Rosatom’un ana sponsoru olduğunu ve Sputnik’in medya partnerliğini üstlendiğini 4. Nükleer Santraller Fuarı ve 8. Nükleer Santraller Zirvesi’nde …
Rosatom’un ana sponsoru olduğunu ve Sputnik’in medya partnerliğini üstlendiğini 4. Nükleer Santraller Fuarı ve 8. Nükleer Santraller Zirvesi’nde (NPPES), Nükleer Alanda Kadınlar Platformu (NÜKAD) Başkanı Bahire Gül Göktepe nükleer enerji projelerinin uygulanmasındaki çevreci yaklaşımları anlattı.
‘Güvenlik felsefesi nükleerde en üst düzeyde gelişmiş olan bir teknoloji’
Nükleer enerjinin ‘benzersiz’ olduğunu ifade eden Göktepe “Çevre güvenliği ve temiz enerji söz konusu olduğunda nükleer gerçekten benzersiz bir teknoloji. Neden? İklim değişikliği engellemek şu anda dünyada en önemli sorun. Güvenlik felsefesi nükleerde en üst düzeyde gelişmiş olan bir teknoloji. Çevre ve çevre güvenliği keza önemli. Başımızda çok önemli bir bela var; iklim değişikliği kabusu. Çevre güvenliği ve ekosistem için çok büyük bir tehlike. Dünyanın iklim değişikliğini ele alma çabası günümüzde hayatımızın en büyük, karmaşık ve iddialı zorluklarından biri” dedi.
‘Dünyada elektriğin yarısından fazlası kömür ve doğalgazdan elde ediliyor, azaltmak istiyorsak nükleer ve yenilenebilir enerjiyi artırmalıyız’
İklim değişikliğine sebep olan sera gazlarının çoğunun elektrik üretimi sebebiyle ortaya çıktığına dikkat çeken Göktepe “Elektrik üretim teknolojilerinde en düşük emisyon verenlerden biri nükleer, rüzgarla eşdeğer. Dünyada elektriğin yarısından fazlası kömür ve doğalgazdan elde ediliyor. Bu oranları azaltmak istiyorsak nükleer ve yenilenebilir enerjiyi artırmamız gerekiyor. Çünkü, su artık stratejik bir ürün ve baraj inşa etmenin risklerini biliyoruz. Aynı zamanda yenilenebilir enerjinin de istendiği anda hazır olması çok zor, çok geniş alanlar gerektiriyor ve sürekli elektrik vermiyor. Dolayısıyla burada nükleer çok önemli bir tercih. Yeniden nükleere girmeye çabalayan 30 kadar ülke var. Büyük ülkelerde yeni nükleer santraller inşa halinde” diye konuştu.
‘1 gram uranyum; 1 ton petrole ve 4-5 ton kömüre eşdeğer enerji veriyor’
Enerjinin çevre açısından değerlendirilebilmesi için değişik kriterlere bakmak gerektiğini söyleyen Göktepe, “Örneğin, doğal kaynak tüketimi. 1 gram uranyum; 1 ton petrole ve 4-5 ton kömüre eşdeğer enerji veriyor. Arazi kullanımı açısından da çok avantajları var, çok dar bir alanda binlerce kilovat enerji üretilebiliyor. Aynı güçte elektrik üretecek rüzgar veya güneş santralini kurmaya kalksaydık yüzlerce kilometrekare arazi gerekirdi. Su kaynakları açısından, santraller su kıyılarını kuruluyor ve etkisi minimum düzeyde. Taşımacılık son derece emniyetli yapılıyor. Atık yönetiminde ise muhteşem gelişmeler mevcut” ifadelerini kullandı.
‘Nükleer güvenlik son derece sofistike yöntemlerle ilerlemiş durumda’
Göktepe, nükleerde güvenli işletme konusunun sofistike yöntemlerle ilerdiğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
‘Akkuyu’da geliştirilmiş tüm aktif ve pasif güvenlik sistemleri ve kor tutucu düzeneği mevcut’
Türk-Rus işbirliği ile gerçekleştirilen Akkuyu Nükleer Santrali’nden de bahseden Göktepe “Akkuyu 3+1 dediğimiz çok ileri bir sistem. Akkuyu gerçekten emsalsiz bir proje, yap, işlet, sahip ol modeli. Geliştirilmiş tüm aktif ve pasif güvenlik sistemleri ve kor tutucu düzeneği mevcut. Nükleer teknolojinin Türkiye’de olmasının pek çok yararı olduğunu biz öteden beri inanıyoruz. Nükleerde Ar-Ge’ye daha fazla önem verilmesini temenni ediyoruz. Akkuyu’dan, güvenlik açısından ve yapılan bu projeden dolayı mutluyuz ve gurur duyuyoruz. Ancak Akkuyu’ya bir Rus teknoloji abidesi olarak hayranlık duymanın yanı sıra yerli ve milli katkıların, firmaların dışında Ar-Ge olarak da daha da artırılmasını diliyoruz” diye konuştu.