“Yalancıdan daha çok acıdıklarım kutuplaşa kutuplaşa nefret ede ede sadece ‘Erdoğan gitsin’ kiniyle hareket edenler, bir terör örgütünün yalanına …
“Yalancıdan daha çok acıdıklarım kutuplaşa kutuplaşa nefret ede ede sadece ‘Erdoğan gitsin’ kiniyle hareket edenler, bir terör örgütünün yalanına inananlar… Yalanları pişirip pişirip servis edenlerle o servisin üzerine atlayanlara yanıt vereceğim. Artık susmak yok, yeter!”
Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat, 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı telefon görüşmesi hakkında ortaya atılan iddialara tepki gösterdi. Fırat, bugünkü yazısında FETÖ tarafından 6 yıl önce ortaya atılan yalanın yeniden gündeme geldiğini söyledi. Hande Fırat’ın, “FETÖ’nün altı yıl önceki yalanı, FETÖ’cüleri unutanlar ve yalanlara inananlar” başlıklı yazısı şöyle:
Yalandan da yalancıdan da nefret ederim…
Son 48 saattir olanlara hem gülüyorum hem de acıyorum. Yalancıdan daha çok acıdıklarım; kutuplaşa kutuplaşa, nefret ede ede, sadece Erdoğan gitsin kiniyle hareket edenler, bir terör örgütünün yalanına inananlar. Yıllardır nasıl devlete sızdıklarını, nasıl sinsice hareket ettiklerini, amaçlarını artık ezberlemiş olmanız lazım. Yazmaya gerek yok. Ancak yalanları pişirip pişirip servis edenlerle, o servisin üzerine atlayıp bu ülkeye en büyük zararı verenlere yanıt vereceğim. Sustuğumuz kadar insansınız ama artık susmak yok. Biz sustukça siz zıvanadan çıkıyorsunuz. Ülkemize, vatanımıza, geleceğimize, bugünümüze en büyük zararı veriyorsunuz. O yüzden yeter!
ALTI YIL ÖNCEKİ YALAN
Ben bizzat yaşadım, Sevgili Nedim Şener tüm ayrıntıları yazdı. Bundan altı yıl önce 4 Kasım 2016’da dönemin CHP Milletvekili Aytun Çıray ile bir gazeteciye “denizbayrak83” isimli bir e-posta üzerinden bir sahte belge gönderildi. O sahte belge klasik FETÖ kafasıyla hazırlanmış, sepete her hedef konulmuştu. Adil Öksüz’ün “Timsah” kod adlı MİT personeli olduğundan, darbe girişimini Hulusi Akar’ın kurguladığından benimle MİT Basın Danışmanı Nuh Yılmaz’ın bir gün önce hiç gitmeyeceğim bir lokasyonda bir lokantada buluşup Facetime görüşmesini organize ettiğimize, hatta kıyafetime bile karar verdiğimize kadar bir sürü saçmalık yazıyordu. Bu yalanın o gün üstüne atlayanlar, sıfır teknoloji bilgileri ile işi; Cumhurbaşkanı Erdoğan’la canlı yayında yaptığım görüşme sırasında Nuh Yılmaz’ın beni aramasından yola çıkarak: “Nuh Yılmaz’ın telefonu ile bağlandı” saçmalığına kadar götürdüler.
TAKİPSİZLİK KARARI
Belge, Aytun Çıray tarafından savcılığa verildi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açtı, belgenin sahte olduğuna, evrakın tarih ve imzaların başka dökümanlardan kopyala yapıştır yöntemiyle oluşturulduğuna hükmederek, takipsizlik kararı verdi. Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım ile de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile de o günlerde görüştüm. Kılıçdaroğlu, “içeriğin yalan olduğunu, Aytun Çıray’a da gerekli uyarıları yaptığını” söyledi. İlerleyen günlerde o yalana inandığı için kırıldığım Aytun Çıray benimle barışmak için kimleri araya soktuğunu ya da özür çiçeği gönderdiğini açıklamak ister mi?
YAYIN, DÜĞÜN, FATURALAR VE KOMEDİ
Darbe girişiminden çok sonra Altın Kelebek Ödülleri’nde “Hande, sen bir de yayını yaparsan sana düğün yaparım” diyen eski ve saygıdeğer patronum Aydın Doğan’a gelelim. FETÖ’cünün dediği gibi Aydın Doğan 70 yaşında. Yine FETÖ’cünün deyimiyle ağzından kaçırdığı “doğru” değildi. Sadece yaptığı konuşmaların tarihlerini karıştırmıştı. Aydın Doğan’ı orada bozmak da bana yakışmaz, kendisine saygısızlık olurdu.
YALANLARA İNANMAK
İşin üzücü tarafı; sormadan, okumadan, dinlemeden hâlâ bu örgütün yalanlarına inanmaktır. Bu ülke o örgüt yüzünden neler yaşadı, kimler hayatlarını boş yere kaybettiler, kimler boş yere hapislere atıldı, kimlere kumpas kuruldu unuttunuz mu? Hepsinden öte bu ülkeye, ülkemize kumpas kuruldu. Durduk yere, seçimlere giderken, yalanları ısıtıp ısıtıp yeniden gündeme getirmek bu ülkeyi sevmemektir. Üstelik darbesever ve darbe çığırtkanı sosyal medya mesajları olanların bunları gündeme getirmesi sadece zavallılıktır. Tüm saçma kutuplaşmaları bir kenara bırakarak, tüm fikir ayrılıklarına rağmen, bu ülkeyi sevenler o sevgi etrafında birleşmelidirler.