Kurtulmuş, Habertürk TV’deki “15 Temmuz Özel” programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Numan Kurtulmuş, 15 Temmuz hain darbe girişiminin …
Kurtulmuş, Habertürk TV’deki “15 Temmuz Özel” programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Numan Kurtulmuş, 15 Temmuz hain darbe girişiminin uzun yıllar çok irdelenmesi gerektiğini, aydınlatılacak çok tarafları olduğunu ve bunların hep birlikte aydınlığa çıkarılacağını söyledi.
Üzerinde ittifak edilmesi gereken hususun, milletin sözünden, hakemliğinden başka hiçbir gücün kabul edilmemesi olduğunun altını çizen Kurtulmuş, “Bu ister FETÖ, ister 27 Mayıs’ı yapan irade olsun, ister 28 Şubat’ın arkasındaki irade olsun, demokraside hakem de hakim de sadece millettir. Milletten başka kimsenin sözü geçmez. Milletin ve devletin nasıl yönetileceğine karar verecek olan milli iradedir. Bir kere burada ittifak halinde olmamız lazım.” diye konuştu.
“Devlet ele geçirilecek bir yer değildir”
Kurtulmuş, devletin ele geçirilecek bir yer olmadığını vurgulayarak, “FETÖ, 85 milyon vatandaşımız adına ‘Devleti biz yöneteceğiz.’ diyerek harekete geçiyor. Birilerinin devleti ele geçireceği bir yer olmaktan devlet kurtarılmalıdır. Bunun tek yolu, demokratik kurum ve kuralların şeffaf, açık bir şekilde işletilmesidir. Türkiye, 15 Temmuz’a bir günde gelmedi. Bugün eğer 15 Temmuz başarılı olsaydı, bugün konuşanlar farklı şeyler konuşuyor olacaktı. Bu konuda herkesin samimi olması lazım. 15 Temmuz, iyi planlanmış, uzun yıllar çalışılmış bir darbe teşebbüsüdür. Esas kahraman milletimizdir. Arkalarına bakmadan sokağa çıktılar. Sayın (Recep Tayyip) Erdoğan’ın korkusuzca sahaya çıkması ve ‘Ben buradayım, hep beraber direniyoruz.’ mesajı vermesi darbeyi döndürmüştür.” diye konuştu.
Numan Kurtulmuş, 15 Temmuz’dan sonra bütün siyasi partilerin darbeye karşı duruşunu devam ettirebilmesini çok istediğini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Ne yazık ki ekim ayında ‘Yenikapı ruhu iflas etmiştir.’ dendi. Bu darbenin örtülü bir darbe olduğunu, senaryo olduğunu, bir darbe falan olmadığını, darbe kılıklı bir gösteri olduğunu söyleyecek kesimler oldu. Böyle görenlerle neyin mücadelesini vereceksiniz? Eğer Yenikapı ruhu devam etmiş olsaydı bugün bambaşka bir Türkiye’den konuşuyor olacaktık. Çok dinamik bir mücadeleyle, çok daha kısa süre içerisinde FETÖ, devletin içerisinden temizlenmiş olabilirdi. Bütün dünyaya o süreci anlatabilseydik, muhalefet yan çizmemiş olsaydı, şu anda canlanmaya başlayan yurt dışındaki FETÖ diasporası ayağa kalkamayacaktı. FETÖ ile mücadeleye samimiyetle yeterli destek verilmedi.”
“Devlette kimsenin bir ayrıcalığı yoktur”
Devlette kimsenin bir ayrıcalığı olmadığını belirten Kurtulmuş, “Ayrıcalığı ortaya koyan liyakat, ehliyet ve millete ve devlete sadakattir. FETÖ ilk kez 1973’te harp okullarına giriş sınavlarında soruları çalmış, o zaman AK Parti yok. Türk Silahlı Kuvvetlerinin içerisine girmiş. Çok kirli, çok karışık, çok karmaşık bir yapıyla karşı karşıya kalmışız.” ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, FETÖ konusunda çok büyük bir mücadele verildiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın, AK Parti’nin, bizlerin FETÖ’yle mücadele konusunda gerçekten kararlı bir şekilde durduğumuz ortadadır, çok büyük bir mücadele verildi. O günkü şartlar içinde belki on binlerce insan çok etkili yerlerde, yargının içlerinde. Mecburen KHK ile işlem yapmak zorundasınız. Mahkeme uzun süre alacaktır. KHK zorunluluk olarak ortaya çıktı. Olağanüstü şartlar içerisinde ortaya çıktı. Karda yürüyüp ayak izlerini belli etmeyen bir terör örgütünden geriye sağda solda birileri kalmış mıdır? Bilmiyorum ama kalmıştır. Sağda solda birileri kaldıysa da bununla mücadele etmek devletin vazifesidir. Bütün kurumların içinde olabileceği gibi tabii ki siyasetin içinde de olabilir. ‘Hayır, siyasetin içinde bu yoktur.’ diyemeyiz. Türkiye’de bu kadar parti var. Bunun da üzerine gidip çıkarılabilir. Bu iş yargının işidir.”
