Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Seçimi Kanunu teklifine ilişkin, “Bu teklif içerisinde, seçime giderken cumhurbaşkanı hariç …
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Seçimi Kanunu teklifine ilişkin, “Bu teklif içerisinde, seçime giderken cumhurbaşkanı hariç herkes hizaya gelecek. Cumhurbaşkanı, seçime giderken devletin bütün imkanlarını kullanabilecek. Bunun izahı olmaz.” değerlendirmesini yaptı.
Karamollaoğlu, parti genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında, ekonomiden adalete, dış politikadan eğitime, tarımdan sağlığa, hemen her alanda her gün büyük problemler ve derin kırılmalar yaşandığını öne sürdü.
Ekonominin, uzun süredir öncelikli gündem başlığı olmaya devam ettiğini dile getiren Karamollaoğlu, bununla birlikte adaletin de toplumun her kesiminden vatandaşların muzdarip olduğu konuların başında geldiğini ifade etti.
Adana’da Furkan Vakfı üyelerinin eylemine yönelik polis müdahalesini eleştiren Karamollaoğlu, “Oradaki şiddeti görünce, bu nasıl bir psikolojidir insan anlayamıyor. Sebebi, gerekçesi ve içeriği ne olursa olsun bir basın açıklaması, yürüyüş ve protesto gibi en temel anayasal haklarını kullanan insanlara böylesine şiddet uygulanmasını kabul etmemiz kesinlikle mümkün değil. Copla, biber gazıyla hatta plastik mermilerle insanları itip tartaklayarak, vurarak haddi aşanlar hakkında süratle birtakım işlemler yapılmalıdır.” şeklinde konuştu.
“BUNUN İZAHI OLMAZ”
AK Parti ve MHP’nin hazırladığı Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni de değerlendiren Karamollaoğlu, “Bu teklif içerisinde, seçime giderken cumhurbaşkanı hariç herkes hizaya gelecek. Ama cumhurbaşkanı seçime giderken devletin bütün imkanlarını kullanabilecek. Bunun izahı olmaz. Cumhurbaşkanı elbette geniş yetkilere sahiptir ama layüsel değildir. Birtakım kurallar onu da bağlar, bağlamak mecburiyetindedir.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki “Kuruluşundan Günümüze Milletvekilleri ve İl Başkanları Toplantısı”na değinen Karamollaoğlu, bu programın “bir parti yemeği” olduğunu söyledi.
Karamollaoğlu, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde hangi sıfatla, hangi hakla ve hangi değerlerle bu yemek organize edilmiş ben anlayamadım. Bu yemekli toplantı, bugün içinde bulunduğumuz birtakım değerlerin ne kadar aşındığını göstermesi bakımından önem arz ediyor.” ifadelerini kullandı.
Akaryakıtın yanı sıra çeşitli alanlarda yapılan zamları da eleştiren Karamollaoğlu, “Zam yapılmayan hiçbir ürün kalmadı. İnsanlarımız emeklerinin karşılığını alamıyor. İnsanımızın gücü son birkaç ay içinde yarı yarıya düştü, evinde kombisini, lambasını yakamaz, yakıtlarını alamaz hale geldi.” görüşünü savundu.
Türkiye’nin, dünyanın en stratejik konumunda yer aldığını anımsatan Karamollaoğlu, bundan dolayı da ülkenin omuzlarına birtakım mesuliyetler yüklendiğini belirtti.
Türkiye’nin, komşularına, İslam ülkelerine ve geri bırakılmış ülkelere karşı sorumluluğunun bulunduğunu söyleyen Karamollaoğlu, “Biz bu mesuliyeti hiç idrak etmeyen bir yönetimle karşı karşıyayız. Hiç böyle bir sorumluluk taşımıyor. Halbuki geçmişte, biz bu ülkelerle birlikte yaşadık. Bizim aslında bir tarağın dişleri gibi yan yana olmamız, birbirimizin dertleriyle dertlenmemiz icap eder.” diye konuştu.
Rusya-Ukrayna savaşında, Türkiye’nin yürüttüğü gayreti küçümsemediklerini ifade eden Karamollaoğlu, Türkiye’nin İslam coğrafyalarında yaşanan zulümlere de derman göstermekle mükellef olduğunu kaydetti.