AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Başkent Millet Bahçesi’ndeki Altın Mekan Kütüphanesi’nde partisinin “İlk Oyum …
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Başkent Millet Bahçesi’ndeki Altın Mekan Kütüphanesi’nde partisinin “İlk Oyum Erdoğan’a İlk Oyum AK Parti’ye” programı kapsamında gençlerle bir araya geldi.
Gelecek seçimlerde ilk defa oy kullanacak gençlerin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilan ettiği “Türkiye yüzyılı” vizyonuna imza atma fırsatı olduğuna işaret eden Çelik, Cumhuriyet’in 100. yılında oy kullanmanın unutulmaz bir hatıra olacağını dile getirdi.
Çelik, AK Parti’nin siyasal olarak muhafazakar bir parti olmadığını, kültürel muhafazakarlığa sahip olduğunu belirterek “Bunu da genelde bir tutuculuk, statükoculuk olarak anlatırlar. Halbuki biz statüko karşısında devrimci bir partiyiz ama milletimizi millet yapan, bu ülkeyi bize vatan yapan, bizi biz yapan değerleri koruma adına muhafazakarlıktan bahsediyoruz.” diye konuştu.
AK Parti kurulmadan önce oy kullanma hakkına sahip olduğunu ancak ilk oyunu AK Parti’ye verdiğini aktaran Çelik, “İlk Oyum Erdoğan’a İlk Oyum AK Parti’ye kampanyasını yürütürken bunu sadece partimizin ve Cumhur İttifakı’nın iktidar olmasından ibaret, sadece sayısal oyumuzu artıracak bir kampanya olarak görmüyoruz. Bu Türkiye yüzyılı dediğimiz değerlerin altının doldurulması, pekiştirilmesi ve dünya sahnesine çıkarılması için aslında büyük bir miladın adı olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Çelik, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya düzeninin yavaş yavaş öldüğüne dikkati çekerek, Rusya-Ukrayna savaşıyla ortaya çıkan tablonun, geçmişte silahlanmaya karşı olan devletlerin silahlanmaya ve Birleşmiş Milletler’e ait, insan hak ve hürriyetlerine ait değerlerin artık önemsenmemeye başlamasının buna işaret olduğunu anlattı.
Barbarlığın yeniden dünyaya hakim olmaya çalıştığını kaydeden Çelik, şöyle konuştu:
“Onun için diyoruz ki, ‘Türkiye yüzyılı demek, barbarlığa karşı medeniyeti savunmak demektir.’ Biz barbarlığa karşı medeniyetimizin değerlerini savunacağımıza, ülkemizde ve yakın coğrafyalardaki çocukların birtakım emperyalist projelere, kirli tezgahlara teslim edilmeyeceğine, hiçbir şekilde ne ülkemizi ne bölgemizi çirkin planlara teslim etmeyeceğimize dair taahhüdümüz olarak, burada bulunan muhafazakar devrimciler olarak, bu barbarlara karşı medeniyet yolunu yürüyeceğimize hep beraber söz veriyoruz.”
“Lafarge firmasının DEAŞ ve PKK ile ilişkilerinin Fransız iç ve dış istihbaratının bilgisi dahilinde gerçekleştiği ortaya çıktı”
Bültenlere, Fransız çimento firması Lafarge’nin, terör örgütü DEAŞ’a yardımını ABD mahkemelerinde itiraf ettiğine ilişkin haber düştüğünü anımsatan Çelik, şöyle devam etti:
“Ülkemize Suriye’den saldıran terör örgütü PKK/YPG/PYD’ye karşı mücadeleyi yürütürken onların birtakım sığınaklarını ele geçirmiştik. Bu sığınaklar o terör örgütünün yapamayacağı kadar yüksek inşaat kalitesine sahipti. Yapılan araştırmalar sonunda ülkemize saldırıların tertiplendiği bu terör karargahlarının Fransız Lafarge firması tarafından yapıldığı ortaya çıkmıştı. Biz bunu defalarca eleştirdik. Daha sonra Fransa’da mahkemelere başvuruldu ve Lafarge firmasının DEAŞ ve PKK ile ilişkilerinin Fransız iç ve dış istihbaratının bilgisi dahilinde gerçekleştiği ortaya çıktı. Şimdi gelinen noktada bunu itiraf ediyorlar. İşte barbarlık budur. Kendi çıkarları için bölgemizi kana boğmak isteyen barbarlar var.”
