Beylikdüzü Belediyesi, otizmli bireyleri uzmanlarla bir araya getirerek hastalığın tedavisindeki güncel durumun ailelere aktarılmasına katkı sağladı. Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen seminerde uzmanlar, doğru tanının yanı sıra doğru beslenmenin de önemine dikkat çekti.
Beylikdüzü Belediyesi, otizmli bireyleri uzmanlarla bir araya getirerek hastalığın tedavisindeki güncel durumun ailelere aktarılmasına katkı sağladı. Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen seminerde uzmanlar, doğru tanının yanı sıra doğru beslenmenin de önemine dikkat çekti.
İlçedeki vatandaşların her açıdan bilinçlenmesi amacıyla çeşitli seminer ve toplantılar düzenleyen Beylikdüzü Belediyesi bu kez biyokimya ve metabolizma uzmanı Doç. Dr. Zafer Yönden ile Özel Eğitim Öğretmeni Fatma Çevik Meydan’ı konuk etti. Otizmin nedenlerinin ve tedavi yöntemlerinin anlatıldığı seminere Belediye meclis üyelerinden Nejla Kotil Saruhan ile Emine İhtiyar’ın yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı.
“Hekimlik işi mi, eğitmenlik işi mi, bu konuda kafamız karışık”
Hastalığın tedavisinde beslenmenin önemine dikkat çeken Zafer Yönden, “Tanıyı koymakta netiz ama tedaviye gelince eğitim diyoruz. Peki metabolizma bu işin neresinde? Vücutta bir rahatsızlık varsa, bunun metabolik bir alt yapısının olması lazım. Bu çocukların aynı şeylerle beslenmek istemelerinin altında, bağırsak örüntülerine yerleşmiş bir bakteri grubu var. Tıbbın yeni yeni öğrendiği bir organ bağırsaklar. Ve bağırsak alışkanlıkları değiştikçe, yeme alışkanlıkları da değişiyor” diye konuştu.
“Şekeri kesip, yağı artırırsanız, hastalığın belirtileri azalır”
Otizmin kesin tedavisi olmadığı hatırlatan ve mucize beklenmemesi gerektiğini vurgulayan Yönden, şöyle devam etti: Otizmle yaşamak istiyorsanız şekeri kesip, yağı artıracaksınız. Beynimizin fonksiyonu iyi çalışmıyorsa yağı eksik demektir. Şekeri kesip, yağı artırdığınız zaman hastalığın belirtileri azalıyor. Fazla karbonhidratlı beslendin, inflamasyonun arttı. Bu durum, senin beyin dokuna zarar verdi. Dikkatini toparlayamadın, sosyalleşmekte zorlanır bir hale geldin. Bununla alakalı mı? Evet, alakalı! Doğal beslenme bu işin gelişimine katkıda bulunur. Bakın çözülür demiyorum, katkıda bulunur. Mesela pekmez o kadar masum bir şey değildir. Yüksek ateşte kaynatıyorsun, karamelize bir şeker elde ediyorsun. Hâlbuki pekmez üzümden yapılıyor ve üzüm harika bir besin, antioksidan zengini. Yani ne kadar doğal besin tüketirseniz, o kadar iyi.
“Otizmi bitirmeyi değil, bununla birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz”
Fatma Çevik Meydan ise hastalıkta doğru tanı, doğru uzman ve doğru yaklaşım hakkında bilgiler verdi. Meydan, “Tanı 2-3 yaş arasında konuluyor. Çocuk bizimle etkileşime girmiyorsa, nesneleri amacına aykırı bir şekilde kullanıyorsa, konuşma gerilemeye başladıysa bir çocuk psikiyatristine gitmeliyiz. Ama otizm uzmanı olmayan bir psikiyatriste değil. Uzman diyor ki, tanı koymak için acele etmeyelim, üç ay bekleyelim, işte o üç ay çocuğun hayatından gidiyor. Otizmi bitirmek üzere değil, otizmle yaşamak üzere bir program yapmalıyız. Peşinde koştuğumuz şey bitirmek olduğundan, biz de bitiriyoruz, çocuk da bitiyor. Hâlbuki bitirmeyi değil, birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz” diye konuştu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı