Patlayan fabrikada iş güvenliği uzmanı olarak çalışan Aslı Bozkurt, SÖZCÜ’ye konuştu. Bozkurt, “Fabrikadan ödeme alıyorsanız nasıl şikayet …
Patlayan fabrikada iş güvenliği uzmanı olarak çalışan Aslı Bozkurt, SÖZCÜ’ye konuştu. Bozkurt, “Fabrikadan ödeme alıyorsanız nasıl şikayet edebilirsiniz? Mevzuat değişmeden ne bu iş kazalarının önüne geçilebilir ne de iş güvenliği uzmanlarının tutuklanmalarına engel olunabilir” dedi.
Sakarya’nın Hendek ilçesindeki Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 3 Temmuz 2020’de meydana gelen patlamada 7 kişi hayatını kaybetti, 127 kişi de yaralandı.
Patlamanın ardından fabrika yöneticileriyle birlikte iş güvenliği uzmanı Aslı Bozkurt hakkında ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası istemiyle Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
SORUMLULAR HAKKINDA KARAR AÇIKLANDI
Mahkeme, 28 Şubat’ta aldığı kararla fabrika sahipleri Yaşar Coşkun ve Ali Rıza Ergenç Coşkun’u 16 yıl 3’er ay, Hasan Ali Velioğlu’nu 12 yıl 6 ay ve tutuksuz sanıklar Erşan Öztürk, Asiye Angın, Aslı Bozkurt ve Ahmet Çağırıcı’yı 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı.
Yakınlarını kaybeden işçilerin aileleri bu cezaları düşük bulduklarını açıkladılar.
İş güvenliği uzmanı Aslı Bozkurt, başka bir firmada kayıtlı çalışan ancak yaptığı sözleşme kapsamında haftanın iki günü Büyük Coşkunlar fabrikasına gidiyordu. Hem denetimlerde bulunuyor hem de eğitimler veriyordu. Patlama yaşanmadan 1,5 ay önce 22 Mayıs’ta istifa etmişti. Ancak ihmali olduğu gerekçesiyle o da gözaltına alınmış 9 ay tutuklu yargılanmıştı. Bozkurt savcılık ve mahkemedeki ifadelerinde fabrika yöneticilerinin işçilere üretim baskısı yaptığını, defterlerin tutulmadığını, kusurların, kazaların bildirilmediğini söylüyordu.
Müştekilerinden Nuray Cihangir’in dava dosyasına yansıyan ifadesinde, Aslı Bozkurt’a fazla hammadde baskısıyla ilgili “Çok fazla hammaddeyle çalışanlardan birine tutanak tutarsanız kimse fazla malla çalışmaz” dediğinde Bozkurt’un “O da bir gerçek” karşılığını verdiğini ancak kimsenin tutanak tuttuğunu görmediğini söyledi.
Bozkurt ile 15 ay boyunca çalıştığı Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda yaşanan aksaklıkları, yöneticilerin tavrını ve yapılması gerekenleri konuştuk.
“BU FABRİKANIN PATLAYACAĞINI HERKES ÖNGÖREBİLİRDİ”
Fabrikada denetimlerin yapıldığını belirten Bozkurt, “Bu fabrikanın patlayacağını herkes öngörebilirdi” diyerek şöyle devam etti: “Patlama işçi ihmalinden de olabilir, fabrika ihmalinden de olabilir. Suçun belli olmadığı bir yerde biz karara ve cezaya çıktık. Evet, bu fabrika da gündem olmalı ama hukuk kısmı da konuşulmalı. Şu anda suçun belli olmadığı davada 6 yıl 8 ay hüküm aldım.”
İfadesinde ‘İşçilerden elleri yanan olduğunu biliyorum ama olayın SGK veya adliyeye bildirilmediğini de biliyorum’ diyen Bozkurt, bu ihmallere dair şunları dile getirdi:
“Benden önceki iş güvenliği uzmanının tutmadığı raporla ilgili işlem yapmam mümkün değil. Ben orada bir yıl çalıştım. Bana işçiler şöyle diyorlardı, ‘Aslı Hanım biz iş kazası geçiriyoruz ama hastaneye gidiyoruz iş kazası geçirdiğimizi söyletmiyorlar.’ Ben de onlara uyarı yapıyordum ve eğitimlerde iş kazası geçirdiklerinde mutlaka hukuki işlem yaptırmaları gerektiğini söylüyordum. Fabrikada da iş kazasını sürekli bana bildirin diyordum. Benim dönemimde el kesiği vs oluyordu. Revirde işlem yapılıyordu, hastaneye bile gitmek gerekmiyordu. Biz de sonrasında eğitim veriyorduk. Bu eğitimler de eksiksiz olarak verildi.”
