkiye’nin geleceğinin ancak ve ancak köklü bir reformla gerçekleşebileceği konusunda da benzer tespitleri olduklarını vurgulayan Davutoğlu, “Vizyonumuzla Türkiye’nin parlamenter sisteme geçmesini temin etmek, ekonomide gelir adaletsizliğini ortadan kaldıracak tedbirlerin alınması ve siyasetin itibarının yeniden kazandırılması hepimizin ortak sorumluluğu” ifadelerini kullandı.
İBB’YE BAŞLATILAN TEFTİŞİ YORUMLADILAR
İBB’ye İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan teftiş ile alakalı iki lider soruya yanıt verdi. Bu konuyla ilgili Sarıgül, “Önemli olan gelen müfettiş arkadaşlarımızın devletin müfettişi olduklarını göstermeleri. Önemli olan gelen müfettiş arkadaşlarımızın 657 sayılı devlet personel yasasının kendilerine verdiği o özgürlüğü kullanmamaları. Gelen müfettiş arkadaşlarımızın siyasal değil objektif davranmaları” dedi.
Davutoğlu ise şunları söyledi:
“Türkiye bir hukuk devleti. Dolayısıyla bütün işlemler hukuki kurallar içinde yapılır. Hukuki kuralların işleyip işlemediği konusunda da herkes teftişe muhataptır. Herkes hesap verme makamındadır…Ancak bu son İçişleri Bakanlığı’nın özellikle de bir grup insanı, memuru, görevliyi, belediyeye terörist bir sızma girişimi olarak teftişe mevzu bahis etmesi son derece dikkatle ele alınması gereken bir konu. Bu memurların ister merkezi yönetimde olsun ister belediyelerde, adli sicil kayıtları alınarak göreve başlarlar. Eğer böyle bir ciddi vahim hata yapılmışsa bu adli sicil kayıtlarını verenler kimlerdir? Bu adli sicil kayıtları üzerinden göreve başlamış olanların işledikleri suçlar daha sonra işlendiyse hangi hukuki işlemler yapılmıştır? Daha en başından bir ithamla başlamaktansa bir teftişin hukuki denetim süreci itibarıyla geçmiş bütün işlemleri tamamlaması, eğer gerçekten bir suç söz konusuysa o teftişten sonra bunun açıklanması iktida eder.
Burada hukuki bir teftiş mi yürütülmeye çalışılıyor yoksa siyasi bir iklim mi oluşturulmaya çalışılıyor? Buna dikkatleri çekmek isterim. Bir siyasi iklim oluşturarak Türkiye’de böylesi bir teftiş ortaya konmak istenmesi o iktidara da zarar verir. “