Lübnan’da 15 Mayıs’ta yapılan genel seçimlerde 103 listedeki 718 aday 128 sandalyeli parlamentoya girebilmek için yarıştı. Lübnan İçişleri …
Lübnan’da 15 Mayıs’ta yapılan genel seçimlerde 103 listedeki 718 aday 128 sandalyeli parlamentoya girebilmek için yarıştı.
Lübnan İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı kısmi sonuçlara göre, Ortadoğu’da İsrail’in işgallerine direnişin başını çeken Hizbullah ile müttefikleri Lübnan meclisinde çoğunluğu kaybetti. Daha önce mecliste 128 milletvekilinden yaklaşık 70’inin desteğine sahip olan Şii hareket liderliğindeki blok, pazar günkü seçimlerin ardından çoğunluğu korumak için gereken 65 milletvekilinin altında kaldı. Hizbullah liderliğindeki blokun 61 sandalye alması, 4 yıl öncesine göre 10 sandalye kaybetmesi demek.
Bununla birlikte Hizbullah ile Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri liderliğindeki Şii müttefiki Emel, mecliste Şii partilere ayrılan 27 sandalyenin tamamını ellerinde tutmayı başardı.
Bir diğer dikkat çekici gelişme, 2019’da patlak veren müesses nizam karşıtı protesto hareketine dayanarak kampanya yürüten reform yanlıları ve bağımsızların en az 13 sandalye kazanması oldu. Reformcular, bağımsızlar ve bağlantısızlar mecliste bir blok oluşturabilir.
2019 protestolarının ‘devrim’ (savra) sloganını kullanan reformcuların kazanım elde etmesi, Lübnan’ın mali çöküşüne ve 2020’de 200’den fazla kişinin ölümüne, binlerce kişinin yaralanmasına neden olan Beyrut Limanı’ndaki patlamayla ilgili kimseye hesap sorulmamasına karşı halkın öfkesinin yansıması olarak değerlendirildi.
Hizbullah’ın Hıristiyan müttefiki, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Aun liderliğindeki Özgür Yurtsever Hareket, 3 sandalye kaybedip 17’de kalarak Lübnan meclisindeki en büyük Hıristiyan blok olmaktan çıktı. Bu unvan, ABD ve Suudi Arabistan tarafından desteklenen, İran ve Hizbullah karşıtlığında sınır tanımayan Samir Caca liderliğindeki Lübnan Kuvvetleri partisine geçti. 19 sandalye kazanan Lübnan Kuvvetleri ve talip olduğu 8 milletvekilliğinin hepsini alan Dürzi lider Velid Canbolat’ın İlerici Sosyalist Partisi, seçimden en kazançlı çıkan taraflar olarak değerlendirildi.
Hizbullah’ın müttefikleri içinde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a yakınlıklarıyla tanınan Meclis Başkan Yardımcısı Elie Ferzli, Aley’den 30 yıldır milletvekili seçilen Dürzi lideri Talal Arslan, Esad Hardan ve merhum başbakan Ömer Karami’nin oğlu, Trablus’taki Sünni lider Faysal Karami de seçimin kaybedenleri oldu. Arslan ve Karami milletvekilliğini düzen karşıtı adaylara kaptırdı. Şii hareketin kalesi Güney Lübnan’da da Hizbullah’ın desteklediği iki aday, düzen karşıtı adaylara yenildi.
Düzene eleştirel milyarder iş insanı Fuad Mahzumi ve geçmişte etkili bir Hıristiyan partisi olan Katib’in dört adayının seçilmesi de dikkat çekti. Reformcular özellikle başkent Beyrut’ta önemli başarı elde etti.
Ancak 1975-90 arasında kanlı bir iç savaşa teslim olmuş Lübnan açısından bu sonuçlar, Hizbullah yanlısı ve Hizbullah karşıtı milletvekilleri arasında bölünüp keskin şekilde kutuplaşmış bir meclise işaret ediyor. Bu da meclisin yeni bir hükümet kurmak ve mali düzelmeye yönelik reform yasalarını geçirmek için birlikte çalışmasını daha da zorlaştırıyor.
Analistler, meclisin birbirine zıt iki ana blok -Hizbullah ve Lübnan Güçleri- arasında bölünmesinin, umutsuzca birliğe ihtiyaç duyan Lübnan’ı daha da fazla felç edebileceğini öngördü.
Sonuçların açıklanmasının ardından, BM Genel Sekreteri Sözcüsü Stephane Dujarric’ten ‘Uluslararası Para Fonu (IMF) ile anlaşmaya varıp Lübnan’ı toparlanma yoluna sokmak için gerekli reformları hayata geçirecek kapsayıcı bir hükümetin hızla kurulması’ çağrısında bulundu.
Dujarric, BM’nin, yeni meclisi, ‘ekonomiyi istikrara kavuşturmak ve yönetimi iyileştirmek için gerekli tüm yasaları acilen kabul etmeye çağırdığını’ belirtti.