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bir gece ansızın gelebiliriz” sözleriyle ortaya koyduğu irade sonucu düzenlenen harekatlarla Türkiye’nin sınırlarından bu barbarları söküp attığını belirterek, “Onun için Tayyip Erdoğan’a ‘Diktatör’ diyorlar. Eğer Tayyip Erdoğan, bu barbarların, kara propaganda odaklarının projelerine ‘Evet’ deseydi ona ‘Demokrat’ diyeceklerdi. Biz bu faşistlerin Tayyip Erdoğan’a ‘Diktatör’ demesinden gurur duyuyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’nin sadece faşistler, bu bölgeye kan kusturmak, bölgenin çocuklarının geleceğini çalmak isteyenler, barbarlar için tehlikeli politika izlediğini vurgulayan Çelik, “Onun için izlediğimiz politikanın adı bundan sonra Türkiye yüzyılıdır. Barbarlarla mücadele projesidir ve bunun merkezinde de Türkiye yer alacaktır.” ifadesini kullandı.
“Vesayet siyasetiyle sonuna kadar kutuplaştık”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün Adana’daki programında kullandığı “Bizi bir araya getiren kucaklaşmaktır, kamplaşmak değil.” ifadelerine değinen Çelik, şu değerlendirmede bulundu:
“Bu cümleyi biraz açalım. Bu nasıl kucaklaşmadır, kamplaşmadır? Türkiye’de AK Parti’ye oy verdiği için esnafı, işçiyi, çiftçiyi, her kesimden insanımızı tehdit ediyorlar ondan sonra ‘Kucaklaşmadan yanayız’ diyorlar. Ama PKK/PYD terör örgütünden bahsedildiği zaman, Suriye’deki PYD’den, ‘PYD bize niye saldırsın ki? Oradan bir tehlike beklemiyoruz’ diyorlar. Türkiye ‘mavi vatan’ için kararlı ve tavizsiz mücadele verirken onlardan biri çıkıyor diyor ki ‘Mavi vatan demek, bizi çok maksimalist ve saldırgan gösterir, bu Türkiye’yi zor durumda bırakır’ diyorlar. Biz Azerbaycan’da İkinci Karabağ Savaşı’nda kardeşlerimize destek verirken Türkiye’yi eleştirenler CHP’nin içinden çıkıyor. Dolayısıyla kucaklaşmayı ve kamplaşmayı yanlış anlıyorlar. Onlar Türkiye’ye husumet besleyenlerle kucaklaşıyorlar, vatandaşlarımızın bir kısmıyla her bir vesileyle bir başkasıyla kamplaşmaya, kutuplaşmaya gidiyorlar. Onlar vesayetle kucaklaşmayı seviyorlar, milletin değerleriyle kutuplaşmayı benimsiyorlar. Bizse bu vesayet siyasetiyle sonuna kadar kutuplaştık. Niye biliyor musunuz? Demokrasi, millet iradesi hakim olsun, aynı bu kütüphane olduğu gibi hangi kılık kıyafete sahip olursa olsun, hangi hayat anlayışına sahip olursa olsun bütün genç arkadaşlarımız bir arada Türkiye’nin geleceğine omuz omuza, kardeşçe imza atabilsin diye bunları yaptık.”
Kendisini dinleyen gençlere bir “sır” vereceğini belirten Çelik, “altılı masanın Cumhurbaşkanı adayını 2023’ün temmuz ayında, seçimden sonra açıklayacağını” söyledi.
Çelik, daha sonra gençlere çay ve simit ikram etti, nostaljik tramvayla Başkent Millet Bahçesi’nde tur attı.