Esenler Belediyesi himayesinde ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) desteği ile Şehir ve Düşünce Akademisi tarafından hazırlanan şehirlere dair birçok konuyu ele alan ve özellikle şehirleri afetlere hazırlamaya vurgu yapan “9 Haftalık Eğitim Atölyeleri” programı düzenlenen sertifika programı ile sona erdi.
Esenler Belediyesi himayesinde ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) desteği ile Şehir ve Düşünce Akademisi tarafından hazırlanan şehirlere dair birçok konuyu ele alan ve özellikle şehirleri afetlere hazırlamaya vurgu yapan “9 Haftalık Eğitim Atölyeleri” programı düzenlenen sertifika programı ile sona erdi.
Yeni yüzyılın şehircilik rehberinin oluşturulması gerektiğini vurgulayan Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, “Yaşadığımız şehirlerle olan gönül bağımızı kurabilmek için yeni yüzyılda yeni bir şehircilik rehberine ihtiyacımız var. Çağın sorunu değişti, barınmadan öte çevre sorunları ve iklim değişikliğinin üzerinde durulması gerekiyor. İstanbul’un altyapısını yeniden gözden geçirmek zorundasınız. Bir ayda yağan yağmur bir saatte yağıyor. Her şeyi yeniden tasarlamak zorundasınız.
Yeni bir kurgu gerekiyor, yeni bir okuma gerekiyor. İşte o yeni bir kurguya, yeni bir okumaya bizim bir medeniyet tasavvuru eklememiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı. Sertifika teslim töreninde konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu ise “Şehirler, uygarlıkları var eden değerler dünyasının somut anıtlarıdır. Bir ülkenin kültürel seviyesi ve yaşam kalitesi; şehir planı, altyapı yatırımları ve mimari tercihleri üzerinden okunabilir. Gelişen ve değişen teknolojik imkanlarla birlikte şehirlerin doğru bir stratejiyle doğal afetlere hazırlıklı hale getirilmesi ve bir bilinç oluşturulması çok önemli.” dedi.
Esenler Belediyesi’nin, Şehir Düşünce Akademisi ile daha güvenli bir geleceğe adım atılmasına yardımcı olmak, afete dayanıklı yapılar oluşturma ve felaketler karşısında bilinçli hareket etme yetenekleri kazandırmak amacıyla başlattığı “9 Haftalık Eğitim Atölyeleri” düzenlenen sertifika programı ile sona erdi. Her hafta farklı bir konu çeşitli uzman isimlerle değerlendirilirken, seminerlerin yanı sıra eğitim atölyeleri ve forum tiyatroları da gerçekleştirilerek farkındalığın artırılması hedeflendi. Şehir ve düşünce merkezini kurmaktaki asıl amacın şehir konusunun bir beton meselesi olmadığını, bir müteahhitlik meselesi olmadığını, şehir meselesinin bir tefekkür meselesi olduğunu, tahayyül meselesi olduğunu, gerçekten bir farkındalık oluşturmak için insanları şehrin farklı yönüne dikkat çekecek çalışmayı başlattıklarını ifade eden Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, “Biz şehrin insani yönünü dikkate almak ve onu merkeze alarak bir şehir tahayyülü üzerine nasıl bir emek ortaya koyabiliriz diye bu çalışmaları başlattık. Şu anda şehircilik bence en temel itibariyle bir teknik boyut olmaktan öte sosyolojinin konusu. Çünkü insan bu bilgi ve teknoloji çağında bir arayışın içerisinde. Bu arayışı yaparken en çok uğraştığı şey ise mekanla kurduğu ilişki. İnsanların mekanlarındaki mutluluklarına baktığınızda şehirlerin yaşanabilirlik düzeylerine göre değil, insani ilişkilerine göre farklılık gösterdiğini görüyoruz. Çok konforlu bir şehirde yaşayabilirsiniz, hayatı kolaylaştıracak birçok unsuru içinde barındıran bir şehirde yaşayabilirsiniz ama insanlar birbirleriyle dayanışmamışsa, tanışmamışsa, birbiriyle ilişki biçimlerinde problem varsa oradaki mutluluk oranının düşük olduğunu görüyorsunuz.” dedi.
