Geçtiğimiz ay Osmanlı’nın en parlak kumaşlarından Gaziantep’e özgü kutnu kumaşının Paris Moda haftasında tanıtılması, Osmanlı kumaşlarını yeniden …
Geçtiğimiz ay Osmanlı’nın en parlak kumaşlarından Gaziantep’e özgü kutnu kumaşının Paris Moda haftasında tanıtılması, Osmanlı kumaşlarını yeniden gündeme getirdi. Tasarımcılar, 16. yüzyılda popüler olan Osmanlı kumaşlarıyla dünya modasına yeniden yöne kazandırmak için kolları sıvadı. İşte Osmanlı kumaşlarının geçmişi…
Dünyaca ünlü moda devi Paris Moda Haftası’nda yeni üretimiyle, Osmanlı padişahlarının çok tercih ettiği kutnu kumaşını tanıtmıştı. Gaziantep’e özgü olan kutnu kumaşının gündeme gelmesinin ardından tasarımcılar Osmanlı kumaşlarını yeni tasarımlarında değerlendirmek için hazırlıklarına başladı. Bir sonraki sezonun kreasyonu için modernize edilen kıyafetler geleneksel izler taşıyor. Kutnu kumaşının trendler arasına adını altın harflerle yazdırmasıyla, Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Genç, dokuma kumaşların önemini, geçmişteki kullanımını ve bugün geldiği noktaya şu ifadelerle değindi:
“Dokuma kumaşlar geçmişte ihtiyaçlar için kişinin ekonomik düzeyine uygun malzeme ile dokunmuştur. Sanayi devrimi ile birlikte seri üretime geçilmiş ve el dokuma kumaşlar önemini kaybetmiş. Bu dokumaların önemi geçmiş dönemin malzeme, tasarım ve teknik özelliklerini göstermesi. Günümüzde geçmiş örneklerden esinlenerek modernini üreterek bugünün modasına yön verebiliriz. Geçmişe ait kumaşları müzelerde korumak ve bu örnekleri bugün de yaşatabilmek önemli.”
MODERN TASARIMLAR GEÇMİŞİN İZLERİNİ TAŞIYOR
16. yüzyılda İstanbul modanın başkentiyken, o dönem örneklerinden esinlenerek modern tasarımlara imza atılıyor. Doç. Dr. Genç, döneme ait kumaşların zenginliğinden faydalanarak modaya sağladığı katkıyı, “
“Osmanlı döneminde ister dokunduğu şehre, ister tekniğine isterse de dokuma malzemesine göre baktığımızda yüzlerce kumaş örneği var. Sadece Osmanlı dönemine ait bir yöresel kumaştan yola çıkarak bile moda sektörüne katkılar sağlanabilir. Yüzlerce farklı malzeme ve teknikteki kumaşlar yeniden güncellenerek üretildiğinde Türk ve Dünya modasına çok ciddi katkılar sağlanabilir. Bu örneklerden yola çıkarak çok modern tasarımlar yapılabilir” şeklinde açıkladı.
Anadolu Selçukluları ve Beylikleri devri dokumaları, Osmanlı dokuma sanatı üzerinde oldukça etkili olduğunu belirten Doç. Dr. Genç, Osmanlı dönemine ait yüzlerce kumaş örneği olduğunu aktardı. Genç, Osmanlı kumaşlarını şehirlere göre şu şekilde değerlendirdi:
“Kumaşlar dokundukları şehre göre; Halep kumaşı, Bursa kumaşı gibi, kullanıldıkları yere göre; Trablus kuşağı, Konya sevaisi gibi, şahıs isimlerine göre; Hacı Ali bezi, Bakkaloğlu işi, Selimiye gibi adlar almışlardır. Tekniklerine göre adlandırılanlar çoğunlukta olup başlıcaları; kadife, çatma, kemha, seraser, atlas, canfes ve kutnu’dur. Renk sayısına göre adlandırılanlar; serenk, heftrenk, desenine göre adlandırılanlar ise; gülistanî, çınarlı, benekli gibi kumaşlardır.”
OSMANLI’DA KUMAŞ VE DOKUMACILIĞIN EN PARLAK DÖNEMİ 16’NCI YÜZYIL
Doç. Dr. Mustafa Genç, lonca örgütleri arasında dokumacıların yoğunlukta olduğunu söylemesinin yanı sıra, Osmanlı döneminde dokuma işini en iyi noktaya taşıyabilmek için kumaşlar üzerinde oldukça özenli bir çalışma sürdürüldüğünü kaydetti. Genç, “Türk kumaşları ince, karakteristik muntazam desen anlayışına ve mükemmel dokuma tekniğine 15’nci yüzyılda ulaştı. Topkapı Sarayı arşivinde bulunan ‘Ehl-i Hiref’ defterlerine göre dönemin lonca örgütleri içerisinde en kalabalık olanı dokumacılardı” dedi.
Öte yandan 19. yüzyılda Osmanlı himayesindeki birçok şehrin dokuma merkezi haline gelmiş olduğunu da belirten Genç, anlatımlarına şu ifadeleri de ekledi:
“Osmanlı kumaş dokumacılığının en parlak dönemi 16’ncı yüzyıldır. Bursa, İstanbul, Bilecik, Denizli, Kastamonu, Ankara, Amasya, Karaman gibi şehirler tam bir dokuma merkezi haline dönüşmüştü. Osmanlı, ekonomi ve sanatta en güçlü dönemine bu asırda ulaştı. Kumaşların ve desenlerin en zengini bu devirde dokunmuştur. Lale, karanfil, sümbül, çınar yaprakları, bahar dalları, narçiçekleri ve narlar, kıvrık dallar arasında hançer yaprakları 16’ncı yüzyılın en çok sevilen ve sık kullanılan motifleridir. Bu tür natüralist çiçeklerin dış kontürlerinin belirgin olarak çizilmesi ise Osmanlı kumaş desenlerini diğer ülke kumaşlarından ayıran en belirgin özelliktir.”