Julia, 2000 yılında Polonya’nın Sczecin şehrinde dünyaya geldi. Ateist bir ailenin tek çocuğu olan Julia, ailesinin yaşadığı sorunların arasında …
Julia, 2000 yılında Polonya’nın Sczecin şehrinde dünyaya geldi. Ateist bir ailenin tek çocuğu olan Julia, ailesinin yaşadığı sorunların arasında kaldığı bir dönemde İslamiyetle tanıştı. Müslüman olunca Sena ismini alan ve ülkemize gelmeyi tercih eden genç kız, daha sonra milli karatecimiz Alparslan Yamanoğlu ile evlendi. Çoğunuzun tanıdığı, hayat hikayesine aşina olduğu Sena geçtiğimiz ay Nesil Yayınlarından “Benim Adım Sena” isimli bir kitap çıkardı. Sena’yı bu kez yazar olarak dinledik, kitabına ilişkin merak ettiğimiz soruları sorduk. Yazar, kitabı yazma nedenini şöyle özetliyor: “Hem insanlara faydalı olmak hem kendi hikayemle barışmak için yazdım.”
Kitap fikri nasıl oluştu?
Bekir Develi’nin programına çıktıktan sonra gündeme gelmişti. Bekir abi ‘Senin hayatından roman bile çıkar’ diye bir cümle kurmuştu. Daha sonra Nesil Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Fatih Duman’la tanıştık. Yaşadıklarımı kitapta anlatalım dedik. Çünkü insanların her birine farklı mecralardan ulaşıyorsunuz. Kimisi Instagram’da takılıyor, kimisi sadece kitap okuyor. Ve öyle bir kitap olmalıydı ki insanlar, kapağını görünce ve okuyunca sıkılmasın. İlk zamanlar kitabın adını ‘Allah bana yeter’ koymayı düşünüyorduk. Amacımızdan uzaklaşırız diye ‘Benim adım Sena’ dedik. Romanı hem insanlara faydalı olmak hem kendi hikayemle barışmak için yazdım. Benim için yeni bir başlangıçtı aslında. Yazana kadar yaşamımdan hep kaçıyordum.
Sizi kaçmaktan yazmaya yönelten şey neydi?
Kaçışımı kabul ettim. Kitabı yazarken ister istemez geçmişe gitmek, o anları tekrar yaşamak zorunda kaldım. Küçüklüğümde hep ‘Bu hayat neden bana geldi’, ‘Neden hayatım bu şekildeydi’, ‘neden mutlu bir ailem yok’ diye sorular sorardım. Kitaptan sonra fark ettim ki bunları yaşamasaydım Müslüman olmaz, araştırmaya, bir dine inanmaya gerek bile duymazdım.
DİĞER DİLLERE ÇEVRİLMESİNİ ÇOK İSTERİM
Kitapla amaçladığınız neydi, gerçekleşti mi?
Kitap çıkalı yaklaşık bir ay oldu, zaman içinde kendinden emin olmayan insanların ne kadar çok olduğunu gördüm. Kitabı okuyanlar belki o insanlara hediye eder de bir tohum atmış oluruz. Amacım daha çok kalbe dokunmaktı. Yeni hayalim ise kitabın başka dillere çevrilmesi. Avrupa’da benim başım dan geçenleri yaşayan o kadar çok insan çok var ki. Hikayemi okuyup da İslam’ı seçmeyen insan varsa bu kitabı okuduktan sonra belki cesaret bulur.
Geri bildirimler nasıl, yapmak istediğiniz şey insanlara ulaşmış mı?
Geri dönüşler çok güzeldi. Roman, her insana bulmak istediği şeyi vermiş. Mesela birisi yazmış, annelik duygum arttı diye. Ya da çocukların annesine şefkati uyanmış. Hidayet hakkında yazanlar da var. Anlatmak istediğim anlaşılmış.
FİLM İSLAM’A AYKIRI OLMAMALI
Romanda geçen Naime anne gerçek mi?
Her romanda biraz gerçek biraz da kurgu vardır. Böyle birisi vardı ama Naime anne miydi bu sorunun net bir cevabı yok. Naime anne okuyucu için yapılmış, okuyucunun merak ettiği soruları onun üzerinden sorabileceği bir karakter.
Devam kitapları gelecek mi?
Bu kitabı Türk olmamama rağmen yaklaşık 4-5 ayda yazdık. Editörler, Fatih abi çok destek oldu. Devam kitapları da düşünüyorum. Bu hidayet öyküsünü bir çocuk kitabına dönüştürme niyetim var.
Hayatınızı film yapmak isteyenler oldu mu? Ya da siz ister misiniz?
Çok isterim. Her mecrada deneyim edinmek isterim. Çünkü herkese farklı şeyler hitap ediyor, farklı yerden yakalıyorsunuz. Mesela bu röportajımızı, internetle alakalı olmayan biri sadece gazeteden görecek belki. Film kolay bir iş değil. Oyuncular ve diğer her şey İslam’a aykırı olmayan şekilde gerçekleşmeli. Hikâyeme zarar vermeyecek kişiler rol almalı. Bir teklif gelirse değerlendiririz. Ama kesin yapalım, hemen yapalım diye bir düşüncemiz yok.