Uzman Sosyolog Berna Ocakçıoğlu, binlerce yıldır dünyaya yön veren Türk milletinin temelini oluşturan ‘aile’ kurumuna yönelik kurulan oyunu gözler önüne serdi.
Batılı ülkeler tarafından Türkiye’de 5’inci kol faaliyeti olarak kullanılan ‘kadına şiddet‘ olayları, ‘cinsiyetçi‘ söylemlerle erkeğe yönelik şiddete dönüşüyor.
‘Kadına şiddet’ diyerek şiddete ‘cinsiyetçi’ bir yaklaşım sergileyen ve erkeğe uygulanan şiddetin yüzde 60-70 civarında olmasını görmezden gelen feminist derneklerin, suçun bireyselliğini göz ardı ediyor. LGBT ve terör örgütlerine besledikleri sempati beslediği de görülen feminist kadın dernekleri, erkekleri şeytan ilan edip aile kavramını hedef alıyor. Feminist örgütler, düzenledikleri etkinlik ve yürüyüşlerde açtığı pankartlar da asıl niyeti gözler önüne seriyor.
KADIN SOSYOLOG, ASIL NİYETLERİNİ ORTAYA ÇIKARDI
Milat gazetesinden Özlem Doğan’a bir mülakat veren ‘Şiddet’ kitabının yazarı Eğitimci Sosyolog Saadet Berna Ocakçıoğlu, Türkiye’de uygulanan toplumsal mühendisliği gözler önüne seren açıklamalarda bulundu.
Algı operasyonlarını gözler önüne seren ve insan nüfusunu azaltmak için erkek ile kadının düşmanlaştırılmaya çalışıldığına vurgu yapan Berna Ocakçıoğlu, “Erkeklerin kendinden utanıp eril güçlerinin kötüymüş gibi görülmesi, kadının da eril özellikleri bir kötülük olarak algılamasını istiyorlar. ‘Kadının beyanı esastır’ erkeğe uygulanan şiddettir. Kasıtlı olarak kadın ve erkeği birbirine düşman ediyorlar.” ifadesinde bulundu.
FEMİNİZM ŞİDDETİ KÖRÜKLÜYOR
Kadına yönelik şiddetin kaynağının nasıl körüklendiğini belirten Ocakçıoğlu, feminizmin şiddeti körüklediğini vurgulayarak şunları söyledi:
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ, KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ TIRMANDIRDI
İstanbul Sözleşmesi’nin art niyetli kadınların eline koz verdiğini ve evi ile çocuğundan ayrı bırakılan erkeğin öfkesini tırmandırdığını söyleyen Ocakçıoğlu, İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddeti tırmandırdığını şu ifadelerle açıkladı:
AVRUPA’DAKİLER YAKILIRKEN, ANADOLU’DAKİ KADINLAR ‘BACIYAN-I RUM’ OLARAK ADLANDIRILIYORDU
Şiddeti önlemek için Batı’dan alınan ithal sözleşmelere ihtiyacımız olmadığını kaydeden Berna Ocakçıoğlu, Batı’nın köklerinde kadının ikinci sınıf bir varlık olduğunu belirti ve şunları söyledi:
ŞİDDETİN KAYNAĞI; İÇKİ, KUMAR VE UYUŞTURUCU GİBİ KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR
Algı operasyonu yapıldığı gibi şiddetin kaynağının erkek olmadığını ve içki, kumar, uyuşturucu gibi kötü alışkanlıkların şiddete neden olduğunu açıklayan Uzman Sosyolog, medya ve dijital ortamların da genç beyinlere şiddeti aşıladığını ifade etti. Kişinin dinlediği ve izlediğinin hayatına etki ettiğini belirten Ocakçıoğlu, şu uyarılarda bulundu:
İSLAM, KADINA DEĞER VEREN TEK DİN
Son dönemde istismar vakalarının İslam’a yamanmaya çalışıldığına dikkat çeken Ocakçıoğlu, insanların İslam’dan uzaklaştırılmaya ve kendi ideolojilerine hizmet ettirilmeye çalışıldığını söyledi ve şu ifadelerle tepki gösterdi:
BU DA ERKEĞE UYGULANAN BİR ŞİDDETTİR
‘Eril’ özellikleri kötüleyerek erkeklerin hedef alınmasına tepki gösteren Ocakçıoğlu, dünyada oynanan oyuna gözler önüne serdi. Erkeğe uygulanan şiddete dikkat çeken Uzman Sosyolog, hedefin dünya nüfusunu azaltmak olduğunu belirtti ve son olarak şunları söyledi:
“Soyun çoğalması için bir dişi ve bir erkeğe ihtiyaç var. Tüm dünyada bir oyun oynanıyor; insan soyunu azaltmak, yok etmek, tüketmek ve kaliteli inan yetişmesine engel olmak. Erkek cinsiyle oynayarak bunu çok daha rahat yapacaklar. Erkeklerin kendinden utanması, erkeğin eril güçlerinin kötüymüş gibi görmesi, kadının da eril özellikleri bir kötülük olarak görmesini sağlamak ve buna inanan nesiller yetiştirmek hedefleniyor. Bu da erkeğe uygulanan bir şiddettir.”
FEMİNİST DERNEKLER, YURT DIŞINDAN FONLANIYOR
Daha feminist kadın derneklerinin ABD ve Avrupa ülkelerinden fonlandığı deşifre olmuştu.
ABD’li Chrest Vakfı‘nın birçok medya kuruluşunun Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Filmmor Kadın Kooperatifi gibi kadın örgütlerini fonladığı tespit edilmişti.
Kadın Adayları Destekleme Derneği‘nin (KA-DER) de Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu, Avrupa Birliği, UNDEF tarafından desteklendiği belirlenmişti.
BAŞIBOŞ KÖPEKLERİN SALDIRDIĞI KADINLARA HİÇBİR ZAMAN SAHİP ÇIKMADILAR
Başıboş köpek saldırılarının en çok mağduru çocuklar ile kadınlar olurken, sadece erkeği ve aile kurumunu hedef alan feminist kadın derneklerinin bu soruna yönelik sessiz kalması ve mağdur kadınlara sahip çıkmaması dikkat çekiyor.
Öte yandan sokaklarında başıboş köpeklere izin vermeyen Batılı ülkeler, Türkiye’deki başıboş köpeklerin sokaklarda yaşaması için tıpkı kadın dernekleri gibi sözde hayvansever derneklere de fon aktarıyor.