Saeftinghe (Saaftinga) ya da bazı kaynaklarda yazıldığı şekliyle Saaftinghe şehri, bir zamanlar Hollanda’nın güneybatısında varlığını …
Saeftinghe (Saaftinga) ya da bazı kaynaklarda yazıldığı şekliyle Saaftinghe şehri, bir zamanlar Hollanda’nın güneybatısında varlığını sürdürmekteydi. Sürdürmekteydi diyoruz çünkü artık bu şehir tıpkı Port Royal gibi yok olmuş şehirler listesine adını çoktan yazdırdı.
Saeftinghe, şehirden öte bir kasaba gibiydi. Hollanda’nın güneybatısında Zeeland eyaleti sınırları içerisinde ve günümüzde varlığını sürdüren Nieuw-Namen kasabasına komşuydu. Tarihî belgelere göre Saeftinghe, varlığını 1584 yılına kadar sürdürebildi. Şu sıralar Saeftinghe’dan geriye kalan sadece bir bataklık ve eğer bu bataklığı tek başınıza ziyaret edecek olursanız; yüksek ihtimalle Saeftinghe’dan sonra bir dönüş biletine ihtiyacınız kalmayacak.
Saeftinghe adının hikâyesi ve şehrin önemi
Saeftinghe’yı rehberler eşliğinde ziyaret eden öğrencilerin harita yardımıyla bölgeyi taradığı an
Saeftinghe, adını Ter Doest Manastırı’nın önemli isimlerinden biri olan Williem van Saeftinghe’dan alıyor. 1570 yılına kadar Saeftinghe toprakları; bölgenin en verimli arazilerinden biriydi. Öyle ki ünü Hollanda sınırlarını aşacak kadar bereketli olduğu söylenir.
Tabii Saeftinghe’yı bu kadar gözde yapan tek şey bereketli toprakları değildi. İyi bir yönetim ile Saeftinghe, tıpkı Port Royal gibi bölgenin en önemli ticaret merkezlerinden biri haline geldi. Saeftinghe şehri ayrıca stratejik önemi yüksek bir şehirdi. Öyle ki Saeftinghe şehrini kontrol eden devlet, Antwerp Limanı’nı da kontrol etmiş oluyordu. İki şehrin kaderinin bu kadar benzer olması bizler için ne kadar üzücü.
Saeftinghe’nın çarklarının bozulması ve yok olma süreci
Saeftinghe’da çok ciddi tehlikeler barındıran bataklıklar mevcut
Saeftinghe’nın refah düzeni 1570 yılından sonra ardı ardına gelen doğal afetler ile bozulmaya başladı. Özellikle denizden gelen afetler ile başa çıkamayan Saeftinghe, her afette daha da yok oldu.
Saeftinghe’yı asıl yok eden felaketin; ünlü 1570 All Saint Felaketi (Tufanı) olduğu biliniyor. Bu felaket o kadar güçlüydü ki, Saeftinghe topraklarının günümüzdeki Belçika topraklarına karıştığı bile söylenir. Ayrıca belgelere göre bu felaket sonucunda 20 binden fazla kişi yaşamını yitirmiştir.
Topraklarının önemli bir kısmını afetler ile kaybeden Saeftinghe, geri kalan topraklarını 1584 yılında Seksen Yıl Savaşları (Hollanda’nın Kurtuluş Savaşı olarak nitelendirebiliriz) esnasında kaybetmiştir. 1907 yılında her ne kadar Saeftinghe bölgesinin yaraları sarılıp tekrar canlandırılmaya çalışılsa da, tüm girişimler başarısızlıkla sonuçlandı.
Günümüzdeki Saeftinghe ziyaret bölgesi
Saeftinghe’da arkeolojik çalışmalar yaptıktan sonra çamurun tadını çıkarmayı ihmal etmeyen bir okul grubu
Hollanda sınırlarındaki Hulst şehrinin, kısmen Saeftinghe kalıntıları üzerine inşa edildiği tahmin edililiyor. Bu sebeple Hulst şehri turistlerce ziyaret edilen uğrak noktalardan biri haline geldi. Hollanda, 1997 yılında Saeftinghe’yı görmek isteyen ziyaretçiler için özel bir ziyaret rotası oluşturdu. Günümüzdeki Saeftinghe bölgesini yılda ortalama 12 bin turist ziyaret ediyor. Bölgede bugün bile tuhaf bir bereket var. Öyle ki bu küçücük alanda 200’den fazla kuş türü doğal ortamında yaşamını devam ettiriyor ve kuş turizmine katkı sağlıyor.
Bölgeye gelen turistler hem Saeftinghe tarihini yerinde incelerken hem de kuş turizminin keyfini çıkarmaktadır. Saeftinghe hakkında güncel kareler görmek isterseniz ya da bir gezi turu düşünüyorsanız Saeftinghe’nın resmî sayfasına göz atabilirsiniz.
Saeftinghe’nın yok oluşunu anlatan dillere destan efsanesi
Rivayetlere göre Saeftinghe’nın insanları, refah yaşamlarından dolayı çok kibirli insanlardı. Çiftçiler ipek giyinir, atlara gümüş nal takılır ve evdeki çoğu eşya altın ile kâplanırdı.
Zamanla Saeftinghe’nın bu şatafatlı yaşantısı yoksul çevrelerin ilgisini çekti ve bu zenginlikten pay almak isteyen komşu şehirlerden Saeftinghe’ya bir göç dalgası başladı fakat Saeftinghe halkı bu göçleri savaşarak engelledi.
Bu olaylar devam ederken; sisli bir günde, Saeftinghe balıkçılarının ağına bir deniz kızı takılır. Deniz kızı aslında ağa bilerek takılmıştır. Amacı, yozlaşan ve doğaya kötü davranmaya başlayan Saeftinghe halkını uyarmaktır. Fakat kibirli Saeftinghe halkı bu uyarılara kulak asmaz. Üstelik balıkçılar deniz kızını da esir alır. Bu durumu öğrenen deniz kızının kocası deniz adam, doğaüstü güçlerini kullanarak şehri lanetler ve yok eder.
Efsanenin bölge halkındaki etkisi
Saeftinghe’nın yok olmasına sebep olan All Saint Felaketi’nin bu lanet ile başladığına inanılır. Efsanenin de etkisiyle Hulst şehrinde birçok kez hayalet görme durumları sözkonusu olmuştur. İddialara göre bu hayaletler; All Saint Felaketi esnasında yaşamını kaybeden deniz kızı ve insanların ruhlarıdır. İnanışa göre; ruhlar, geçmiş zamanda insanların doğaya iyi davranmadığı için All Saint Felaketi’nin yaşandığını anlatmak istiyor ve günümüzdeki insanları doğaya iyi davranmaları konusunda uyarıyor.
Her ne kadar bir efsane bile olsa, çevreye duyarlı toplumların efsaneler aracılığıyla doğaya sahip çıkma içgüdüsü ile yetişmesi bizce harika bir duygu. Bizler de bundan böyle doğaya daha iyi davranalım, tabii Saeftinghe ruhları ve hayaletlerinin bizleri rahatsız etmesini istemiyorsak…
Kaynaklar: 1 / 2 / 3 / 4 /