Almanya merkezli Bild gazetesi, Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından işgal edilen topraklarını geri almak için başlattığı operasyonda kullandığı …
Almanya merkezli Bild gazetesi, Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından işgal edilen topraklarını geri almak için başlattığı operasyonda kullandığı Bayraktar TB2 SİHA’lardan rahatsız olmuş, yaşananlardan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı sorumlu tutarak, “Erdoğan’ın katil drone’ları” manşetini atmıştı.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimlerinde de savunmada elde ettiği başarılarla adından söz ettiren Bayraktar TB2 SİHA’lar, Almanya basınının ikiyüzlü tutumunu da oraya çıkarmış oldu.
Karabağ Savaşı sırasında, Bild tarafından ‘katil’ olarak nitelendirilen TB2’ler bugün Ukrayna’da ‘umudun silahı’na dönüştü.
“ALMAN İKİYÜZLÜLÜĞÜ DERS OLARAK İZLETİLMELİ”
Yaşananları TVNET’te değerlendiren Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, bu sürecin okullarda izletilmesi gerektiğini söyledi.
Yarar, “Bu yaşanan süreci, çocuklara ders olarak izleteceksin. Her uluslararası öğrencisine göstereceksin. Her şeyin nasıl yaşandığını, dış politikalardaki tuzakların nasıl bertaraf edildiği anlatılmalı” diye konuştu.
“DIŞ POLİTİKADA KURULAN TUZAKLAR”
Yarar’ın Alman gazetesinin ikiyüzlü tutumuna ilişkin yaptığı açıklamalar şöyle:
“Karabağ Savaşı’nda Türk SİHA’larının ismi neydi Almanlar için? ‘Erdoğan’ın katil SİHA’ları…’ manşet buydu. Alman Bild gazetesinde. Şimdi ne? Ukrayna’nın kurtarıcısı. Aynı SİHA’lar. Bugün Alman Şansölyesi geldi, ne sordular? Büyük gerilimler var Almanya’da Türkiye’ye silah ambargosu uyguluyorsunuz. Bu konuda herhangi bir şey yapmayı düşünüyor musunuz sorusuna cevabı olmadı.
Bu yaşanan süreci, çocuklara ders olarak izleteceksin. Her uluslararası öğrencisine, her şeyin nasıl yaşandığını kitap üzerinden değil gerçeklikler üzerinden okunabileceği bir dönem. Harp tarihindeki pusulardan, tuzaklardan bahsetmiyorum. Bildiğiniz dış politikadaki tuzaklar. İkili davranışlar, hor görmeler, aşağılamalar…
ABD kararname ile Golan Tepeleri ile İsrail’e verdi, başka bir ülkenin toprağını verdiler. BM maddesinde Kudüs’ün statüsü belliyken, ona ve onun altına imza atan devletlerin imzasının hiç önemli olmadığını gördük.”