“YENİ YÜZYILDA YENİ BİR ŞEHİRCİLİK REHBERİ KURULMALI”
Şehirlerin yeni bir tasavvur olarak tanımlanması gerektiğinin altını çizen Göksu, yeni yüzyılın şehircilik rehberinin oluşturulması gerektiğini vurgulayan Göksu, “Eğer yeni yüzyılın şehircilik rehberini oluşturmazsak, sadece yine betonlardan ibaret binaları dikeriz ama diktiğimiz binalar insanla konuşmayan, insana merhaba demeyen, insanla gönül bağı kurmayan binalar haline gelir. Yaşadığımız şehirlerle olan gönül bağımızı kurabilmek için gerçekten yeni yüzyılda yeni bir şehircilik rehberine, rehberliğine ihtiyacımız var. Aslında bütün bu arayışlarımız bunun içindir. İnsanların yaşadığı şehir, hayatına yön veriyor. Şehir, ya ufkunuzu kapatıyor ya ufuk açıyor, ya size gelecek veriyor ya da geleceğinizle ilgili tereddüt veriyor. O açıdan bizim yeni yüzyılda şehir trendleri ya da şehir rehberini gerçekten yeniden yazmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“ÇAĞIN ASIL SORUNU ÇEVRE SORUNLARI VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ”
Çağın sorununun değiştiğini, barınmadan öte çevre sorunları ve iklim değişikliğinin üzerinde durulması gereken en önemli konular olduğunu kaydeden Göksu, “Örneğin İstanbul’un altyapısını yeniden gözden geçirmek zorundasınız. Bir ayda yağan yağmur bir saatte yağıyor. İki, üç ayda yağan yağmur 4-5 saatte yağıyor. Bütün borularınızın devisini 3 aylık yağmura göre hesaplamışsınız ama o hesapladığınız yağmur artık 3 saatte yağıyor. Ne yapacaksınız? Her şeyi yeniden tasarlamak zorundasınız. Yeni bir kurgu gerekiyor, yeni bir okuma gerekiyor. İşte o yeni bir kurguya yeni bir okumaya bizim bir medeniyet tasavvuru eklememiz gerekiyor. Eğer biz o medeniyet tasavvurunu ekleyebilirsek, yeni rehbere katkı sağlayabilirsek fıtri olanı inşa etmiş oluruz.” dedi.
İTÜ REKTÖRÜ İSMAİL KOYUNCU: ŞEHİRLER DOĞRU BİR STRATEJİYLE DOĞAL AFETLERE HAZIRLIKLI HALE GETİRİLMELİ
Şehir ve Düşünce Akademisi sertifika teslim töreninde konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu, “Şehirler, uygarlıkları var eden değerler dünyasının somut anıtlarıdır. Bir ülkenin kültürel seviyesi ve yaşam kalitesi; şehir planı, altyapı yatırımları ve mimari tercihleri üzerinden okunabilir. Şehirleri, mühendislik etiği ile mimarlık etiğinin buluştuğu kapsamlı bir dinamik yapı olarak da tanımlayabiliriz. Nitekim sağlam bir altyapı, tutarlı bir şehir planlaması ve estetik bütünlük, mimar ve mühendislerin temel çalışma prensiplerinden birisidir. Mühendislik ve mimarlık alanlarında ülkemizin önde gelen bir eğitim kurumu olarak farklı alanların birbirleriyle kesişim kümeleri oluşturmasından, yani disiplinlerin birbiriyle çalışmasına çok önem veriyoruz.” dedi.
Gelişen ve değişen teknolojik imkanlarla birlikte şehirlerin doğru bir stratejiyle doğal afetlere hazırlıklı hale getirilmesi ve bir bilinç oluşturmanın çok önemli olduğunu ifade eden İsmail Koyuncu, “Şehir dediğimizde aslında birçok disiplini bir araya getiriyoruz. Alt yapısıyla, mimarlığıyla, planlamasıyla, çevre boyutuyla hepsinin bir araya gelip bunların bir eksende birleşmeleri aslında aklımıza geliyor. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız asrın felaketi niteliğindeki 6 Şubat depremlerin ve son dönemde yaşadığımız bazı olayların etkisi bunları hızlandırıyor. İTÜ olarak bu anlamda Afet Yönetimi Enstitümüz, Yer Bilimleri Enstitümüz ve yine yeni kurduğumuz Marmara Aktif Fay Tehlike ve Risk Analizi Araştırma Merkezi ile birçok alanda çalışmalar yapıyoruz ve bunları birlikte beraber çalışmaya yönlendiriyoruz. Esenler Belediyemizin aslında öncülüğünü yaptığı akıllı şehirler konusu da son dönemde çok öne çıkmaya başladı. Şehirlerimizin ikizini oluşturmak, önceden ikizini oluşturmak ve o ikizi kapsamında 3 boyutlu planlamaları yapmak ve insanın düşünce yapısına uygun şehirler kurmak bu anlamda çok önemli. Esenler Belediyemizin bu anlamda öncülük yaptığını da söyleyebilirim. Burada Akıllı Şehirler Teknokenti kuruldu. İstanbul Teknik Üniversitesi olarak biz de bu teknokentin bir paydaşıyız. Bu anlamda her türlü katkı vermeye hazırız. Esenler Belediyemizle başlattığımız Şehir ve Düşünce Merkezi ile uyguladığımız ‘Afetlere Dirençli Şehirler’ temasında yaklaşık 2 ayı aşan bir süredir eğitim programları devam etti. Hocalarımız ders verdi. Bu çalışmanın 2’ncisini, 3’üncüsünü de yapmaya hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı