İZMİR (AA) – Çocukluğunda kimsesiz kaldığı için hayatı zorluklarla geçen, kimi zaman sokaklarda yaşayan 36 yaşındaki Harun Tütüncü’nün yüzü, 10 …
İZMİR (AA) – Çocukluğunda kimsesiz kaldığı için hayatı zorluklarla geçen, kimi zaman sokaklarda yaşayan 36 yaşındaki Harun Tütüncü’nün yüzü, 10 ay önce geldiği Bursa‘da belediyenin konukevinde gülmeye başladı.
Almanya’nın Frankfurt kentinde dünyaya gelen Tütüncü’nün hayatı, zorluklarla geçti. Annesi ve babası 5 yaşındayken ayrılınca İzmir’de dedesi tarafından büyütülen, 15 yaşında onun vefat etmesiyle yalnız kalan Tütüncü, kargoculuk, garsonluk, komilik, bulaşıkçılık yapsa da devamlı bir iş sahibi olamadı.
Beyin ameliyatı geçirdikten sonra bakıma muhtaç hale gelen annesine bakan ve onu da bir trafik kazasının ardından kaybeden Tütüncü, yalnızlıkla geçen hayatını Bursa‘da devam ettiriyor.
Mart ayından bu yana kaldığı Bursa Büyükşehir Belediyesine bağlı konukevinde, yumurta üretiminden gelir elde edilen “Yeni Bir Hayat Projesi” kapsamında 300’e yakın tavukla ilgilenen Tütüncü, sözleşmeli personel olarak maaş alıyor.
Konukevinde günlerini tavuklarla ve arkadaşlarıyla geçiren Tütüncü, tekrar hayata tutunmanın mutluluğuyla yeni hayaller kuruyor.
Harun Tütüncü, AA muhabirine, dedesinin ölümünden sonra yalnız kaldığını, beyninde ur çıkan annesinin, Almanya’da geçirdiği ameliyat ve malulen emekliye ayrılmasının ardından İzmir’e geldiğini söyledi.
Annesiyle 2 yıl ilgilendiğini belirten Tütüncü, “Aklı, bilinci yerinde değildi. Temizliğini, yemeğini yapamıyordu. Türkiye’ye geldikten 2 sene sonra yolda karşıya geçerken otobüs çarptı ve 4 sene bitkisel hayatta, özel bir bakımevinde kaldı. Orada 2006’da vefat etti.” dedi.
“Elektriksiz susuz yerlerde, yıkık binalarda kalıyordum”
Tütüncü, kalacak yeri olmadığı için Basmane’deki oteller sokağında yaşamaya başladığını bildirdi.
Yaklaşık 10 yıl boyunca günlüğü 5 lira olan otellerde barındığını dile getiren Tütüncü, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Askere bile tek başıma, elimde 2 poşetle gittim. Her zaman ‘Şükür’ dedim, ‘Allah’ın bir bildiği vardır’ dedim. Allah’a çok şükür hiçbir zaman açta, açıkta bırakmadı. Daha sonra arkadaşlarımın yardımıyla ev tuttum. İkinci el eşya aldım fakat kirayı ödeyemeyince çıkmak zorunda kaldım. Devamlı bir işim olmadı. Mesleğim yok. Ortaokul mezunuyum. Ne yapacağımı bilemedim. Vaziyetim kötüye gidiyordu. İşsizlik vardı, pandemi yüzünden. Dışarılarda kalıyordum. Elektriksiz susuz yerlerde, yıkık binalarda kalıyordum. Arkadaşlarım beni her gördüklerinde üzülüp ağlıyordu. Kimseye ‘Açım’ diyemiyordum. Kötü bir durumdaydım. Gün geliyor, kendi halime ağlıyordum.
Arkadaşlarımın yönlendirmesiyle İzmir’deki bakımevine gittim ama orada bir gün kalabildim. Çok doluymuş. ‘Burası kapanacak, spor salonu olacak. Sana bir yer söylesek gider misin?’ dediler. Ben dışarıda kalmak, kötü yollara düşmek, kötü şeyler yapmak istemiyorum. Kendimi toparlamak istiyorum. Kalacak yere ihtiyacım var. Kimseden bir şey de istemiyorum. Kurtulmak, temizlenmek, çalışmak, hayata tutunmak, kazanmak istiyorum. ‘Bursa’ya gider misin?’ dediler. ‘Nerede olacaksa başımı sokacak bir yerim olsun. Orada kalırım, kendimi toparlarım. Doğduğum yer değil, doyduğum yerdir benim memleketim. Burada beni tutan bir şey yok.’ dedim. Yol paramı bile verdiler, biletimi aldılar.”
“Sokaklarda ölüp gidecektim, Allah bana bu kapıyı açtı”
Harun Tütüncü, mart ayından bu yana konukevinde kaldığını belirtti.
Burada 1 liraya bile ihtiyacı olmadığını anlatan Tütüncü, “24 saat sıcak su, yatacak sıcak bir yatak, 3 öğün yemek, çay var. ‘Burada seni işe sokalım. Çalışır mısın?’ dediler. Ben de ‘Tabii yaparım, kendimi toparlamak, borçlarımı ödemek, düzenli bir hayatım olmasını istiyorum.’ dedim.” ifadesini kullandı.
Konukevinde senelik sözleşmeli personel olarak işe başladığını, tavuk yetiştiriciliğini öğrendiğini aktaran Tütüncü, şöyle konuştu:
“Sabah 07.30 gibi kalkıyoruz. Kahvaltımızı yapıyoruz. Kümesleri açıyoruz. Tavukların yemlerini, sularını veriyoruz. Günlük yumurta toplanıyor. Onları siliyoruz, paketliyoruz ve buzdolabına koyuyoruz. Yumurtalar, Bursa Ekmek ve Besin Sanayi Ticaret AŞ aracılığıyla satılıyor. Geçici de olsa kendimi toplayıp bir adım atmak için güzel bir atılım oldu.”
Psikolojisinin de düzeldiğini dile getiren Tütüncü, “Borçlarımı ödedim, paramı biriktirmeye başladım. Sokaklarda ölüp gidecektim, Allah bana bu kapıyı açtı. Yatıp kalkıp dua ediyorum. Ailemden görmediğim sevgiyi, saygıyı, düşünceyi, sahiplenmeyi burada gördüm; müdürümüz Haşim Sivri’den gördüm. Şaşırdım, çok mutlu oldum. Hiçbir beklenti olmadan çorabımızdan atletimize, ceketimizden kazağımıza, eşofmanımıza, ayakkabımıza kadar temin edip 1 lira dahi beklemeden temin ediyorlar. Belimizdeki kemere kadar veriyorlar. Tek isteğim, bir yuvam, işim, ailem olsun. Allah yolunda, Allah korkusu olan eşim, çocuklarım, mutlu bir yuvam olsun.” sözlerine yer verdi.