Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Finansal Kurumlar Direktörü Francis Malige, ayakları üzerinde durabilen, uyarlanabilir, dayanıklı …
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Finansal Kurumlar Direktörü Francis Malige, ayakları üzerinde durabilen, uyarlanabilir, dayanıklı bankalara sahip olmanın son derece önemli olduğunu belirterek, “Türk bankalarının bu şekilde olduğunu düşünüyorum. Türkiye’deki bankalar çok uyumlu. Sürekli stres testi yapıyorlar ve açıkça değişen koşullara çok hızlı tepki verebiliyorlar.” dedi.
Francis Malige, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin, “doğal bir iş merkezi” olduğu için büyük bir potansiyeli bulunduğunu, yurt dışından iş insanlarını bir araya getirerek iş yapmak için İstanbul’da bir finans merkezi açılmasının harika bir fikir olduğunu söyledi.
Uluslararası yatırımcıların çekilmesi için sadece güzel bir yer inşa etmeye odaklanmanın yeterli olmadığını, iş için uygun ortamı inşa etmenin de önem taşıdığını kaydeden Malige, İstanbul’a sermaye piyasası yatırımını kolaylaştıracak kurallara ve yatırımcıların giriş çıkışlarını kolaylaştıracak kurallara sahip olmanın önem taşıdığını, bu nedenle potansiyelin sadece fiziki altyapıyla ilgili olmadığını, aynı zamanda yumuşak altyapıyla da orantılı olduğunu belirtti.
Malige, pandemi sonrası küresel tedarik zincirindeki sorunlardan dolayı Türkiye’ye yönelik artan uluslararası üretim ve tesis yatırımı iştahının beraberinde finansal yatırımları da getireceğine işaret etti.
“(TÜRK BANKALARI) EKONOMİK KOŞULLARA UYUM SAĞLAMA KONUSUNDA ÇOK İYİ İŞ ÇIKARIYORLAR”
Francis Malige, Türk bankalarının Türk ekonomisine çok büyük katkıları olduğunu düşündüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:
“Türkiye’deki ekonomik koşullara uyum sağlama konusunda çok iyi bir iş çıkarıyorlar. Şu anda tedarik zincirlerinin kesintiye uğradığı bir dünyada yaşadığımız açık. Bu nedenle ayakları üzerinde durabilen, uyarlanabilir, dayanıklı bankalara sahip olmak son derece önemlidir. Türk bankalarının bu şekilde olduğunu düşünüyorum. Türkiye’deki bankalar çok uyumlu. Sürekli stres testi yapıyorlar ve açıkça değişen koşullara çok hızlı tepki verebiliyorlar.”
Tüm dünyada enflasyonun arttığını, bunun bir sorun olduğunu vurgulayan Malige, yüksek enflasyonun insanların beklentilerine zarar verdiğini ve küresel piyasaları bozabildiğini söyledi.
Malige, merkez bankalarının enflasyonu dizginlemek için önlemler aldığını, faiz oranlarını yükseltmenin bunun birincil aracı olduğunu ve bunun tüm dünyada görüldüğünü ifade etti.
Tüm ekonomik aktörler için genel olarak daha iyi olan daha düşük enflasyonlu bir dünyaya dönmek için bir uyum dönemi olacağını belirten Malige, “Çünkü daha düşük enflasyona sahipseniz daha ekonomik öngörülebilirliğe sahip olursunuz. Uyum dönemi aşamasından sonra ülkelerin hepsinin daha düşük enflasyon elde etmeyi hedeflemesi gerektiğini düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.