Bugünlerde dizilerde ve filmlerde sıklıkla birbirlerini aldatan eşler görmeye başladık. Araştırma sonuçlarına göre dizilerde bu olgunun sıkça …
Bugünlerde dizilerde ve filmlerde sıklıkla birbirlerini aldatan eşler görmeye başladık. Araştırma sonuçlarına göre dizilerde bu olgunun sıkça işlenmesi dizilerin gerçek yaşamın bir taklidi olduğunu düşünen kişileri aldatmanın gerçek hayatta da sıkça yaşandığı sonucuna ulaştırmış.
Nevada Üniversitesinde aile ve çift terapileri üzerine çalışan Profesör Gerald R. Weeks (2008) tarafından “partnerin onayı olmadan, birincil ilişki dışında biri ile duygusal ve cinsel bir yakınlık paylaşmak” olarak tanımlanan aldatma, cinsel düzeyde olabileceği gibi duygusal düzeyde de kalabilir. Bu iki türün yanında çoğu kişi tarafından aldatma dahi sayılmayan yeni bir aldatma türü ortaya çıktı: Sanal Aldatma. Hali hazırda ilişkisi olan kişilerin sanal ortamda tanıştıkları kişilerle gerçek partnerlerinden daha çok zaman geçirmeleri ile başlayıp daha sonrasında ise bu kişilerle sanal aşk yaşamalarını ifade eden bir kavramdır.
Aldatan kişiler neden aldatır?
Hiçbir normal ilişki aldatma amacıyla başlamasa da bazıları aldatmayla son bulabiliyor. Uzmanlar aldatan kişilerin hayatlarındaki boşlukları doldurmaya çalıştıklarını dile getiriyor. Nedeni ne olursa olsun hiçbir aldatmanın haklı bir yanı yoktur ve aldatma ilişkilere zarar verir; eşlerde güvensizlik ve hayal kırıklıkları ortaya çıkarır.
Bilim insanları toplumda sıkça görülen ve topluma ciddi zararları olan bu olayı araştırdıklarında aldatan kişilerin benzer kişilik özellikleri sergilediğini gördüler.
Psikoloji araştırmalarına göre aldatan eşlerin kişilik özellikleri:
Öz denetim sahibi olmamak
Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre öz denetimi eksik olan kişiler, yani iradeleri zayıf olan kişiler daha çok aldatır. Duygularını, düşüncelerini kontrol edememek bir aldatma sebebi.
Duygusal olarak kararsız olmak
Ne istediğini bilmeyen kararsız kişiler hayatın her alanında sorun yaşarlar. Ama söz konusu bir romantik ilişki olduğu zaman karşı tarafa verdikleri zarar daha çok olur. Duyguları çabuk değişir, ilişkiden doyum alamamaya başlarlar. Bu da partneri aldatmayla sonuçlanabilir.
Tatmin duygusu düşük olmak
Mükemmelliyetçilik, hiç bir şeyden memnun olamama bir patronda olabileceği gibi bir eşte de olabilir. Bu tür kişiler partnerlerinde yetersizlik duygusuna yol açarlar. Aldatılan kişi ‘ben ne yaparsam yapayım onu mutlu edemiyorum’ çaresizliğini yaşar.
Sorumluluk hissinin düşük olması
Bir ilişkinin sorumluluğunu alamayacak bireyler ilişkiye başladıklarında o ilişkiye sadık kalmada da zorluk yaşarlar. İlişki için gereken fedakarlığı yapamazlar ve bu, bazen aldatmayı sorumluluklardan kaçış olarak görmelerine yol açar.
Narsisizmin bulunması
Narsist bireyler en iyisi olduklarını düşündükleri için diğer bireylerin eksik yönlerine odaklanıp onları eleştirirler. İlişkilerde partnerin eksik olduğu yönleri farkedince ‘ben bunu haketmiyorum, daha iyi bir ilişkim neden olmasın‘ düşünceleri oluşur. Bu durum da daha mükemmel olduğunu düşündükleri yeni bir ilişki arayışı içine girmelerine yol açabilir. Erkeklerde genelde ego tatmini olarak kendisini gösterir.
Nevrotik kişilik özelliği
Bu kişilik özelliği erkeklerde aldatma ile ilişki olmasa da kadınlarda aldatma eğilimini artırıyor gibi duruyor. Bu kişilik özelliğinin suçluyu dışarda arama, alıngan olma, sürekli bir ilgi ihtiyacı gibi özellikleri bulunur.
Aldatan kişi ikinci şansı hakeder mi?
Bu aldatılan kişinin kendisinin vermesi gereken bir karar olmakla beraber böyle bir düşüncenin oluşması durumunda ruh sağlığı uzmanlarından aile ve çift terapisi alınabilir. Fakat alınan terapiler sonucunda bile aldatılan kişinin içini kemiren kurtlar bitmez. En mahrem sırların paylaşıldığı kişi olan partnere karşı tekrar güvenin oluşması oldukça çok zordur.
Aldatan kişi açısından da güveni tekrar kazanmak oldukça sancılı bir süreçtir. Sürekli kendisini aklamaya çalışması, partnerin negatif yargılayıcı düşünceleriyle başetmesi bazen ilişkiden tamamen vazgeçmesine de neden olur.
Kaynaklar: 1, 2, 3, 4,