Kasım ayının ilk günü Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal’ın ortaya attığı bir iddia, Basra …
Kasım ayının ilk günü Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal’ın ortaya attığı bir iddia, Basra Körfezi bölgesinde yeni bir gerilimin ilk işaretlerini ortaya koydu. Gazetenin iddiasına göre, ABD’li ve Suudi yetkililer, dikkati ülke içindeki protestolardan başka yere çekmek için İran’ın, Suudi Arabistan ve ABD’nin bölgedeki bazı üslerine yakın zamanda saldırı düzenleyebileceğini ifade ettiler. Yine gazeteye göre, Suudi yetkililer bu saldırı istihbaratını ABD ile paylaştılar. Bu iddialar üzerine hem bölgedeki ABD silahlı unsurlarının hem de Suudi güvenlik kuvvetlerinin teyakkuza geçtiği bildirildi. Aynı zamanda 1 Kasım’da Cezayir’de düzenlenecek Arap Birliği toplantısına Muhammed bin Selman’ın sağlık sorunları gerekçesiyle katılmamış olması da bu istihbaratın Riyad cephesinde ciddiyetle ele alındığı izlenimini oluşturuyor.
2022’nin başından itibaren ABD-Suudi Arabistan hattında, Riyad’ın takip ettiği enerji politikaları sebebiyle yaşanan ciddi gerilim, yaklaşan ABD ara seçimleri, İran içerisinde yoğunlaşarak devam eden protestolar ve İran’ın Rusya-Ukrayna savaşında oynadığı rol sebebiyle dikkatleri yeniden üzerine çekmiş olması gibi bazı gelişmelere ilaveten ortaya atılan son istihbarat raporları Körfez’de yeni bir gerilim fırtınasını haber veriyor.
ABD-SUUDİ GERİLİMİNİN KÖKENLERİ
Küresel enerji piyasalarında Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte arz yönünde ortaya çıkan daralma, dikkatlerin yeniden Suudi Arabistan’a çevrilmesine yol açtı
Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna savaşının küresel düzeyde ortaya çıkardığı en önemli sorunlardan birisi enerji güvenliği alanında. Dünyanın en büyük doğal gaz rezervlerine sahip, en büyük doğal gaz üreticisi ve en büyük ikinci petrol üreticisi olan Rusya’nın savaşın taraflarından biri olması ve Rusya’yı yıpratmak için enerji ihracatına yönelik yaptırımların uygulanması küresel ölçekte enerji arzında bir kıtlığa yol açtı. Küresel enerji piyasalarında arz yönünde ortaya çıkan bu daralma, dikkatlerin yeniden Suudi Arabistan’a çevrilmesine yol açtı.