Super Mario Bros asla ölmeyecek. Nintendo, yaptığı her yeni konsolda 1985 klasiğini yeniden piyasaya sürmek için her zaman bir fırsat yakalıyor …
Super Mario Bros asla ölmeyecek. Nintendo, yaptığı her yeni konsolda 1985 klasiğini yeniden piyasaya sürmek için her zaman bir fırsat yakalıyor ve insanlar da her seferinde milyonlarca kopya satın alıyor. Peki ya bu kadar da akıllarda yer edememiş oyunlar? Hayatta kalabilirler mı? Bunun cevabı emülatörler ile ilgili.
Hiçbir şey kesin değildir, ancak oyun tarihimizi korumayı çok daha kolaylaştıran bir şey var: emülasyon. Eski Atari, Nintendo ve Sega oyunlarının bilgisayarınızda çalışması yasal olarak karmaşık bir durum olsa da (ki bu konuyla ilgili ülkemizdeki yetkililerin hiçbir şeyden haberi dahi olmadığını düşünüyorum), en belirsiz oyunların bile bir şekilde hayatta kalmasını sağlamaya yardımcı olan bir teknoloji kendisi.
Koleksiyonlar Yeterli Değil
Eğer emülasyon olmasa, oyunları zamandan nasıl korurduk? Bu noktada şunu diyebilirim ki, iyi ki koleksiyoncular var. Zaman içerisinde kaybolmuş oyunlara takıntılı, eBay’de sürekli bu tar oyunları arayan, ardından bunları satın alıp muhafaza eden insanlar, hiçbir oyunun sonsuza dek ortadan kaybolmamasını sağlamak için çok çaba sarf ediyorlar.
Bu insanlardan birisi de, Nate Duke; yıllar süren satın almaların ardından koleksiyonunu 25.000 dolara sattı. En az sevilen oyunları bile satın alan bunun gibi koleksiyoncular, hayatta kalmalarına yardımcı olacak en belirsiz oyunlar için bile bir pazar yaratır.
Ama bu durumun bile sınırları var. Kartuşlar eninde sonunda bozulur, CD’ler çalışmayı bırakır ve teoride bu, tüm oyunların elbet bir zaman sonra dünyadan sonsuza kadar kaybolması anlamına gelebilir. ve bir şeyi kaybetmenin tam olarak neye benzediğini de biliyoruz, çünkü bu birçok örnekte başımıza geldi.
Medya Kaybolduğunda
Wikipedia’nın kayıp eserler sayfasında gezinmek düpedüz iç karartıcı bir aktivitedir. Büyük beyinler tarafından yazılan pek çok yazı tarihin sayfaları arasında sonsuza dek ortadan kayboldu ve biz onlardan sadece diğer belgelerdeki referanslar sayesinde haberdarız. Bunların bir kısmı insanların ilgisini kaybettiği için, bir kısmı yangınlar yüzünden oldu ve bazıları da temelde kimse bunu yapmanın bir değerini göremediği için gözler önünde tutulmadı.
Eski zamanlar için bir eseri korumak oldukça büyük bir sorun gibi görünüyor, ancak modern dünyada da çok daha iyi durumda değiliz, çünkü gelecek nesillerin neye değer vereceğini tahmin etmek konusunda halen daha pek de iyi iş çıkartamıyoruz.
İşte iyi bir örnek. 1960’larda, Doctor Who büyük ölçüde aptalca bir bilim kurgu dizisi olarak görülüyordu ve BBC, halihazırda yayınlanan bölümlerin kopyalarını göz önünde tutmak için hiçbir neden görmedi. Kasetten büyük ölçüde tasarruf etmek için birkaç bölümün orijinalleri üzerine kayıt ettiler.
Zamanla, Doctor Who Birleşik Krallık ve ötesinde bir kültürel akım haline geldi ve tüm dünyadaki hayranlar bu eksik bölümleri görmeyi çok istedi. BBC’ye konuşan Philip Morris’in burada özetlediği gibi, birkaç tanesi olağanüstü bir şekilde kurtarıldı: