Yargıtay ile İstinaf Mahkemesi tarafından bozulan ‘Gezi Parkı’ ile ‘Çarşı’ davasının birleştirilmesinin ardından 52 kişinin yargılandığı davanın …
Yargıtay ile İstinaf Mahkemesi tarafından bozulan ‘Gezi Parkı’ ile ‘Çarşı’ davasının birleştirilmesinin ardından 52 kişinin yargılandığı davanın üçüncü duruşmasında ara kararını açıklayan mahkeme, Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Yargıtay ve İstinaf Mahkemeleri tarafından bozulan ve Osman Kavala’nın tek tutuklusu olduğu toplamda 52 kişinin yargılandığı ‘Gezi Parkı’ davasının üçüncü duruşması Görülüyor. Mücella Yapıcı, Can Atalay ile Tayfun Kahraman duruşmada savunma yaptı.
“İDDİANAMENİZ, İKTİDARIN TARİH TEZİDİR”
Gezi davasının sanıklarından olan Can Atalay savunmasında, “İddianameniz, Türkiye tarihinin en önemli toplumsal olaylarından olan Gezi direnişimizi karalamaya çalışan siyasi iktidarın tarih tezidir. Gezi’de anayasal haklarını kullanan milyonlarca insanı fon kullanımıyla suçlamak kimsenin haddi değildir. Biz yahut tek bir Gezici bir tek kuruş ile dahi ilişkilendirilemezken iddianameyi yazan savcının meslek içi eğitim seminerleri AB tarafından fonlanmaktadır” dedi.
“OSMAN KAVALA İÇİN ÖZGÜRLÜK DİLİYORUZ”
Can Atalay, devamında “Başta da söyledim bu yamalı yalan bohçası, siyasi tarih tezi başarısız kalmaya mahkumdur. Osman Kavala ile ilgili AİHM kararlarının uygulanmaması emperyalizme kafa tutmak falan değil düpedüz kendi anayasal düzenimizi askıya almak niteliğindedir. Osman Kavala için özgürlük diliyoruz. Dilemekten de öte, Osman Kavala için özgürlük talep ediyoruz. Biz bu iddianameyi, öncesindeki ve sonrasındaki tüm yalanı dolanı reddediyoruz. Sıradan bir yurttaş olarak kendi kaderimi tayin etmek istiyorum. Olmadık sözlerle düşmanlaştırılmak istemiyorum. Haklardan bahsetmeden yükümlülüklerden bahseden hukuk düzenine itiraz ediyorum” şeklinde konuştu.
“POLİS ŞİDDETİNDEN SONRA SOKAĞA ÇIKAN TOPLUM VİCDANIYDI”
Tayfun Kahraman; “Her şey aslında bir hukuk mücadelesiyle başladı. Gezi parkının imara açılması üzerine bu yeşil alanın korunması için kentine ve meslek hayatına sahip çıkan insanlar olarak hukuki mücadeleye başladık. Gezi parkındaki polis şiddetindenden sonra sokağa çıkan toplum vicdanıydı. 80 ilde insanların sokağa çıkıp haklı haykırışlarına ‘organize’ denilemez. Hiçbir para, güç böyle bir organizasyonu gerçekleştirebilecek güçte değildir. Bunu yaratan sadece anayasal hak talebidir. Gezi’nin yüzünü hiçbir şekilde karartamazsınız. Her zaman kentimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Buradan çıkarılacak herhangi bir suç yoktur”
“HİÇBİR LİDER BU KADAR FARKLI İNSANI BİR ARAYA GETİREMEZ”
Mücella Yapıcı, ” Gezide 45 kişi gözünü yitirdi, 8 çocuğumuz hayatını kaybetti. O zaman ayağa kalkan halkın vicdanıydı. Türkiye’de hiçbir lider bu kadar farklı insanı bir araya getiremez. Birileri, Osman Kavala’yı rehin olarak tutarak geziyi kriminize etmeye çalışıyor. Sizlere üzülüyorum. Bizlere beraat veren hakim yok oluyor. Yeni nesillerin zihninde farklı bir gezi oluşturulmak isteniyor ama Gezi tarihe geçti artık. Gidiyorum geliyorum artık ömrüm yetmeyecek. Müebbet de verseniz benim için fark etmeyecek. O yüzden burada kendim için konuşmuyorum. Hala kirada oturan ve çalışmak zorunda olan ben, Kavala ile birlikte geziye sponsor olmakla suçlanıyorum” ifadelerini kullandı.
TUTUKLULUĞA DEVAM KARARI
Savumalar alındıktan sonra görüşü sorulan duruşma savcısı davanın tek tutuklu sanığı olan Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Avukatların taleplerinin alınmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.