CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerleşkelerine gitmesinin ardından geçmişte haklarında çıkan birçok iddia konusunda sessizlik yaşayan …
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerleşkelerine gitmesinin ardından geçmişte haklarında çıkan birçok iddia konusunda sessizlik yaşayan SADAT, yöneticileri aracılığıyla açıklamalarına devam ediyor.
Sözcü yazarı Saygı Öztürk, bugünkü köşesinde SADAT’ın yöneticilerinden Ersan Ergür ile yaptığı söyleşiye yer verdi. Silahlı eğitim kampları iddiasını reddeden Ergür, 22 İslam ülkesinin silahlı kuvvetleriyle çalıştıklarını söyledi. Bu ülkelerin isimlerini “Türkiye’nin menfaatlerine aykırı” olduğu iddiasıyla açıklamayan Ergür, “Bizim o ülkelerdeki faaliyetlerimizi ABD’si, Fransa’sı mutlaka biliyor. Bunların kamuoyu ile paylaşılmaması gerekiyor” dedi.
Ergür, SADAT’ı şu ifadelerle anlattı:
“SADAT kesinlikle paramiliter bir yapı değildir. SADAT’ın bünyesinde kiralık bir çalışan veya paramiliter bir yapıyla çalışan unsurlar kesinlikle yok. Paramiliter yapılar savaş kapsamında kullanılan özel askeri güvenlik şirketidir. SADAT bir özel askeri güvenlik şirketi değil. Askeri güvenlik şirketleri paramiliter, silahlı grupları bünyesinde barındırır, iç karışıklığa meydan veren veya batılı ülkelerin lehindeki çalışmaları destekleyen bir oluşum içerisinde savaşan gruplardır.”
Silahlı gruplarınız var mı?
Bir de askeri sistem içerisinde danışmanlık şirketleri var. Bu şirketlerde ilgili ülkelerin silahlı kuvvetlerine, emniyet birimlerine eğitim, donatım, danışmanlık hizmeti vererek o ülkenin kendi yerel ve milli yapısına uygun bir eğitim algısının tatbik edilmesine ve yerleştirilmesine yardım eden, fikir ortaya koyan kurumlardır. SADAT özel askeri danışmanlık savunma şirketidir. Sahada, silahlı grupları alıp eğiten, çatışmaya giren bir yapı değil.
Eğitim kampları var mı?
Bir diğer konu SADAT’ın Türkiye içerisinde eğitim kampları ve eğitim verdiği yer yok. Türkiye’deki mevzuat buna uygun değil zaten. Her hangi bir kuruluş Türkiye’de silahlı bir eğitim vermeye kalkarsa karşısında Emniyet güçlerini bulur.
Afganistan’da SADAT’ın hiçbir faaliyeti yok. Üyeleri adım atmamıştır. Devletin istihbarat birimleri var. SADAT’ın Afganistan’la bir bağlantısı olmadığı gibi giriş-çıkışı, turistik gezisi dahi olmamıştır.
Afganistan’dan gelenlerle bizi ilişkilendiriyorlar. SADAT’ın onlarla ilgili eyleme girebilmesi için bu alana gidecek, kılavuzluk yapacak ekipleri olması ve alıp buraya gelmesi gerekir. Devlet biliyor: Onlar İran’a geliyor. İran hükümeti, Türkiye sınırına bırakıyor ve oradan da Türkiye’ye giriyorlar. Bunların SADAT’la bir ilgisi yok. Biz, bu işlerde parmağımızın olmadığını ispatlamakla yoruluyoruz.
Neden cevap verilmiyor?
Hakkımızda soru önergesi verilebilir, bir mahsur yok. Önerge vermektense, varsa belgeleri savcılığa versinler. Bu iddialarla Meclis’in meşgul edilmesini gerektiren bir durum yok. Soru önergelerine zaten cevap verilmiyor. Çünkü, Bakanlıklar da SADAT’ın bu yönünü çok iyi bildikleri için verilen önergeyle Meclis’in, kamu kurumlarının meşgul edilmesinin önüne geçiyorlar. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kamplarımız olduğuna ilişkin iddiasına da Savcılık takipsizlik vermişti.
Hangi ülkelerde eğitim?
SADAT, ülkelerin silahlı kuvvetlerine eğitim veren bir kuruluş. 22 İslam ülkesinde eğitim verdik. Ülkelerle anlaşma ve faaliyetlerin tamamı gizlilik sözleşmesiyle yapılıyor. Bunu açıklamak Türkiye’nin milli menfaatlerine, dış ilişkilerine zarar verir, hem de ilgilileri hedef haline getirir. Bizim o ülkelerdeki faaliyetlerimizi ABD’si, Fransa’sı mutlaka biliyor. Bunların kamuoyu ile paylaşılmaması gerekiyor.
Ülkelerin eğitim, donatım, danışmanlık hizmeti, araç-teçhizat ihtiyacı varsa, resmi olarak yerli ve milli savunma sanayi şirketlerden alıp ihracatını da yapıyoruz.
Hepsi asker mi?
SADAT ticari bir kuruluş. Kurucuları 28 Şubat’ta Türk Silahlı Kuvvetleri’nden atılan subay ve astsubaylardır. Çalışanlarımız alanında uzman kişiler. Kurucuları asker ama sadece askeri eğitimleri askerler veriyor. Biz kendi halinde, vatanını, milletini seven insanlarız seçimlere gölge düşürecek faaliyette bulunur muyuz?
Tek hedefimiz İslam ülkeleri nezdinde ülkemizin ekonomik, ulusal anlamda konumunun yükselmesi, ekonomik refah seviyesine katkı sağlayacak faaliyetler ortaya koymaktır. Ülkemize döviz kazandıran, vergisini veren, denetlenebilen şeffaf bir şirketiz. Yapılan denetlemelerde gayri meşru faaliyet, eylem, evrak bulunamaz.”
Seçim dönemi yaklaşırken silahlanmanın da arttığı belirtiliyor. Ruhsatsızları anladık da, İçişleri Bakanı, kaç bin kişiye ruhsatlı silah verildiğini de açıklamalı. En azından seçimler yaklaşırken silahlanmayı durdurmalı.