enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,1623
EURO
38,1653
ALTIN
2.914,46
BIST
9.777,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
18°C
İstanbul
18°C
Hafif Yağmurlu
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Parçalı Bulutlu
22°C
Çarşamba Açık
24°C
Perşembe Açık
26°C

Muhalefetin hayali, Avrupa’nın ‘kangreni’: Parlamenter sistem

  Haber7 / Abdurrahman Koç  Birçok Avrupa ülkesi henüz seçimlerin tekrarı yaşanmadan krizle yüzleşti. Hükümet kurma süreçleri ayları buldu …

Muhalefetin hayali, Avrupa’nın ‘kangreni’: Parlamenter sistem
22.07.2022
110
A+
A-

 
Haber7 / Abdurrahman Koç 

Birçok Avrupa ülkesi henüz seçimlerin tekrarı yaşanmadan krizle yüzleşti. Hükümet kurma süreçleri ayları buldu, birçok istifa ve güvenoyu krizleri baş gösterdi. Sistemin doğal sonucu olan koalisyon partilerinin siyasileri, koltuk paylaşımında çoğu kez anlaşmazlıklar yaşadı. Yaşanan krizler, Avrupa ülkelerinin itibar kaybetmesine neden oldu. Türkiye’de 2018’de yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ise projelerin hayata geçtiği, ülkenin zaman kaybetmediği ve daha sağlıklı bir işleyişin olduğu bir sistem olarak öne çıktı. Geçmişte parlamenter sistem ve koalisyonlardan büyük acılar çeken Türkiye, bugün uluslararası arenada ciddi anlamda söz sahibi oldu.

Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya ve İspanya’dan sonra bu kez de İtalya hükümet kriziyle karşı karşıya kaldı. Koalisyon ortaklarından güvenoyu oylamasında gerekli desteği alamayan İtalya Başbakanı Mario Draghi istifa etti. Draghi’nin istifasını kabul eden Cumhurbaşkanı Sergio Mattarell parlamentoyu da lağvetti. Ülkede erken seçime gidilmesi kararı alındı. İtalya Parlamentosu, 2020’de masrafların fazla olması nedeniyle küçülmeye gitmiş, Temsilciler Meclisi’ndeki sandalye sayısı 630’dan 400’e, Senato’daki sandalye sayısı 315’ten 200’e düşürüldü.

Koalisyon hükümetlerine zemin hazırlayan parlamenter sistem nedeniyle, birçok Avrupa ülkesinde uzun soluklu hükümetler kurulamıyor yahut aylar süren görüşmeler neticesinde azınlık hükümetleri zorla hayata geçiriliyor.

“PARLAMENTER SİSTEM, SÜREKLİ YÖNETİM KRİZİ OLUŞTURUYOR”

Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmaları Merkezi (USTAD) Başkanı Müftüzade Ahmet Akgül, konuyla ilgili Haber7’ye şu değerlendirmelerde bulundu:

Türkiye’de parlamenter sistem sürekli olarak yönetim krizi oluşturan bir sistem olmuştur. 1950’lerden günümüze gelinceye kadar istikrarlı hükümet kurulamamasından kaynaklı ortaya çıkan krizleri gidermek için defalarca yasal ve anayasal düzenlemelere gidildi. Hakeza sistemin temsilde adaleti sağlayamayışından kaynaklı seçim kanununda birçok kez değişikliğe gidildi. 

Ne yazık ki, bu düzenlemelerin hiçbirisi temsilde adalet sağlayamadığı gibi ülkeyi koalisyon hükümetlerin iç ve dış çalkantılardan da kurtaramadı.


BAŞKANLIK SİSTEMİ VE TÜRKİYE’NİN YÜKSELEN İMAJI

Bugün geldiğimiz noktada Türkiye’de kendine özgü yeni bir başkanlık sistemine geçmiştir. İlk başlarda bu yeni sistemin bir takım eksiklerini olması veya yeni olması hasebiyle birtakım aksayan yönlerinin ortaya çıkması normaldir. Bunlar zamanla düzeltilir. Fakat son yıllarda başkanlık sistemi ile birlikte savunma sanayi ve dış politika başta olmak üzere pek çok alanda hızlı ve ülkenin yararını gözeten kararlar alındığına şahit oluyoruz. Bu kararlarda ne kadar isabet ettiğini de ülkeler arasında yükselen bir Türkiye imajından net bir şekilde anlayabiliyoruz. 

“AVRUPA ÜZERİNDEN PARLAMENTER SİSTEM GÜZELLEMESİ ANLAMSIZ”

Kamuoyunda ve siyasi partiler nezdinde bu sistemin hala tartışılıyor olması normal karşılanmalıdır ama parlamenter sisteme güzellemeler yaparken bunu kalkınmış ülkeler yani Avrupa Birliği ülkeleri üzerinden yapmak anlamsızdır. Zira Avrupa ülkelerinin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki parlamenter sistem deneyimlerine baktığımızda onların sanayi ve üretim alanındaki kalkınması ile yönetimsel istikrarın hiçbir zaman eşdeğer gittiği söylenemez. Yaklaşık 70 yıllık Avrupa parlamenter sistem deneyimin tabiri caizse güllük gülistanlık bir şekilde yürüdüğünü iddia etmek iş bilmez bir anlayıştır 

“BUGÜN AVRUPA BİLE KENDİNE BAŞKA BİR SİSTEM ARIYOR”