“BİZ YILLARDIR BÖYLE ÇALIŞIYORUZ’ DENİYORDU”
Bozkurt, usulsüz bir şey tespit ettiğinde fabrika yöneticilerinden bazılarının kendisine karşı çıktığını belirtirken şu örneği verdi: “Uygunsuz olduğunu söylediğimizde ‘Sen bu işi nereden biliyorsun, biz yıllardır böyle çalışıyoruz’ deniyordu. Hatta Hasan Ali Velioğlu var, o da cezaevinden yeni çıktı. Alaylı biri, ilkokul mezunu, astığım astık kestiğim kestik biriydi. Onunla tartıştığımızı işçiler de söyledi. Hiçbir uygunsuzluğu duymaktan memnun olmuyordu. Çünkü ben işimi yapmak istiyordum. Bölümlerde fazla patlayıcı maddelerin olması uygunsuzluklara bir örnek. O da ‘1 kiloyla iş yürümez’ diyordu. Ama yönetmelik de 1 kilo diyor. Sürekli itiraz ediyordu çünkü 1 kilo ile işlem yapsalar istediği malı üretemeyecekti. Bu da tüm mahkeme tutanağında tespit edildi. Makine ve ekipmanlarla ilgili usulsüzlükler de oldu. Koruyucuları olmadığında hem sözlü hem yazılı söylüyordum. Sözlü hiçbir kıymeti yoktu çünkü yazılı olanlar bu süreçte benim korunmamı sağladı. Yüzde 5 kusur aldım ama karşı tarafta işi 50 yıldır yapan ve ‘Biz bu işi 50 yıldır yapıyoruz sen nereden bileceksin?’ diyen bir ekip vardı.”
Fabrikada üretim baskısı olduğunu, belli bir sayıyı tutturamayanların yemeğe dahi gidemediklerini söyleyen Bozkurt, “Koruyucu malzemeler veriliyordu ama işçilerin de kullanmadığı oluyordu, kimi zaman yeterli sayıda verilmediği de oluyordu. Yani her iki tarafta da eksiklik vardı. Kimi zaman verilmiyordu, kimi zaman verileni çalışan kullanmıyordu” dedi.
“ŞİKAYET ETTİĞİNİZ FİRMADA NASIL ÇALIŞMAYA DEVAM EDEBİLİRSİNİZ?”
Bozkurt, iş güvenliği alanındaki mevzuatın değişmemesi durumunda iş kazalarının devam edeceğini belirterek şu öneriyi yaptı: “Benden sonra çalıştığı firmayı şikayet eden arkadaşım işinden atıldı, ondan sonra hiçbir OSGB’de iş bulamadı. Burada yanlışlık mevzuatta, mevzuat yanlış. Fabrikadan ödeme alıyorsanız nasıl şikayet edebilirsiniz? Eğer siz fabrikanın personeliyseniz, fabrikaya dışarıdan hizmet veriyorsanız o fabrikayı nasıl şikayet edebilirsiniz? Şikayet ettiğiniz firmada nasıl çalışmaya devam edebilirsiniz? Mevzuat değişmeden ne bu iş kazalarının önüne geçilebilir ne de iş güvenliği uzmanlarının tutuklanmalarına engel olunabilir. Devlete bağlı çalışırsak, ben mesela bir firmaya gittiğimde raporumu devlete atacaksam, elim korkmadan ne aksaklık gördüysem hepsini yazarım. Ama ben paramı o şirketten alıyorsam, faturamı oraya götürüp ödeme alacaksam hiç kimse bunu yapamaz. Bu mevzuatın değişmesi için elimden geleni yapacağım çünkü 9 ay haksız yere cezaevinde kaldım.”