İşte Mehmet Acet’in o yazısı; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Cuma günü, Rusya’nın Karadeniz’deki kıyı kenti Soçi’ye günü birlik kritik önemde bir …
İşte Mehmet Acet’in o yazısı;
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Cuma günü, Rusya’nın Karadeniz’deki kıyı kenti Soçi’ye günü birlik kritik önemde bir ziyaret gerçekleştirdi.
Çok kapsamlı konuların ele alındığı görüşmelerde, Türk heyetinde yer alan isimlerden biri de, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci oldu.
Soçi dönüşü Bakan Kirişci’yle geniş kapsamlı bir sohbetimiz oldu.
Gündemdeki konulara bakıldığında, Tarım Bakanlığı’nın görev sahasına giren pek çok başlık bulunuyor.
-Ukrayna’dan tahıl sevkiyatı,
-Dünya’da gıda krizi için alarm zillerinin çaldığı bir ortamda Türkiye’nin durumu,
-Sonbahar ve kış aylarına doğru gıda enflasyonuna karşı alınacak önlemler gibi başlıklar.
UKRAYNALI BAKANA: “BU İŞİ İSTEMEYENLERİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEYİN”
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sürecinde pozitif gündemle hareket edip, bir yandan savaşı durdurmaya çalışan, öbür yandan Afrika’nın, Ortadoğu’nun açlık tehlikesine karşı inisiyatif geliştiren tek ülke Türkiye.
Savaşı durdurma anlamında yürütülen çabalar, savaşı kızıştırmak isteyenlerin baskısı nedeniyle mümkün olmadı.
Ancak diğer konuda, Erdoğan’ın liderliğinde Türk diplomasisi, uluslararası gündeme damgasını vurdu.
İstanbul’da yapılan tahıl anlaşması, bütün risklere rağmen işlemeye devam ediyor.
Bu sürecin bu noktaya gelmesinde meselenin bir de arka planı var tabi.
Erdoğan’ın Zelenski ile yaptığı görüşmeler dışında, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ve Tarım Bakanı Vahit Kirişci’nin mevkidaşlarıyla yürüttükleri temaslar.
İstanbul’da tahıl anlaşması yapıldıktan hemen sonra, acaba bu süreç de mi sabote edilecek korkusu yaşatan bir gelişme oldu.
Anlaşmadan bir gün sonra Rusya, Odessa’daki tahıl ambarlarından birini vurdu.
Bunun üzerine, tahıl nakliyatı konusunda Ukrayna tarafında yeni tereddütler oluştu.
Ve sorunu çözmek için
Türk diplomasisi yeniden devreye girdi.
Ukraynalı mevkidaşlarıyla görüşen isimlerden biri de Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci idi.
Kirişci, Ukraynalı bakanın tereddütlerini gidermek için “Eğer vazgeçerseniz, bu işi istemeyenlerin ekmeğine yağ sürmüş olursunuz” dedi.
Bu sözlere Ukraynalı bakan, “Haklısınız” cevabını verdi.
Tahıl sevkiyatının başlaması iyi bir başlangıç olarak değerlendirilmeli.
TAHIL SEVKİYATINDAN TÜRKİYE’NEN KAZANCI NE OLACAK?
Tarım Bakanı Kirişci’ye, bu süreçte elde ettiği ‘prestij’ dışında Türkiye’nin başka hangi kazancı olacak sorusunu da yönelttim.
Bakan Kirişci’nin, meselenin hassas yönleri de olduğu için bu bölümde dikkatli bir dil kullandığını fark ettim.
Sözün bir yerinde öteden beri Ukrayna’dan tahıl ithal edip, un, bulgur ve makarna haline getirilip ihraç edilmesi örneğini hatırlattı.
Yılda 2,44 milyar dolar ithalat yaptıktan sonra, söz konusu ürünlere dönüştürülüp 3,3 milyar dolarlık bir ihracat yapıyormuşuz.
Yani, bu ticaretten elde edilen yaklaşık 800 milyon dolarlık bir kazanç durumu söz konusu.
Elbette, savaş ortamında “Bizim bu işten kârımız ne olacak” sorusu ikinci planda kalması gereken bir soru olarak düşünülmeli, ancak bu böyle diye sadece alkış almak için bu süreçlerde yer aldığımız da düşünülmemeli.
“SEN ÜRET YETER”
Gıda meselesi, Dünya’nın her tarafında potansiyel ‘kriz’ başlığı altında konuşulan konular arasında yerin almış durumda.
Pandemi ve savaşlar nedeniyle tedarik zincirlerindeki bozulmalar, gıda stoku yapan ülkeler, kuraklık tehdidinin tarımsal üretim üzerindeki baskısı vs.
Tarım Bakanı Kirişci’yle konuşurken bu konularla ilgili söylediklerini dikkatli bir şekilde dinledim.
Kirişci’nin genel yaklaşımı şu:
Tarım politikasında bütün planlamalarda öncelik içerisi olacak.
Yerleşik nüfus dışında turizm hareketliliği dahil 90 milyonun üzerine çıkan nüfusun ihtiyaçlarının giderilmesi ve ileriye dönük planlamaların aynı farkındalık ile yürütülmesi.
Bunun için, çiftçiye, toprakla uğraşan herkese “Sen üret yeter” sloganıyla hitap edilecek.
GIDA ENFLASYONUNU DURDURMAK İÇİN YAPILACAK İŞLERDEN BİRİ: KENT TARIMI
Gıda başlığının altına giren önemli konulardan biri de gıda enflasyonu.
Tarım ürünlerinde tarladan gelen ürünler nedeniyle fiyatlar kısmen düştü.
Ancak önümüzdeki sonbahar ve kış ayları gıda fiyatları anlamında, bütün dünyada olduğu gibi bizde de yeni riskleri beraberinde getiriyor.
Bakan Kirişci’ye bu meseleyi sordum.
Sonbahar ve kış aylarında sert fiyat artışları olmaması için hangi önlemler alınıyor şeklinde.
Kirişci, soruma cevap verirken “Kent Tarımı diye bir tabir var” diyerek söze başladı.
Metropollerde, yerinde tarım anlamında.
İstanbul’dan örnekler verdi.
Beykoz’da, Silivri’de, Çatalca’da sera üretimi yapılabilecek geniş arazileri olduğunu söyledi.
Ve buralarda bu işleri yapacak olanlar teşvikinin başladığını ifade etti.