Bu iddianın tutarsızlığını sadece İspanya, Fransa, Belçika, İngiltere ve İtalya gibi ülkelerde son yıllarda yaşanan siyasi istikrarsızlık bakarak söylemek mümkündür. Avrupa’da parlamenter sistemin uygulandığı İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana bu ülkelerin birçoğunda onlarca koalisyon hükümeti kurulmuş defalarca seçim sistemi tartışması ve düzenlemesi yapılmış en nihayetinde bugün geldiğimiz noktada ciddi krizler ortaya çıkmıştır. Örnek olarak gösterilen Avrupa’da da bu sistemin çöktüğü İtalya’daki geçtiğimiz günlerde yaşanan hükümetin istifası ile daha net anlaşılmıştır.. Bizde geçmişte sıkça yaşanan seçimin yenilenmesi, hükümetlerin kurulamaması istikrarlı bir yönetimsel yapının oluşturulamaması gibi birtakım krizler Avrupa’da defalarca yaşanmıştır. Bugün Avrupa bile daha iyi bir sistem arayışındayken Türkiye’de parlamenter sisteme Avrupa örneği gösterilerek haklılık oluşturulmaya çalışılması anlamsız bir gayret gibi durmaktadır

299 GÜN SÜREN HOLLANDA SİYASİ KRİZİ

Hollanda’da 2021’in mart ayında yapılan genel seçimlerin ardından yaşanan koalisyon krizi, 299 gün sürmüştü.  

Hükümeti kurmakla görevlendirilen İçişleri Bakanı Kajsa Ollongren’in ikinci tur görüşmelerindeki bazı bilgileri sızdırması nedeniyle koalisyon görüşmeleri tıkanmıştı. Başbakan Mark Rutte’nin, 4 koalisyon ortağından Hristiyan Demokrat Partisi milletvekili Pieter Omtzigt’in pozisyonuyla ilgili “başka yerde görev” ifadesini kullanması ve sonradan bu sözü hatırlamadığını söylemesi, tüm parti liderlerinin tepkisini çekmişti.

Bunun üzerine hükümeti kurmakla görevlendirilen Ollongren ve Senato Üyesi Annemarie Jorritsma görevlerinden istifa etmiş ve kriz derinleşmişti. 

Son olarak hükümeti kurma görevi, 79 yaşındaki Devlet Başkanı Herman Tjeenk Willink’e verilmişti. Kriz, Ocak 2022’de 4 partili hükümetin kurulmasıyla sona ermişti.

BELÇİKA: 16 AY SONRA KURULAN HÜKÜMET

Aylarca hükümetin kurulamadığı ülke olarak bilinen Belçika’da 2018’de başlayan kriz 16 ay sürdü. 2014’te Liberal Parti’den Charles Michel öncülüğünde kurulan dört partili koalisyon hükümeti, BM Göç Paktı tartışması nedeniyle dağılmıştı. Mayıs 2019’daki federal seçimlerde de hükümet kurulamamıştı. Fransızca konuşanlar ve Flamanca konuşanlar olarak iki gruba ayrılmış olan Belçika siyaseti, Flaman-Frankofon çekişmesi nedeniyle yeni bir Federal hükümet kuramamıştı. Kraliyetin hala yaşadığı ülkede, farklı siyasi partilerden seçilen müzakerecilerin hiçbiri, taraflar ve partiler arasında anlaşma sağlamayı başaramamıştı.

İBİZA SKANDALI VE AVUSTURYA’DA SİYASİ KRİZ

Avusturya Özgürlükler Partisi’nin (FPÖ) eski lideri ve eski Başbakan Yardımcısı Heinz Christian Strache ile Sebastien Kurz’un liderliğindeki Avusturya Halk Partisi arasında 2017 yılında kurulan koalisyon hükümeti, 2019 yılı mayıs ayında ortaya çıkan skandal video görüntülerinin ardından dağılmıştı.

Görüntülerde Heinz Christian Strache, sözde Rus iş insanının yeğeni olan kadına “Seçimi bizim kazanmamızı sağlayacak yardımda bulunursanız iktidara geldiğimizde size devlet ihalelerini veririz” vaadinde bulunuyordu.

Strache’nin İbiza’da Rus kadınla gizli çekilmiş video görüntüleri önce devlet krizine, ardından aile krizine dönüştü. Avusturya kamuoyu uzun bir süre skandalın boyutlarını anlamaya çalışırken Kurz, olayı soruşturacak olan FPÖ’lü İçişleri Bakanı Herbert Kickl’i kendisi de yolsuzluk ve yasa dışı bağış şüphesi altında olduğu için görevden azletti. FPÖ de buna karşılık tüm bakanlarını hükümetten çekme kararı aldı.

Bunun üzerine Kurz, boşalan bakanlıklara teknokratlar atayarak seçimlere kadar başbakanlığı sürdürmek istedi. Ne var ki, ana muhalefet SPÖ ve aşırı sağcı FPÖ’nün yanı sıra Liste Jetzt’in de karşı oylarıyla Kurz ve geçici hükümeti güven oyu alamadı ve ülke tarihinde ilk kez bir başbakan görevden azledilmiş oldu.

İSPANYA’DA AYLAR SÜREN HÜKÜMET KRİZİ

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, 28 Nisan’daki seçimlerin ardından kurmak istediği azınlık hükümeti için parlamentoda düzenlenen ikinci tur güven oylamasında da başarısızlığa uğramıştı. İspanya Kralı 6. Felipe, siyasi partiler arasında anlaşma olasılığı göremediğinden hükümet kurma görevini hiçbir siyasi parti liderine vermedi. Siyasi partilerin, yaklaşık 5 aylık sürede hükümet kurmakta anlaşamaması üzerine tek seçenek 10 Kasım 2019’da bir kez daha erken genel seçime gidilmesi olmuştu. Ancak bu seçimde de hükümet kurulamamış, son olarak 2020’nin ocak ayında yapılan güvenoyu oylamasında 8 siyasi partinin dış desteğini alan Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) lideri Pedro Sanchez hükümeti kurmuştu.

KAYNAK: HABER7 | ÖZEL
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.