Vücudumuzda bizi korumakla görevli sayısız mekanizma vardır. Bu mekanizmalardan biri beyaz kan hücreleridir. Kemik iliğinde üretilen ve kana …
Vücudumuzda bizi korumakla görevli sayısız mekanizma vardır. Bu mekanizmalardan biri beyaz kan hücreleridir. Kemik iliğinde üretilen ve kana karışarak mikroplarla mücadele eden beyaz kan hücrelerinin bazı türleri vardır. Bu türlerden bir tanesi de monosittir. Monosit de diğer hücreler gibi mikroplarla mücadele eder ancak daha da önemlisi, diğer beyaz kan hücrelerini savaşa çağıran bir haberci görevine sahiptir.
Monositin diğer beyaz kan hücrelerini çağırarak bir tür haberci görevi görmesi, bağışıklık sisteminin temelini oluşturmaktadır. Bu nedenle monosit yüksekliği ve düşüklüğü uzman bir hekim tarafından kontrol edilerek gerekli durumlarda bazı tedaviler uygulanmalıdır. Monosit dengenizi sağlamak için sizin de alabileceğiniz bazı önlemler var. Gelin bir tür beyaz kan hücresi olan monosit nedir, ne işe yarar, yüksekliği ve düşüklüğü durumunda neler olur gibi merak edilen soruları tüm detaylarıyla yanıtlayalım.
Monosit nedir, ne işe yarar? İdeal monosit oranı, yüksekliği ve düşüklüğü:
Temelden başlayalım, monosit nedir?
Monosit, kemik iliğinde üretilen ve daha sonra kana karışarak mikroplarla savaşma görevini üstlenen lökositlerin yani beyaz kan hücrelerinin beş alt türünden bir tanesidir. Monosit de tıpkı diğer beyaz kan hücreleri gibi virüsleri, bakterileri, mantarları, protozoaları ve diğer mikropları bulup yok etmekle görevlidir. Farklı bir görevi ise mikrobu bulduktan sonra diğer beyaz kan hücrelerini çağırarak tedavi ve enfeksiyon önleme sürecini başlatmaktır.
Peki monosit ne işe yarar?
Monositler için hem birer savaşçı hem de haberci diyebiliriz. Beyaz kan hücreleri kemik iliğinde üretilirler. Bu hücreler vücudumuza bir mikrop girdiği zaman alarm durumuna geçer ve kana karışırlar. Bunlardan biri olan monosit hem mikroplarla savaşır hem de diğer beyaz kan hücrelerine çağrıda bulunarak harekete geçirir.
İki tip monosit vardır:
Dendritik hücreler:
Dendritik hücreler, monositlerin çağrı merkezi görevini üstlenen bölümüdür. Görevleri, vücudumuzdaki diğer hücreleri uyararak harekete geçmelerini sağlamaktır. Dendritik hücreler burun, akciğer, mide, bağırsak astarı gibi yüzeysel dokularda bulunurlar. Vücudumuza bir mikrop girdiği zaman dendritik hücreler mikrobun antijenini toplar ve sitokinler yayarak beyaz kan hücrelerini bölgeye çağırır.
Makrofajlar:
Makrofajlar, monositlerin savaşçı görevini üstlenen bölümüdür. Görevleri, vücudumuza giren mikroplarla savaşmaktır. Makrofajlar, mikropları çevreleyerek onları toksik enzimlere boğar, yutar ve öldürürler. Makrofajlar aynı zamanda ölü hücreleri kan dolaşımından ve dokulardan uzak tutmakla görevlidirler. Yani makrofajlar, asker monositlerdir.
Vücudunuzdaki monosit oranı nasıl tespit edilir?
Yaşadığınız belirtilere bağlı olarak hekiminiz monosit değerinizin düşük ya da yüksek olduğundan şüphelenebilir. Monosit oranınızı tespit etmek için sizden tam kan sayımı istenir. Tam kan sayımı sonucunda pek çok kan değeri ile birlikte monosit oranı da tespit edilir. Oran durumuna göre şüphelenilen farklı rahatsızlıklar varsa yeni testler de istenebilir.
