AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Siyasi görüşleriniz, dünyaya bakışınız, mezhepleriniz farklı olabilir. Ne yaparsanız yapın herkes …
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Siyasi görüşleriniz, dünyaya bakışınız, mezhepleriniz farklı olabilir. Ne yaparsanız yapın herkes okunu aynı hedefe atmak zorundadır. Bu da Türkiye’yi yarınlara taşımaktır, yeniden güçlü Türkiye’yi, büyük Türkiye’yi kurmak idealidir.” dedi.
Temaslarda bulunmak amacıyla Batman’a gelen Kurtulmuş, Batman Üniversitesinde düzenlenen “Türkiye’yi Yarınlara Taşımak” konulu konferans verdi.
Kurtulmuş, bir ülkenin en büyük zenginliğinin ve gücünün inanmış, milletine sevdalı, hedefleri olan, ufku açık, ne yaptığını ve nereye doğru yol alacağını gayet iyi bilen bir gençlik olduğunu söyledi.
Numan Kurtulmuş, bu milletin köklerini geçmişinden alan, o kökler üzerinden ayağa kalkıp yükselebilen ve geleceğe doğru umutla yol alan bir millet olduğunu kaydetti.
“Ne geçmişi kaldırıp atabiliriz ne de geçmiş yokmuş gibi geleceğe bakabiliriz.” ifadesini kullanan Kurtulmuş, köksüz olan milletlerin, toplumların ayakta kalmasının mümkün olmadığını belirtti.
“BÜTÜN İNSANLARI YARADILIŞTA EŞİT GÖRMEK ADALETİN TEMEL PRENSİPLERİNDENDİR”
Adaletin toplumların ana direği, mülkün temelinin, kamu düzeninin ve devlet yönetiminin aslının adalet olduğunu ifade eden Kurtulmuş, toplumsal adaletin sağlanabilmesi için iki temel prensibin bulunduğuna, bunların da özgürlük ve eşitlik olduğuna dikkati çekti.
Kurtulmuş şöyle devam etti:
“Kadın – erkek, zenci – beyaz, şu sınıftan bu sınıftan, şu bölgeden bu bölgeden, ana dili şu ana dili bu, insanları hiçbir şekilde ayırt etmeksizin bütün insanları yaradılışta eşit görmek adaletin temel prensiplerindendir. Hiç kimsenin ten ve gözünün renginden, kasalarında sakladığı paralarından dolayı bir üstünlüğü yoktur. Kimsenin şu aşiretten, bu aşiretten, şu sülaleden geliyor diye diğerlerine karşı üstünlüğü yoktur. Herkes yaradılışta eştir ve herkes birbiriyle eşittir. Toplumsal alandaki kırılmaların bütün dünyada en çok ortaya çıktığı hususlardan biri insanların eşitliği unutmuş olmasıdır. Siyasi görüşleriniz farklı olabilir, dünyaya bakışınız farklı olabilir, mezhepleriniz farklı olabilir. Ne yaparsanız yapın herkes okunu aynı hedefe atmak zorundadır. Bu da Türkiye’yi yarınlara taşımaktır, yeniden güçlü ve büyük Türkiye’yi kurmak idealidir. Önümüzde gerçekten bir zor dünya var. Çetin bir mücadelenin olacağı bir döneme giriyoruz. Bu sadece milletler, topluluklar arasında bir mücadelenin ötesinde aynı zamanda bireyler arasında da bir mücadeledir.”
Bütün işlerini demokrasi, çoğulculuk, çok seslilik içerisinde halledeceklerini belirten Kurtulmuş, lügatlarında otokrasinin, ayrımcılığın asla bir yerinin bulunmadığını, kapsayıcı ve kuşatıcı olacaklarını aktardı.
