Hrant Dink katledilişinin 15. yılında da vurulduğu yerde geniş bir kalabalık tarafından anıldı. “Hrant için adalet”, “Katilleri koruyan cinayete …
Hrant Dink katledilişinin 15. yılında da vurulduğu yerde geniş bir kalabalık tarafından anıldı. “Hrant için adalet”, “Katilleri koruyan cinayete ortaktır”, “Buradayız ahparig (kardeşim)” sloganları atıldı.
Hrant Dink 15 yıl önce bugün, 19 Ocak 2007’de genel yayın yönetmeni olduğu Agos Gazetesi önünde öldürüldü. Hrant anısına her yıl olduğu gibi bu yıl da saat 15.05’te katledildiği noktada İstanbul Şişli’deki gazete binasının önünde binlerce kişi toplandı.
Katılanlar taşıdıkları döviz ve attıkları sloganlarla adalet istemekten vazgeçmeyeceklerini vurguladı. “Hrant Dink’in gerçek katilleri cezalandırılmadan ve bu alçak cinayetin hesabı tüm ortaklardan sorulana kadar biz bitti demeden bu dava bitmez” mesajı verildi.
“Yaşasın halkların kardeşliği”, “Faşizme inat, kardeşimsin Hrant”, “Biz bitti demeden bu dava bitmez”, “Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz”, “Katlleri koruyan cinayete ortaktır”, “Buradayız ahbapig(kardeşim)” dövizleri açıldı, sloganları atıldı.
ETKİLİ YARGILAMA YAPILMADI
Hrant Dink, Sabiha Gökçen’in Ermeni olabileceğine yönelik yaptığı bir haberden sonra
hedef haline getitirilmeye başlanmış, sürecin sonunda Hrant Dink Ogün Samast tarafından sırtından vurularak katledilmişti. Aradan geçen 15 yıla rağmen etkili bir soruşturma yapılamadı, cinayeti işleyenler ortaya çıkarılmadı ve cezalandırılmadı.
Son olarak İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, cinayetin tamamen Fetullah Gülen cemaati tarafından planlanıp işlendiği belirtilerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“En başından itibaren örgütsel işbirliği içerisinde yürütülen sözde soruşturmaların FETÖ/PDY Silahlı Terör örgütü tarafından mensupları eliyle 2007 yılında işlenen söz konusu cinayet öncesinden tasarlanıp adım adım yürürlüğe konulmak suretiyle gerçekleştirilmiştir.
MALATYA’DA DOĞDU
Hrant Dink, 15 Eylül 1954’te, Malatya’da dünyaya geldi. Beş yaşında ailesiyle birlikte geldiği İstanbul’da, anne ve babasının ayrılması üzerine iki erkek kardeşiyle birlikte, Gedikpaşa’daki Ermeni Protestan Kilisesi’nin çocuk yuvasında yatılı olarak yaşamaya başladı. Üç kardeş, ilköğretimini bu kiliseye bağlı İncirdibi İlkokulu’nda sürdürürken, yazları da okulun Tuzla’daki kampında barındılar. Hrant Dink, ortaokulu Bezciyan, liseyi ise Üsküdar’daki Surp Haç Tıbrevank Yatılı Okulu’nda okudu, Şişli Lisesi’nden mezun oldu.
İlkokulda tanıştığı Silopi doğumlu, Ermeni Varto Aşireti’nden Rakel Yağbasan ile evlenen Hrant Dink’in üç çocuğu oldu. İstanbul Fen Fakültesi’nde Zooloji ve ardından da Felsefe eğitimi alan Dink, ‘biyoloji felsefesi’ kürsüsü hayallerini, Türkiye’de gelişmekte olan sol siyaset içerisindeki aktif mücadelesine terk etti. Siyasi faaliyetlerinin Ermeni kimliği ile ilişkilendirilmesi ve cemaatin bundan zarar görebileceği endişesiyle, ismini mahkeme kararı ile “Fırat” olarak değiştirdi.
Hrant Dink ve eşi Rakel, bu dönemde içinde yetiştikleri Tuzla Çocuk Kampı’nın yönetimini üstlenerek pek çok kimsesiz Ermeni çocuğuna sahip çıktılar. Tuzla Kampı’na “Ermeni militan yetiştirildiği” suçlaması ile devlet tarafından el konması sonrasında, Dink, siyasal görüşleri nedeniyle de üç kez gözaltına alındı ve tutuklandı.
Kardeşleriyle birlikte bir kitabevi işleten Dink, 90’lı yıllarda Ermenice günlük Marmara gazetesinde Çutak (Erm. keman) rumuzuyla, Ermeni tarihine ilişkin Türkiye’de çıkan kitaplara yönelik eleştiri yazıları yazmaya başladı. 5 Nisan 1996 tarihinde ilk sayısı yayımlanan haftalık Agos gazetesi, İstanbul’da Türkçe-Ermenice yayımlanan ilk gazete olarak tarihe geçti. Yeni Yüzyıl ve BirGün gazetelerinde de köşe yazarı olarak görev aldı.