Monosit oranı kaç olmalı?
Normal şartlar altında monosit oranı, toplam beyaz kan hücresi sayısının yüzde 2 ile yüzde 8’ini oluşturur. Sağlıklı yetişkinlerde bu oran mikrolitre kan başına 200 – 800 monosit demektir. Yüzde 0 ile 9 arasındaki bir monosit değeri normal olarak kabul edilir.
Monosit düşüklüğü nedir, monosit neden düşer?
Yapılan tam kan sayım testi sonucunda monosit değeriniz normalin altında çıktığı zaman bu durum monositopeni yani monosit düşüklüğü olarak adlandırılır. Monosit düşüklüğüne neden olan durumlardan bazıları yukarıdaki gibi.
Monosit yüksekliği nedir, monosit neden yükselir?
Yapılan tam kan sayım testi sonucunda monosit değeriniz normalin üstünde çıktığı zaman bu durum monositoz yani monosit yüksekliği olarak adlandırılır. Monosit yüksekliğine neden olan durumlardan bazıları yukarıdaki gibi.
Monosit değerlerinin normal olmaması durumunda hangi belirtiler görülür?
Pek çok rahatsızlıktan farklı olarak monosit değerinizde yaşanan bir düşüklük de yükseklik de birbirine benzer belirtilere sahiptir. Bu nedenle uzman bir hekimin tanısı olmadan herhangi bir tedaviye başlanmamalıdır. Monosit değerlerinin normal olmaması durumunda görülecek belirtilerden bazıları yukarıdaki gibidir.
Yüksek monosit nasıl düşürülür?
Eğer yapılan tam sayım testi sonucunda monositoz yani monosit yüksekliği teşhisi aldıysanız bu yöntemleri uygulayarak monosit değerinizi düşürebilirsiniz. Elbette bu yöntemleri uygulamadan önce mutlaka doktorunuza danışmalı ve onun verdiği tedavi yöntemini her zaman ön planda tutmalısınız.
Düşük monosit nasıl yükseltilir?
Eğer yapılan tam sayım testi sonucunda monositopeni yani monosit düşüklüğü teşhisi aldıysanız öncelikle hekiminizle görüşerek kullandığınız ilaçları belirtmeli ve bunlardan monosit değerinizi düşürenler varsa yeni dozu ile kullanmalısınız. Monosit değerinizi düşüren farklı durumları yine hekiminizle görüşerek tespit etmeli ve B12, C, D vitamini gibi eksiklikleriniz varsa takviye almalısınız. Elbette uygulayacağınız tüm yöntemlerden önce mutlaka doktorunuza danışmalı ve onun verdiği tedavi yöntemini her zaman ön planda tutmalısınız.
Monosit değerini kontrol altında tutmak için ne yapmak gerekir?
Monosit düşüklüğünü ya da yüksekliğini gösteren herhangi bir belirtiniz yoksa ve uzman bir hekim tarafından herhangi hastalık teşhisi almadıysanız bile yukarıdaki yöntemleri uygulayarak monositlerinizi koruyabilir ve ileride oluşacak hastalıkları önleyebilirsiniz. Aslında siz ne kadar sağlıklı bir hayat yaşarsanız monosit değeriniz de bir o kadar sağlıklı olacaktır.
Vücudunuza bir mikrop girdiği zaman onunla savaşan ve diğer hücreleri çağırarak tedavi sürecini başlayan bir tür beyaz kan hücresi olan monosit nedir, ne işe yarar, yüksekliği ve düşüklüğü durumunda neler olur gibi merak edilen soruları yanıtlayarak konu hakkında bilmeniz gereken detaylardan bahsettik. Anlattıklarımız yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Tüm sağlık konularında olduğu gibi monosit hakkında da en doğru ve size özel bilgiyi en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak uzman bir hekimden almalısınız.