“ÜMİT EDERİZ Kİ SAVAŞ BİR AN ÖNCE BİTER”
Konuşmasının ardından yakıt fiyatlarına ilişkin soru üzerine Kurtulmuş şu değerlendirmeyi yaptı:
“Yakıt fiyatlarının yüksek olduğu aşikar. Ama bütün dünyada böyledir. Türkiye biliyorsunuz enerjide dışarıya bağımlı bir ülkedir. Kendi petrolümüz, doğal gazımız yok. Sadece 2021’de Türkiye’de doğal gaz maliyetlerinin dörtte üçü devlet tarafından karşılanmıştır. Yani 1 lira vermişsek 3 lirayı devlet vermiştir vatandaşımız adına. Petrol fiyatlarının da yarısı desteklenmiştir. Dolayısıyla Türkiye’de devlet özellikle Kovid-19’dan sonra ortaya çıkan, şimdi bu savaş dolayısıyla da artan yakıt fiyatlarının olağanüstü yükselişinin karşısında vatandaşının durumunu iyileştirebilmek için elinden geleni fevkalade ciddi bir şekilde yerine getirmeye çalışıyor. Bu anlamda da gerçekten petrolü de doğal gazı da vatandaşımıza maliyeti en az şekilde olacak seviyeye getirmeye gayret ediyor. Bunun büyük bir bedeli var. Nedir o bedel? Türkiye kamu yatırımları yerine buralarda vatandaşlarımıza destek oluyor. Ümit ederiz ki savaş bir an önce biter bu aşırı pahalanan petrol fiyatları küresel ölçekte de aşağı doğru gelir. Ülkemiz bunu vatandaşımıza zaten fazlasıyla yansıtır.”
“KÜRTLERİN, TÜRKLERİN, ARAPLARIN, ACEMLERİN KADERİ ORTAKTIR”
Kurtulmuş, Kürtçe ve ana dil tartışmalarına ilişkin soru üzerine şöyle konuştu:
“Batman’da, Cumhurbaşkanı’nın karşısında bütün televizyon kanallarının naklen yayın verdiği bir ortamda bir Kürt kardeşimiz kalktı gayet güzel bir Kürtçe ile meramını anlattı. Cumhurbaşkanımız da onu alkışlayarak ona mukabele etti ve çok memnun oldu. Cumhurbaşkanı’nın olduğu bir ortamda bir arkadaşımız rahatlıkla Kürtçe konuşabiliyor. Ana dil ana sütü gibi helaldir. Her kimin hangi ana dili konuşacağına biz mi karar veriyoruz? Dolayısıyla karar vermediğimiz bir ana dilin üzerinde bir baskı oluşturulabilir mi? Herhangi bir şekilde Kürtçenin ana dil olarak konuşulması noktasında en ufak bir kısıtlama yoktur. Ayrıca Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulması konusunda hükûmetin önünü açtığını biliyorsunuz. Ayrıca yarın akşam ben TRT Kürdi’de canlı yayına çıkacağım. Memleketin istediği her yerinde vatandaşlarımız Kürtçe yayın yapabilirler. Özel okullar açabilirler, hatta Batman’daki resmi okullarda öğrenci velileri ‘Biz öğrencilerimizin Kürtçe öğrenmesini istiyoruz.’ dedikleri yerlerin tamamına öğretmen gönderilerek o insanların dillerini öğrenmesi sağlanmıştır. Türkiye’nin hiçbir yerinde hiçbir kardeşimizin Kürtçe, Arapça diliyle konuşması, başka bir ana dilde konuşmasının önünde en ufak bir engel yoktur. Resmi okullarda derslerini, dillerini öğrenmesi konusunda imkanlar vardır. Hatta Kürtçe araştırma merkezleri vardır. Çok şükür son yıllarda bunlar gerçekleşti.”
Hiç kimsenin dili bahane ederek ayrıştırma yapmasına müsaade etmeyeceklerini dile getiren Kurtulmuş şunları kaydetti:
“Etnik ve mezhep yapısı üzerinden insanlar birbirlerine kırdırılıyor. Onlarca yıldır Orta Doğu’da oynanan oyun bu. Bu memlekette Türkçe konuşan insanın Kürtçe konuşan insandan ya da Arapça konuşan insandan ne farkı vardır? Ama insanlar üzerinde etnik, mezhebi ve dini farklılıkları ortaya koyduğunuz zaman bu işin nerede duracağını bilmezsiniz. Son olarak şunu söyleyeyim; Amerika öyle istiyor olabilir, Fransa öyle istiyor olabilir, İsrail öyle istiyor olabilir, Avrupa’daki başka devletler istiyor olabilir, Rusya’sı istiyor olabilir ama kusura bakmayın sadece Türkiye’de değil bu coğrafyadaki Kürtlerin, Türklerin, Arapların, Acemlerin kaderi ortaktır. Türk’ün kaderini Kürt’ün kaderinden ayırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.”