Geçtiğimiz aylarda ABD basınına servis edilen bazı belgeler, koronavirüs salgınının ABD’li doktor Anthony Fauci’nin, salgının başladığı Wuhan …
Geçtiğimiz aylarda ABD basınına servis edilen bazı belgeler, koronavirüs salgınının ABD’li doktor Anthony Fauci’nin, salgının başladığı Wuhan’daki bir laboratuvarın çalışabilmesi için hibe programı başlattığını ortaya koymuştu. Üstelik koronavirüs salgınının, Fauci’nin fonladığı bu laboratuvardan çıkmış olabileceği iddiaları ortaya atılmıştı.
O günlerden beri uzun zamandır ABD’de muhalefetin hedef tahtası olan Dr. Anthony Fauci hakkında bugün yeni bilgiler ortaya çıktı. Fauci, bu kez 2021 yazında halka açılan fakat o dönem detaylıca incelenmemiş e-postalarıyla gündeme geldi. Bu e-postalar, 2020 şubatının ilk günlerinde Dr. Fauci ve ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri’nden meslektaşı Dr. Francis Collins’e yazılmıştı. E-postalar, bazı uzmanların SARS-CoV-2’nin söz konusu laboratuvardan sızdığı konusunda şüphelendiğini, fakat bunu tartışmaktan ‘siyasi nedenlerle’ çekindiğini gösteriyordu.
Uzmanlar, laboratuvar teorisini ciddiye alıyorlardı:
The Telegraph tarafından ele alınan e-postalardan biri olan 2 Şubat 2020 tarihli bir e-postada sağlık araştırmalarını fonlayan hayır kurumu Wellcome Trust’ın yöneticisi Jeremy Farrar, Fauci ve Collins’e bu laboratuvar teorisinden bahsediyordu. Farrar, virüsün düşük güvenlikli bir laboratuvarda insan dokusu üzerinde incelenen SARS benzeri bir virüsten evrimleşmesinin ‘ihtimal dahilindeki bir açıklama’ olduğunu belirtmişti.
Farrar, e-postada bu evrimin ‘insanlar arasında hızla yayılabilecek bir virüsü yanlışlıkla üretmiş olabileceğinden’ bahsederken Dr. Collins, “daha fazla tartışmanın genel olarak bilime ve özellikle de Çin’deki bilimsel çalışmalara gereksiz yere zarar vereceğini” ifade ediyordu. Collins, bunun ‘uluslararası uyuma’ zarar verebileceğine dair de uyarıda bulunuyordu.
Virüs laboratuvardan mı sızmıştı, yoksa doğal bir olay mıydı?
Bunun yanı sıra Farrar, başka uzmanların da virüsün doğal yolla evrimleşmiş olamayacağına inandığını yazıyordu. Söz konusu uzmanlar arasında SARS virüsünün insan hücrelerine nasıl bağlandığını keşfeden Prof. Dr. Mike Farzan da yer alıyordu. Farzan’ın endişelerini bir e-postada dillendiren Farrar, şu ifadeleri kullanmıştı:
“(Farzan) Furin (insanlarda ve diğer hayvanlarda FURIN geni tarafından kodlanan bir proteaz enzimi) bölgesinden rahatsız. Bunu laboratuvar dışında meydana gelen bir olay olarak açıklamakta zorlanıyor. Doğada olası yollar var ama ihtimaller çok yüksek değil. Bence bu, tüm bunları nasıl bir araya getirdiğiniz, bu tesadüfler dizisine inanıp inanmadığınız, Wuhan’daki laboratuvar hakkında bildikleriniz, doğada ne kadar olabileceği – yanlışlıkla serbest bırakma mı yoksa doğal olay mı olduğu sorusuna dönüşüyor? Ben 70:30 veya 60:40’ım.”
Farrar, yukarıdaki e-postada virüsün laboratuvardan sızma/doğal olay olma olasılığını 70’e 30 ya da 60’a 40 olarak değerlendiriyordu. Yani, kendisi bu virüsün laboratuvardan sızdığı konusuna daha yatkındı. Öte yandan 4 Şubat günü atılan diğer e-postada Farrar, bu ihtimali 50:50 olarak açıkladı. Sydney Üniversitesi’nden Prof. Dr. Eddie Holmes ise kendi ihtimalini 60:40 olarak belirtiyordu.
E-postalarda bahsi geçen ve laboratuvar teorisini olası gördüğü aktarılan isimler arasında Teksas Ünivesitesi’nden Bob Garry ve Edinburgh Üniversitesi’nden Prof. Dr. Andrew Rambaut da bulunuyordu. Bu e-postalar, uzmanların laboratuvar teorisini sanılandan daha ciddiye aldığını gösteriyordu.