“Türkiye’deki bütün darbelerin yurt dışı destekli olduğu aşikardır”
Devlete liyakatli, ehliyetli, devlete, millete sadakatli insanların yerleştirilmesi gerektiğini anlatan Kurtulmuş, yaşananlardan ders çıkarılmasının önem taşıdığını söyledi.
Kurtulmuş, FETÖ elebaşının Amerika’dan iade edilip edilmeyeceğine ilişkin soruya, “Amerika Birleşik Devletleri’nin FETÖ’yü asla iade etmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü FETÖ’yü iade ederse bir daha yerkürede kendisi için kullanışlı hiçbir piyon bulamaz. Türkiye’deki bütün darbelerin yurt dışı destekli olduğu aşikardır.” yanıtını verdi.
Numan Kurtulmuş, 15 Temmuz başarılı olsa bir iç savaşın çıkacağının açıkça görüldüğünü vurgulayarak, “Çok kanlı bir darbe yapacaklardı. Eğer böyle bir niyette olmasalar niye halkın üstüne ateş açsınlar? Türkiye, bu bölgede küçük bir ülke olsun, kendisine hangi ödevler veriliyorsa yapsın, öyle büyük idealler içerisinde olmasın, böyle bir Türkiye istiyorlardı. Türkiye, milletin ferasetiyle, inancıyla, direnciyle, demokrasiye olan bağlılığıyla, sokaklardaki ortaya koymuş olduğu mücadeleyle o büyük belayı bertaraf etmiş oldu. Kendi bağımsız, güçlü, büyük Türkiye istikametinde adımlarını birer birer atarak yoluna devam ediyor. Allah, Türkiye’yi bu yolda daha güçlü hale getirsin.” değerlendirmesinde bulundu.
“28 Şubat, FETÖ’yü besleyen ana damar oldu”
Kurtulmuş, 28 Şubat’ın FETÖ’yü besleyen ana damar olduğunu düşündüğünü dile getirerek, vatandaşların 15 Temmuz’da FETÖ’cülerin ne olduğunu çok net gördüğünü söyledi.
Türkiye’nin coğrafi anlamda bir ateş çemberi içerisinde olduğunu belirten Kurtulmuş, bu coğrafyada ayakları üstünde duran ve emperyalistlerin oyunlarını bozabilecek güç ve kabiliyette tek ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı.
Bu nedenle FETÖ’cülerin Türkiye’nin, güçlü, büyük bir ülke olmasını engellemek isteyen güçlerin oyuncağı olduğunu aktaran Kurtulmuş, her darbeden sonra Türkiye’nin büyük bir kayıp yaşadığını, bu nedenle uyanık olunması gerektiğini kaydetti.
Kurtulmuş, FETÖ ile mücadelenin bir devlet politikası olması gerektiğini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu anlamda bir samimiyet şarttır. Herkesin bu konuda üzerine düşeni yerine getirmesi lazım. Bu konuda bütün görüşlerimizi net bir şekilde ortaya koyuyoruz, karşı taraftan da aynı şeyi bekliyoruz. Özellikle genç kardeşlerime şunu söylemek isterim; unutmayacağız ve unutturmayacağız. Darbecilere, demokrasi karşıtı güçlere karşı yekvücut olun. Eğer darbecilerden birisine ya da ikisine karşı müsamaha içerisinde olursanız o darbe tekrarlanır. Güç, karar, yetki sadece ve sadece millettedir. Demokrasiyi, göz bebeğimiz gibi koruyacağız. Genç nesillerden de ümitliyiz. Türkiye, yeniden güçlü bir Türkiye istikametinde istikrarla, güvenle yoluna devam edecek. “